« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

21 Kas

2006

İSTERSEK PKK’YI YENERİZ!

21 Kasım 2006

İstersek, istediğimiz an PKK’yı yeneriz, ama, evvelâ adını doğru koymalıyız… Şuydu, buydu diye evelemeye gevelemeye lüzum yok, bu “olay”ın adı, dünyanın her yerinde ve her zaman İSYANDIR! Önce, ilgili bütün kişi, kurum ve kuruluşların bu konuda ittifak etmeleri lâzım… Evet, yirmi iki yıldır bu olan bitenin adı, kim ne derse desin İSYANDIR. “Son Kürtçü İsyanı’dır.”

PKK’yı yenmek için, sonra, Devlet’in yapması gerekenler var, Millet’in yapması icap edenler var… Devlet de Millet de üzerine düşenleri yaparsa, PKK’yı istediğimiz an yeneriz… Yok ederiz… Ortadan kaldırırız.

Önce Devlet’in yapması gerekenler: Devlet evvelâ bu olayın adını doğru koymalı… Buna, PKK yahut Kürtçü İsyanı demelidir… Sonra da, benzer bir isyan Korsika’da çıkmış olsaydı, Fransa ne yapar idiyse; benzer bir isyan Bavyera’da çıkmış olsaydı, Almanya ne yapar idiyse; benzer bir isyan Teksas’da çıkmış olsaydı, ABD ne yapar idiyse; bir an bile tereddüt etmeden Türkiye de aynını, aynı şekilde yapmalıdır. “Amerika’yı yeniden keşfetmeye lüzum yok.” Bu çok önemli, daha doğrusu, en mühim şey, bu!

Yani, Devlet önce Kürtlerle Kürtçüleri birbirinden ayırmalıdır… Kim Kürtçüdür, kim değildir bir bir bilmelidir… Kürtçüleri de; kim yalnızca sempatizandır ve kim sadece fikir plânında kim de silâhlı eylemci Kürtçüdür, bir bir tespit etmelidir… Sonra da her bir kategori için ayrı bir metod, strateji ve taktik uygulamalıdır… Meselâ Kürtleri, Kürtçü olmaktan alı koyacak olan program ve plânlar tatbik edilirken, sempatizan Kürtçüleri fikir plânında Kürtçü ve fikir plânında Kürtçüleri ise silâhlı eylemci Kürtçü olmaktan alı koyacak olan program ve plânlar uygulamalıdır… Ve her şeye rağmen hâlâ silâhlı eylem yapmakta ısrar edenleri de gözlerinin yaşlarına bakmaksızın toptan “imha” etmelidir.

Devlet bir taraftan bunları yaparken, başka birimleri aynı anda, PKK’yı destekleyen iç ve dış güçler ile teşkilât ve Devletleri belirlemeli. Bunların, PKK’yı desteklemelerine mani olacak tedbirleri almalıdır… Keza, Devlet’in başka birimleri de PKK’yı besleyen iç ve dış malî kaynakları tespit etmeli. Bunların, PKK’yı beslemelerine engel olacak önlemleri almalıdır… Ve her şeye rağmen, hâlâ PKK’yı desteklemeye ve beslemeye devam eden özellikle iç güç, teşkilât ve finans merkezlerine de silâhlı PKK’lı muamelesi yapılmalıdır… Bir isyan ancak bu şekilde bastırılabilir!

Şimdi de Millet’in yapması gerekenler: Millet, Devlet’in PKK’ya karşı verdiği mücadeleyi bütün imkânlarını seferber ederek desteklemelidir… Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde; “Bir kötülük gördüğünüzde elinizle mani olunuz… Buna gücünüz yetmiyorsa, dilinizle engel olunuz… Buna da gücünüz yetmiyorsa buğz ediniz… Bu, imanın en zayıf hâlidir” buyuruyorlar.

İşte Millet, hadis-i şerif’te de belirtildiği gibi, imanının derecesine yahut gücüne göre, Devlet’in PKK ile mücadelesine destek vermelidir… Kimisi asker/polis olarak fiilen çarpışarak, kimisi meselenin önem ve ehemmiyetini bir misyoner gibi anlatarak/yazarak ve kimisi de mücahitlere dua ederek, Devlet’e destek olmalıdır.

Yeter mi? Yetmez!

Böyle top yekûn bir mücadelede de maalesef gene şehitlerimiz olacaktır… İşte bu noktada, PKK ile mücadelede, Millet’in en önemli görevi gündeme gelmektedir… Şehit cenazelerine sahip çıkarak, merasimlere iştirak etme vazifesi… Evet, Millet; genci-yaşlısı, kadını-erkeği, şehirlisi- köylüsü, fakiri-zengini, işçisi-işvereni, amiri-memuru, esnafı- serbest çalışanıyla çok büyük kalabalıklar olarak, şehit cenazelerine katılmalıdır.

Şehit cenazesinin geldiği şehrin, kasabanın, beldenin, köyün tüm nüfusu, eksiksiz olarak merasime iştirak etmelidir… Her şehidin arkasından meselâ İstanbul’da on milyon kişi, Ankara’da dört milyon kişi, İzmir’de üç milyon kişi, Bursa’da bir buçuk milyon kişi yürümelidir… Devlet daireleri tatil edilmeli; dükkanlarla ticarethâneler kapatılmalı; taksiler, dolmuşlar, minibüsler, otobüsler çalışmamalı; üniversitelerde, liselerde, ilköğretim okullarında ders yapılmamalı; fabrikalarda üretim durmalıdır… Herkes, tüm insanlar ellerinde Türk bayraklarıyla, vakûr bir şekilde şehidimizi son yolculuğuna uğurlamalıdır.

Bu, Devletimi yıktırmam, ülkemi parçalatmam, milletimi böldürmem demektir… Bu, PKK’ya karşıyım, PKK’yı desteklemiyorum, PKK’yı lânetliyorum demektir… Ve Millet’in bu mesajı dost ve düşman herkese ulaşmış olacaktır… Bu mesaj, güvenlik güçlerine moral, kuvvet ve cesaret verirken; PKK’ya korku ve ümitsizlik getirecektir.

İşte bu PKK’yı yenecektir… PKK’yı ezecektir… PKK’yı yok edecektir… Ama biz üç-beş bin kişiyle şehit cenâzesi kaldırmaya devam edersek… O zaman kimseye bir şey deme hakkımız olmayacaktır.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,78 M - Bugn : 20567

ulkucudunya@ulkucudunya.com