« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

04 May

2010

YUMRUKLAR

04 Mayıs 2010

Aslında, 3 Mayıs Türkçüler Günü münasebetiyle Türkçüler Günü ile ilgili bir yazı yazmayı plânlamıştım, ama dostum Yusuf Yılmaz Araç ‘Yumruk’ başlıklı öyle muhteşem bir yazı yazdı ki ben de haddim olmayarak, o yazının bir nevi devamı mahiyetinde olan bu yazıyı yazmak durumunda kaldım. Arz ediyorum.



Eski DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’e Samsun’da Adliye’den çıktığı sırada, İsmail Çelik isimli bir vatandaş tarafından birkaç yumruk atıldı... Ahmet Türk’ün burnu kırıldı! Haberi duyunca içim cız etti! ‘Biz bu filmi daha önce seyretmiştik.’ Aradan çok geçmedi, bir hafta sonra Kayseri’de bir şehit cenazesinin defin merasimi esnasında bu defa da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Şahin Şimşek adında bir vatandaş tarafından yumruklandı… Taner Yıldız’ın da burnu kırıldı! Bu defa ‘eyvah’ dedim, ‘eyvah!’ Provokatörler, zeminin uygun olmasından yine faydalandılar!



Malum, Ahmet Türk’e atılan yumruk sonrasında büyük tantana çıktı... Siyasî liderler hemen kınama mesajları yayınladılar… Cumhurbaşkanı, Başbakan ve İçişleri Bakanı Ahmet Türk’ü telefonla arayıp geçmiş olsun dileklerini ilettiler… Bir rivayete göre İçişleri Bakanı, Ahmet Türk’ten özür dahi dilemiş… Ancak Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde bazı il ve ilçelerde PKK’lılar ile sempatizanları gene de sokaklara döküldüler ve etrafı yıkıp, yaktılar! Taner Yıldız’a yapılan saldırı ise özellikle AKP camiasıyla yandaş medyada sessizce geçiştirilmeye çalışıldı... Olay sanki hiç olmamış gibi davranıldı… Böyle durumlarda esip gürleme âdeti olan Recep Tayyip bile, pek fazla tantana yapmadı... Sağa-sola birkaç lâf sokuşturmakla yetindi!



Epey bir zamandır gündemden düşmüş olsa da bu yumruklama olayları Türkiye’de ilk defa oluyor değil… Benzer olaylar, daha önce de olmuştu, hatta vakti zamanında bir Başbakan bile yumruklanmıştı!



Süleyman Demirel, Başbakan iken 13 Mayıs 1975’de hem de Başbakanlıkta, Vural Önsel isimli bir Dev Sol mensubu tarafından yumruklanmıştı: Bugün gibi hatırımdadır, çünkü o gün MHP Eskişehir İl Kongresi vardı… Bursa’dan biz de bir otobüs Ülkü Ocaklı genç Eskişehir’e gitmiştik… Rahmetli Başbuğ konuşmasını yapmış ve oylamaya geçilmişti… Haber, Başbuğ’a o sırada ulaşmıştı… Rahmetli, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısıydı, bunun üzerine hemen kalkmış ve Ankara’ya gitmişti… Biz de bu olayın vahametini bu suretle öğrenmiştik.



Benim bilebildiğim ikinci yumruklama olayı ise 24 Kasım 1996’da Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bir otelin lobisinde gerçekleşmişti… O zaman yumruklanan kişi eski bir Başbakan olan Mesut Yılmaz’dı, yumruklayan ise Veysel Özerdem isimli ülkücü olduğunu söyleyen biriydi... Ancak o ‘iş’ hayli çetrefilliydi, nitekim bu olay üzerine daha sonra birçok komplo teorisi üretilmiş ve fakat gerçek tam olarak ortaya çıkarılamamıştı! O yüzden bu olayı farklı bir ‘şey’ saymak daha doğru olur.



Başbakan Süleyman Demirel’e atılan yumruk, atan kişinin siyasî kimliğinden de anlaşıldığı gibi siyasî bir maksatla atılmıştı. ‘İşaret fişeği’ gibi bir şeydi, yani. Nitekim bu ‘işaret fişeği’ fonksiyonluğu görevini bihakkın ifa da etti… 12 Mart Askerî Muhtırası sonrasında neredeyse tamamen durmuş olan siyasî terör olayları yeniden başladı… Ve 12 Eylül Askerî Darbesi’ne kadar aralıksız olarak devam etti… Korkarım ki Ahmet Türk’e Samsun da atılan yumruk da aynı etkiyi yapacaktır… Nitekim gelişen olaylar o yönde gidiyor: Samsun’da polislere, Giresun’da ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bazı yerlerde askerlere yapılan silâhlı saldırılar, bunu gösteriyor.

Taner Yıldız’a atılan yumruk ise bana kalırsa, daha çok Mesut Yılmaz’a atılan yumruğa benziyor… Sanki sebebi başka ve değişik bir ‘şey’… Recep Tayyip ile AKP yetkililerinin de böyle bir kuşkuları olmalı ki olayın üstüne çok fazla gitmediler, gitmiyorlar... Olayı, sessizce geçiştirmeye bakıyorlar.



Ben, kimseyi suçlamıyorum, suçlayamam da fakat olayı araştıran Savcının yerinde olsaydım, Taner Yıldız’a atılan yumruğu bir de Türkiye ile Uzanlar arasında bir kan davasına dönüşen ‘Libananco Davası’ açısından incelerdim... Kim bilir, belki de ‘hakikat’‘Libananco Davası’ arkasında gizlidir! Gerçek kolay bulunur, ama bütün teşbih ve mecazlardan âri ve zâhir olan hakikat, bazen daha zor bulunur, çünkü… Hakikati daha çok ve daha dikkatli aramak gerekir! Ve bu yüzden, önce gerçeği mi hakikati mi aradığımıza karar vermek lâzım gelir!



Lâf buraya kadar gelmişken, haddimi bir kere daha aşarak, buradan Ergenekon Savcılarına da bir tavsiyede bulunmak isterim; ben olsaydım, meşhur ‘Danıştay Saldırısı’nı bir de o günlerde Danıştay’da görüşülmüş veya görüşülecek olan ‘akçalı işler’ açısından incelerdim! Çünkü ‘büyük ve güçlü organizasyonlar’ yaptıkları eylemleri perdelemeyi ve bu suretle gizlemeyi çok iyi bilirler! Kim bilir, belki de burada da aynı şeyi yapmışlardır! Kısacası, söylemek istediğim şudur; ‘provokatörler’, her zaman uygun bir zemine ihtiyaç duyarlar... Danıştay saldırısının gerçekleştiği günlerde de ‘uygun bir zemin’ vardı,‘büyük ve güçlü organizasyon’ bu zemini kullanarak bu eylemi yaptırmış olabilir!



M. Metin KAPLAN

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,08 M - Bugn : 4531

ulkucudunya@ulkucudunya.com