« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

11 Şub

2011

KIBRIS’LA İLİŞKİ NİYE GERGİNLEŞTİ?

11 Şubat 2011

KKTC’de sendikaların oluşturduğu bir “Platform”, 28 Ocak günü Lefkoşa’da 40 bin kişinin katıldığı ‘Toplumsal Varoluş Mitingi’ adıyla büyük bir miting düzenledi… Mitingin amacı halkın ve özellikle işçilerle memurların çektiği ekonomik sıkıntıları dile getirmek, bunların çözümü için Hükümet’ten taleplerde bulunmaktı… Başta her şey plânlandığı gibi gitti, ama mitingin sonlarına doğru 100 kişilik bir grup Kıbrıs Cumhuriyeti Bayrağı”yla birlikte, Türkiye karşıtı bazı pankartlar çıkardılar, sloganlar attılar... İşte o sloganlarla pankartların bazıları: "Göç yasasını getireni de, geçireni de götüreceğiz”. “Kurtarıldık mı HAS...TİR”. “Çiçekçiğim şimdi kime benzerik”. “Ankara ne paranı, ne paketini, ne de memurunu istiyoruz”. “Ayşe'nin parası bitti, tatilde hırsız oldu. Herkesin malına kondu, tatil bitti. Ayşe evine dön, bilet bizden". Kıbrıslı Türkler mitingin bu yönü üzerinde pek durmadılar, çünkü bu, KKTC’de bazı grupların sergilediği Türkiye karşıtı ilk gösteri değildi… Hatırlarsanız daha önce de özellikle Annan Plânı’nın oylandığı referandumdan önceki günlerde böyle çok sayıda gösteri yapılmış, benzer pankartlar taşınmıştı... Da kimsenin bilhassa Türkiye’deki iktidar sahiplerinin gıkları bile çıkmamıştı.

Oysa şimdi, başta Recep Tayyip olmak üzere hükümetin ve yandaş basının feryatları arşı âlâya yükseldi… Eylemleri "provokatif" olarak nitelendiren Recep Tayyip, "Bize defol diyorlar. Türkiye'ye karşı böyle bir eyleme hakları yok" dedi ve KKTC yönetimine de yüklenerek şöyle konuştu: "Kuzey Kıbrıs'ta son günlerde provokatif eylemler var. Güney'le beraber yapıyorlar. Sonuncusu 28 Ocak'ta yapıldı. Bize defol diyorlar. Yönetimin duyarsızlığı var. Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a kadar yönetimin tavrını açık ve net koyması lazım.”

“Türkiye'ye karşı böyle bir eyleme hakları yok. En düşük memurları 10 bin liraya yakın para alıyor. Benim Başbakanlık Müsteşarımın aldığı 5 milyar küsur. Beyefendi, 10 bin lira alıyor bir de bu eylemi yapıyor, utanmadan. Üstelik yılda 13 maaş alıyorlar. 'Türkiye buradan çek git' diyorlar. Sen kimsin be adam. Şehidim var, gazim var, stratejik olarak ilgiliyim. Kıbrıs'ta Yunanistan'ın ne işi varsa Türkiye'nin Kıbrıs'ta stratejik olarak o işi var.”

“Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır. Biz destekliyoruz. Bunun bir karşılığının olması gerekmiyor mu?"

Gerçi biz Recep Tayyip’in bilhassa hak aramak amacıyla yapılan miting ve gösterileri hiç de anlayışlı karşılamadığını, hatta bunlara karşı şiddet uygulatma eğiliminde olduğunu geçen yıl yapılan ‘Tekel Eylemleri’ ile şu günlerde yapılmakta olan ‘Torba Yasa’ eylemlerine koyduğu tavırlardan ötürü biliyoruz… Recep Tayyip, kim olursa olsun kendisine ve hükümetine karşı çıkılmasına asla rıza göstermez. Kimsenin gözünün yaşına da bakmaz. Kim böyle eylemlere katılmışsa anasından doğduğuna pişman eder… Bunu, biliyoruz!

Ancak Recep Tayyip’in Kıbrıs’taki eylemlere karşı gösterdiği şiddetli tepkide gene de dikkat çeken bazı hususlar var: Birincisi, bu mitingi düzenleyenler de malum pankartları açanlarla sloganları atanlar da Recep Tayyip’le AKP’nin, Annan Plânı’nın referandumda oylanacağı günlerde Rauf Denktaş’a karşı ittifak yaptığı gruplardır… O zaman bunları, böyle eylemlere alıştırıp kışkırtan Recep Tayyip, şimdi ne oldu da bunlara bu kadar şiddetle karşı çıkıyor? İkincisi, KKTC küçük de olsa ayrı ve bağımsız bir devlettir! Türk milletine mensup olanların kurduğu bir devlet olsa da bağımsız KKTC’nin içişlerine karışmamak gerektiğini Recep Tayyip bile bilir! Bilmiyorsa da Ahmet Davutoğlu kendisini uyaracağı için öğrenmiştir! Öyle ise Recep Tayyip hâlâ niye bunu bilmiyormuş gibi bir tepki göstermektedir! Üçüncüsü, Mısır’da daha yirmi gün önce yapılmaya başlayan sokak eylemlerini desteklediğini açıklayan Recep Tayyip’in KKTC’de yapılan eylemlere bu kadar büyük bir tepki göstermesi normal değildir! Çünkü bunun, çifte standart olduğunu Recep Tayyip bile bilir! Ve muhalif medyaya böyle bir koz vermek istemez.

Ne ise lâfı daha fazla uzatmadan dümdüz söyleyeyim; Recep Tayyip’in KKTC’de yapılan eylemlere gösterdiği tepki, tanıyıp bildiğimiz Recep Tayyip için bile fazladır, aşırıdır! Bunun görünenden başka bir sebebi olmalıdır! Acaba bu sebep nedir?

Bu sebebi tespit etmek üzere sağda solda araştırma yaparken, Kıbrıs gazetelerinden birinde bir haber okudum ve o anda “Aha! İşte bu… Recep Tayyip’i âdeta çıldırtan asıl sebep işte bu” dedim… O haberi sizlerle de paylaşmak istiyorum:

Sendikalardan Erdoğan'a zehir zemberek mektup!

KKTC Bakanlar Kurulu önceki gün yaptığı toplantıda Atlasjet’le KTHY arasında ortaklık olacağını belirtmiş, KTHY’nin çalışanlarının bağlı olduğu sendika Hava-Sen de, “KTHY’nin Atlasjet’e peşkeş çekildiği"ni belirterek bir dizi eylem kararı almıştı.

Bu arada, Kıbrıs'ta örgütlü olan ve Hava-Sen'in başını ektiği 32 sendika, KTHY ile ilgili gelişmelere ve özelleştirmeye karşı çıkmak amacıyla dün Cumhuriyet Meclisi, Maliye Bakanlığı ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) binası önünde protesto eylemi yaparak, hükümeti istifaya çağırdı.

Dün sabah saatlerinde gerçekleşen eylemler sırasında, sendika temsilcilerinden oluşan bir heyet de, Türkiye Büyükelçiliği’ne giderek, Büyükelçilik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşaviri Numan Gümrük’e Başbakan Tayyip Erdoğan’a iletilmesi üzere bir mektup verdiler.

Hava-Sen Başkanı Buran Atakan'ın da eylem sırasında okuduğu mektupta şu ifadelere yer verildi:

"Yıllardan beridir Kıbrıs’ta toplumsal varoluş ve kendi kendini yönetme mücadelesi veren Kıbrıs Türk toplumu, hükümetinizin ortaya koyduğu siyasî uygulamalarla hak etmediği bir yere doğru götürülmektedir.”

"Özellikle Kuzey Kıbrıs’ta uygulanan ekonomik ve siyasî açılımların hükümetinizin telkinleri ve direktifleri doğrultusunda yapıldığı, artık tüm açıklığı ile ortaya çıkmıştır. KTHY’nin zarar ettiği ve Kıbrıslı Türklerin bunu yönetemeyeceği gerekçeleri ile Ulaştırma Bakanınız Sayın Binali Yıldırım’a yakınlığı olduğu iddia edilen Atlas Jet şirketine devredilmesi kabul edilemez.”

"Bu devir işlemleri aşamasında yaşanan ihale rezaleti ve Türkiye Sivil Havacılığı’nın baskı olması için KTHY’nin uçuşlarını üç ay süre ile ertelemesi, konunun özelleştirmenin çok uzağında siyasî bir açılımın ortaya konduğunu göstermektedir.”

"Kıbrıslı Türklere ait kurumların zarar ettikleri gerekçe gösterilerek Türkiye de hükümetinize yakın çevrelere verilmesi geçmişten beri uygulanan bir strateji olduğunu ve Elektrik Kurumu, Kooperatif Merkez Bankası’na bağlı kurumlar, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Telefon Dairesi, Toprak Ürünleri Kurumu gibi Kıbrıslı Türklere ait kamusal alanların da tek tek bu siyasete kurban edileceğini gözlemlemekteyiz.”

"Hükümetinizin izlediği bu siyasete Kıbrıslı Türkler olarak şiddetle karşı olduğumuzu ve an an izlenen ‘buyuran-emir alan’ mantığına dayalı ilişki şeklinin de siyasî irademize yönelik açık bir müdahale olduğunu vurgularız.”

"Kıbrıs’ta çözümü arzulayan açıklamalar yaparken, ekonomik olarak Güney ekonomisi ile eşitlenme çalışması yapma yerine, sürekli olarak ekonomik olarak Türkiye ile kıyaslanmamız maaş, ücret ve çalışan hakları bakımından Türkiye’nin de gerisinde bir noktaya getirilme çabaları adamızdan göçü hızlandıracağı, toplumsal yok oluşa ivme katacağı gerçeği yanında TC hükümetinin Kıbrıs’ta çözüm konusunda da samimiyetsizliğini göstermektedir. Zaten bir yandan ‘Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonlar kalksın’ derken KTHY uçaklarının uçuşuna uygulanan TC ambargosu da açıkça görülmüştür.”

"Tüm bu gerekçelerle Kuzey Kıbrıs’a yönelik olarak hükümetinizin izlediği sendikasızlaştırma, ucuz işgücü piyasası yaratarak adına Kıbrıslı Türklerin adadan göçü, toplumsal varlıklarımızın hükümetinize yakınlığı ile bilinen sermaye çevrelerine dağıtılması siyasetinden vazgeçilmesini talep eder, Kıbrıslı Türklerin siyasal iradelerine saygı gösterilmesi gerektiğini vurgularız.”

"Saygılarımızla;”

“HÜR-İŞ, KAMU-İŞ, MEMUR-SEN, HAVA-SEN, BÜRO-İŞ, BAY-SEN, BASS, DİN-GÖR-SEN, DEV-İŞ, DEVRİMCİ-GENEL-İŞ, EMEK-İŞ, PETROL-İŞ, MAĞUSA TÜRK GENEL-İŞ , TÜRK-SEN, EL-SEN, TEL-SEN, BANK-SEN, GIDA-SEN, SAĞLIK-SEN, KTÖS, KTAMS, KTOEÖS, BES, ÇAĞ-SEN, TIP-İŞ, GÜÇ-SEN, KOOP-SEN, BASIN-SEN, MEC-SEN, DAÜ-SEN, DAÜ-BİR-SEN, EBE VE HEMŞİRELER SENDİKASI.”

Şimdi, lütfen siz söyleyin: Haklı değil miyim?

AKP, KKTC’nin azıcık olan zenginliğini de yandaşlarına peşkeş çekecekti ki bu hazırlığı Kıbrıs medyası ile sendikaları tarafından deşifre edildi! Ve 'Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'tan elini çek!' dendi… Recep Tayyip’i asıl kızdıran sebep budur!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,08 M - Bugn : 2462

ulkucudunya@ulkucudunya.com