« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

10 Kas

2006

BAHÇELİ’NİN GÜNÂH GALERİSİ

10 Kasım 2006

Geçen yazıma, Devlet Bahçeli’nin İlk Günâhı başlığını koymuştum, ama yanlış yapmışım… Devlet Bahçeli’nin, MHP TBMM’ye 129 Milletvekili ile girdikten sonra, o kadar çok yanlışı ve günâhı oldu ki, başlık, Bahçeli’nin Günâh Galerisi olmalıydı… Bu sefer öyle yaptım…

Devlet Bahçeli, TBMM’deki yemin merasimi sırasında, Mersin Milletvekili Dr. Nesrin Ünal’a başörtüsünü çıkarttırarak, icraatlarına başlamış oldu… Bunu, geçen yazımda anlatmıştım, bu yazımda ikinci icraatını yazmak istiyorum.

TBMM’de yemin merasimi tamamlandıktan sonra, sıra hemen Hükümet kuruluşuna geldi. 99 Genel Seçimleri sonucuna göre, Meclise beş parti girebilmişti; ANAP, 86 milletvekili; DSP, 136 milletvekili; DYP, 86 milletvekili; FP, 111 milletvekili ve MHP, 129 milletvekili ile temsil ediliyorlardı. Görüldüğü gibi, milletvekili dağılımı öyle bir hâldeydi ki teorik olarak çok fazla hükümet alternatifi vardı: 1. alternatif DSP+DYP+FP= 333, 2 alternatif DSP+ANAP+FP= 333, 3. alternatif DSP+MHP+ANAP= 351, 4. alternatif DSP+MHP+DYP= 351, 5. alternatif DSP+MHP+FP= 376, 6. alternatif MHP+FP+DYP= 326, 7. alternatif MHP+FP+ANAP= 326. Aslında teorik olarak FP’li birkaç alternatif daha vardı, ama, 28 Şubat süreci hâlâ devam ettiği için, Cumhurbaşkanı’nın hükümeti kurma görevini Necmettin Erbakan’a vermesi söz konusu olamazdı… Bu yüzden onları yazmadım… İşte tam bu günlerde, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, gazetecilerin bir sorusu üzerine öyle bir lâf etti ki, hem Türkiye’nin hem de MHP’nin hükümet seçeneklerini bir anda “tek”ledi!

“FP ile DYP’nin bu dönem dinlenmeleri lâzım!”

Devlet Bahçeli’nin bu sözü; 1. 2. 4. 5. 6. ve 7. hükümet alternatiflerini ortadan kaldırmış oldu. Kalan sadece 3. alternatifti… Devlet Bahçeli, politik hiçbir tecrübesi olmadığı için ne “halt” ettiğinin farkında değildi… Ama birileri bu, yedi kelimelik cümlenin ne anlama geldiğini çok çabuk fark ettiler.

Ve DSP genel başkan yardımcısı Rahşan Ecevit; bu sözle, Devlet Bahçeli’nin hem kendisini hem de MHP’yi, DSP ile hükümete katılmak konusunda bağladığını gördü ve hemen “Eli kanlı katillerle hükümet kurulmasını içimize sindiremeyiz” dedi. Devlet Bahçeli bu sözüyle eğer kendisiyle Parti’yi bağlamasaydı, Rahşan Ecevit bu lâkırdıyı edebilir miydi?

Rahşan Ecevit bu sözüyle, hem DSP’nin parti tabanını bir şekilde sakinleştirerek MHP ile koalisyona hazırlıyor, hem Devlet Bahçeli ile MHP’lilerin “burunlarını sürtüyor”, hem de MHP’ye “arkadaş, bizim size ihtiyacımız yok, ama sizin başınızda öyle bir genel başkan var ki, siz bizimle hükümet olmaya mahkûm ve mecbursunuz” diyerek, hakaret ediyordu.

MHP tabanı ile Ülkücüler, bunu hemen fark ettikleri için ayağa kalktılar! Bunun üzerine Devlet Bahçeli de, “Rahşan Ecevit özür dilemelidir” demek durumunda kaldı… Keşke demeseydi, Rahşan Ecevit öyle bir cevap verdi ki, “özrü kabahatinden büyük” oldu… “Ben şimdiki MHP’yi kastetmedim, 12 Eylül öncesindeki MHP’yi kastettim” dedi… Bunu, Devlet Bahçeli ve “yol arkadaşları” özür saydılar, meseleyi daha fazla uzatmayıp, DSP ile koalisyon ortağı oldular.

Halbuki, Rahşan Ecevit’in bu sözü, önceki sözünden daha ağır ve kabul edilemez bir lâftı… Çünkü “eli kanlı katiller” hakareti, Devlet Bahçeli ve “yol arkadaşları”nın üzerinden alınıp, direkt olarak merhum Başbuğ Türkeş ile ülküdaşlarına ve 12 Eylül öncesinde verdikleri şanlı mücadelenin üstüne atılıyordu… Bunu, ben aciz görüyorum ve anlıyorum da sayın Dr. Devlet Bahçeli görememiş ve anlayamamış mıydı? Anlayamadı ise, bir algılama sorunu var demektir. Öyle ise, MHP genel başkanlığında ne işi var? Yok, anladı ve gördüğü halde sesini çıkarmadı ise, o zaman sayın Devlet Bahçeli’nin, Başbuğ Alparslan Türkeş, ülkücüler ve onların şerefli mücadelesiyle bir sorunu var demektir! O zaman da MHP genel başkanlığında ne işi var?.. Bana kalırsa, doğru olan ikinci şık… Ama bunun ne olduğunu, unutmazsam daha sonra yazarım.

Devlet Bahçeli ile “yol arakadaşları”nın “iktidar hırsları” olmasaydı, MHP bu durumlara düşmezdi … Bunun için MHP, hükümet kuruluşu çalışmalarının dışında kalmalıydı… Çünkü MHP, Türkiye’nin 1999 yılı şartlarına gelmesinden sorumlu değildi… “Bizim, Türkiye’nin içine düştüğü kötü ekonomik, siyasal, sosyal şartlardan ötürü hiçbir vebâlimiz yoktur… Bunu, bu durumdan sorumlu olanlar düzeltsinler” diyerek, hükümetin dışında kalacağını ilân etmeli ve ana muhalefet partisi olarak; doğru yapılan her şeyi destekleyerek, yanlış yapılan şeylere de karşı çıkarak, “Türk milletinin ümidi olmaya devam ederek” siyasî hayatını sürdürmeliydi.

MHP böyle yapsaydı, yani hiçbir hükümete katılmayıp, ana muhalefet partisi ve “milletin ümidi” olarak kalsaydı, AKP kurulabilir miydi? AKP kurulsa bile, bu kadar oy alarak, tek başına iktidar olabilir miydi?

Devlet Bahçeli, hem MHP’yi DSP ve ANAP ile koalisyon ortağı yaptığı ve hem de “erken seçim kararı” alınmasına sebep olduğu için, AKP’nin ve Recep Tayyip’in iktidar olmasının en büyük müsebbibidir… Dr. Nesrin Ünal’ın başörtüsünü çıkarttırarak, “başörtüsü meselesinin” halledilmesine engel olması yetmezse bile, bu günâhı ona yeter.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,05 M - Bugn : 4051

ulkucudunya@ulkucudunya.com