« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

09 Kas

2006

DEVLET BAHÇELİ’NİN İLK GÜNÂHI

09 Kasım 2006

Yapılacak olan MHP Kurultayı’nı, Devlet Bahçeli ve “yol arkadaşları” hiç zorlanmadan rahatça kazanacaklardır. Bu kesin… Bundan, Devlet Bahçeli ve “yol arkadaşları”ndan başka, hiç kimsenin en ufak bir kuşkusu bile yok… Lâkin bu netice, MHP’ye, Ülkücü Hareket’e, Türkiye’ye, Türk Dünyası’na, İslâm Âlemi’ne ve İnsanlığa hayır getirir mi, bu hayli şüpheli bir “şey”.

Çünkü Devlet Bahçeli ilk defa genel başkan seçiliyor değil ve daha önceki kurultayları kazanmış olması, hiç de hayırlı neticeler getirmedi… Yok, yok haksızlık yapmayalım, bir tane “başarı”sı var. MHP, 18 Nisan 1999 Genel Seçimleri’nden % 18 oy alarak ikinci parti olarak çıktı. Kabul etmek lâzım ki, bu sonuçta genel başkan olarak Dr. Devlet Bahçeli’nin hayli büyük bir payı var… Ama hepsi bu! Sonraki yaptıkları ise… Neyse, bunu, daha sonra sırası gelince konuşuruz.

18 Nisan 1999 Genel Seçimleri’ne kadar olan süreçte, Devlet Bahçeli, kabul etmek gerek ki; pek fazla hata yapmadı… Milletvekili adaylarını, partilinin önüne sandık koyarak, “temayül yoklaması” yoluyla belirledi. Delegenin sıralamasına da birkaç kişi ve yer hariç, genellikle uydu… Seçim gezileri ile konuşmalarında “ülkücü jargonu” kullanmaya dikkat etti… Hiçbir ayrım yapmadan bütün ülkücüleri kucaklamaya çabaladı… Teşkilâtlara, yersiz müdahalelerde bulunmadı… Ve netice; eminim ki kendisinin bile beklemediği kadar muhteşem oldu… MHP, 131 milletvekili çıkarmıştı! MHP, TBMM’ne, tarihinde ilk defa bu kadar çok milletvekili ile giriyordu.

Bu şahane sonuç, başta genel başkan Devlet Bahçeli olmak üzere, bütün genel merkez yöneticilerini önce şaşırttı, sonra da şımarttı. “Kişinin karakteri, en iyi, yükselirken ve düşerken belli olur.” Bu neticeyi, sadece ve yalnızca kendi zekâ, faaliyet ve çalışmaları ile sağladıklarına inanıp, bunu, yerli yersiz ifade etmeye başladılar. Meselâ Koray Aydın, bir görüşme sırasında, aynen şöyle diyordu: “Seçim zaferi, başta Genel Başkan sayın Devlet Bahçeli olmak üzere Genel Merkez’in eseridir. Yaptığımız araştırma, bunu gösteriyor: Bu neticede Genel Merkez’in payı % 17 ve teşkilâtın payı % 1’dir.” “Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var!”

Bu kadar gurur, kibir ve kurum, genel başkan Devlet Bahçeli’ye –Allah bunu hiç sevmez, çünkü- TBMM’nin açıldığı ilk gün, ilk büyük yanlışını yaptırdı!

Hatırlayacaksınız; 18 Nisan 1999 Genel Seçimleri’nde başörtülü iki de bayan milletvekili seçilmişti… Birisi Dr. Nesrin Ünal, diğeri ise Merve Kavakçı… Nesrin Ünal, MHP listesinden, Merve Kavakçı ise FP’den.

Merve Kavakçı’yı bilmem ama, Dr. Nesrin Ünal, -eşim Dr. Ayşe hanım ile tanıştıkları için biliyorum- başörtülü olarak aday adayı oldu… “Temayül Yoklaması”na başörtülü olarak katıldı… Başörtülü olarak milletvekili adayı seçildi… Mersin, MHP Milletvekili adayları listesine girdiğinde de başörtülü idi… Seçim çalışmalarını sonuna kadar başörtülü olarak yaptı… Seçim Kurulu’ndan Milletvekili mazbatasını aldığında da başörtülüydü… Mersin milletvekili olarak, MHP Genel Merkezi’ne ilk geldiğinde de başörtüsü takıyordu… Bütün bu süreç içersinde, Dr. Nesrin Ünal’a, hiç kimse ama hiç kimse başörtüsü ile milletvekili olamazsın, milletvekili seçilirsen TBMM’ye başörtülü olarak giremezsin, Millet Meclisi’ne girebilmen için başörtüsünü çıkartman gerekir, dememişti… Ama…

Ama, Milletvekillerinin Anayasa gereği olarak yemin edecekleri, TBMM’nin ilk birleşimi öncesinde dendi…

Özetle: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dr. Nesrin Ünal’ı, TBMM’deki odasına çağırttı ve başörtülü olarak, “Yemin” edemeyeceğini; bunun için ya başörtüsünü çıkartması veya Milletvekilliğinden istifa etmesi gerektiğini, kendisine tebliğ etti… Uzun uzun konuşuldu, tartışıldı ve Dr. Nesrin Ünal başörtüsünü çıkartmak zorunda kaldı. Milletvekili yeminini de başı açık olarak etti.

TBMM’de daha sonra olanları, herkes biliyor, hatırlıyor… Yemin sırası Merve Kavakçı’ya geldiğinde, dananın kuyruğu koptu… O ana kadar gayet sakin olan, DSP genel başkanı Bülent Ecevit ile DSP Milletvekilleri, Dr. Nesrin Ünal’ın başını açmasından da aldıkları cesaretle, Merve Kavakçı’nın üstüne hücum ettiler. Bülent Ecevit, tarihe geçen o meşum cümleyi o zaman sarf etti: “Bu kadına haddini bildirin!”

Nitekim, “bu kadına” haddi bildirildi… Önce, seçmenin reyleri ile kazandığı Milletvekilliği elinden alındı, sonra da vatandaşlığı… Dr. Nesrin Ünal’ın başı, Devlet Bahçeli tarafından açtırılmasaydı… Bülent Ecevit dahil hiç kimse hatta hiçbir kurum ve kuruluş, MHP ve FP gibi iki “güçlü ve köklü” partiyi karşısına almayı göze alamazdı… Hem Merve Kavakçı’nın Milletvekilliği ile vatandaşlığı kurtulurdu, hem de Dr. Nesrin Ünal başörtüsünü çıkarmak, başını açmak durumunda kalmazdı… En önemlisi de, bugün Türkiye’nin, Müslüman Türk milletinin, ve bacılarımızla kızlarımızın başının belâsı haline gelen “Başörtüsü Meselesi” daha o zaman “tereyağından kıl çeker gibi” rahatça halledilmiş olurdu!

“Başörtüsü Meselesi” bugün hâlâ, Türkiye’nin başını ağrıtmaya devam ediyorsa, bunun bir numaralı müsebbibi, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’dir! Ama bu günâh da ona yeter.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,00 M - Bugn : 29179

ulkucudunya@ulkucudunya.com