« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

02 Şub

2010

SORULARIM VAR

02 Şubat 2010

Bugüne kadar ortaya atılan hiçbir darbe iddiasını ciddiye almadım; ne Sarıkız, ne Ayışığı, ne Eldiven, ne Kafes ve ne de diğerleri inandırıcı gelmedi, bana. Hepsi uyduruk şeylerdi, çünkü! Ya da bana öyle gelmişti…

Beni yanlış anlamayın, sakın; ben, “TSK darbe yapmaz” diyen saftiriklerden değilim. 27 Nisan’ı, 28 Şubat’ı, 12 Eylül’ü, 12 Mart’ı, 27 Mayıs’ı ve aradaki irili ufaklı bir sürü darbe teşebbüsünü unutmadım, henüz... TSK, iktidar zayıfsa, şartlar olgunlaşmışsa, emperyalizm de destek veriyorsa, kimsenin gözünün yaşına bakmaz, darbeyi yapar! Bu dün de böyleydi, bugün de böyle… Ben bunu bilir, bunu söylerim.

Bu ülkede darbe olması istenmiyorsa yapılacak şey çok basittir. Bir. İktidar güçlü olacak. İki. Darbeye meşruiyet kazandıracak şartların olgunlaşmasına müsaade edilmeyecek. Ve üç. Yabancı istihbarat servislerinin ülkede at oynatmasına izin verilmeyecek. Bu üç şey gerçekleşirse bu ülkede değil TSK, TSK dâhil devletin bütün kurum ve kuruluşları bir araya gelseler dahi darbe marbe yapamazlar! Bunlar geçekleşirse zaten darbeye de ihtiyaç kalmaz, ya... Bu da işin diğer yönü…

Ne ise… Konuyu gene dağıttım… En iyisi baştan alayım.

Bugüne kadar ortaya atılan hiçbir darbe iddiasını ciddiye almadım; ne Sarıkız, ne Ayışığı, ne Eldiven, ne Kafes ve ne de diğerleri inandırıcı gelmedi, bana. Hepsi uyduruk şeylerdi, çünkü! Ya da bana öyle gelmişti…

Ancak bu defa durum sanki biraz farklı gibi… Evet, ‘Balyoz’dan bahsediyorum… Bu, sanki gerçeğe daha yakınmış gibi duruyor. Balyoz darbe teşebbüsü bana, yüzde elli bir ihtimalle gerçekmiş gibi geliyor.

Beş bin sahife belge… Ses kayıtları… İsimler… Rütbeler… Vazifeler… Görevliler… Görevlendirenler.

En ince detayına kadar her şey plânlanmış… Plânlar kayıt altına alınmış… Vazife taksimi yapılmış.

G gününde kimin, nerede hangi görevi yapacağı bir bir belirlenmiş.

Hükümet dâhil sivil görevlere kimlerin getirileceği; kimin başbakan ve kimlerin bakan, vali, kaymakam yapılacağı kararlaştırılmış.

Kimlerin tutuklanacağı ve bunların hangi cezaevlerinde tutulacakları, cezaevlerinin kapasiteleri yetersiz kalırsa, bu problemi çözmek için hangi alternatiflerin bulunduğu karar altına alınmış.

Vs. Vs. Vs.

Bunlar ve burada daha fazla yer işgal etmemek için yazmadığım diğer şeyler hep yüzde elli birin içinde olanlar.

Tabii bir de yüzde kırk dokuz var, yani bunun da diğerleri gibi uydurma olma ihtimali.

Bunları sırayla sayarsak:

Bir. Genel Seçim 3 Kasım 2002’de olduğuna göre ve bu Plân da 6-7 Mart 2003’de hazırlandığına göre; bu kadar detaylı bir plân, bu kadar kısa bir zamanda hazırlanabilir mi? Bu soruya, bu işlerin gizli yapılması gerektiği de hatırlanarak cevap vermek gerekirse, hazırlanabilir demek mümkün müdür?

İki. Darbe plânlarına son hali verilirken, toplantıda o kadar çok insan olur mu? İddialara göre 6-7 Mart’ta yapılan toplantılara generaller dahil neredeyse iki yüz subay katılmış… İki yüz kişinin katıldığı bir toplantının gizli kalması mümkün müdür? Darbe plânı hazırlamak gizli bir faaliyet değil midir? İki yüz kişinin iştirak ettiği bir toplantının gizliliğinin kalmayacağını, toplantıyı tertipleyen kurmay subaylar bilmezler mi? Bilmeleri gerekir! Öyle ise gizlilik esasına neden riayet edilmemiştir?

Üç. Bütün hazırlıklar 1. Ordu Komutanlığı’nda yapılmış… Belgelerin içeriği de bunu doğrulamaktadır; görevlendirmeler ve görevler hep 1. Ordu görev sahası sınırları içinde çünkü… Türkiye’de bir tek ordu, bu 1. Ordu bile olsa, darbe yapabilir mi? Bu soruya elbette yapabilir diye cevap verecek olanlara, bir soru sormak isterim: 9 Mart 1971 de Kara Kuvvetleri Komutanı ile Hava Kuvvetleri Komutanı birlikte hareket ettikleri halde niye/neden başarılı olamadılar? Ve 1. Ordu, bütün Türkiye’ye hâkim olabilir mi?

Dört. Daha önceki darbelere teşebbüs etmekle suçlanan kişiler kamuoyundan fellik fellik kaçarlarken, buna teşebbüs ettiği iddia edilen kişi kanal kanal gezerek, canlı yayınlara katılıp kendini savunmaktadır. Bu nasıl oluyor? Bu adam, ya deli sayılabilecek kadar cesur biri, ya da masûm... Acaba hangisi doğru? Adam çok mu cesur, yoksa masûm da onun için mi hiç bir şeyden çekinmiyor? Ben karar veremiyorum. Siz ne dersiniz?

Sonuç olarak… Balyoz darbe plânının doğru olma ihtimali, bana yüzde elli bir gibi görünüyor. Eğer bir yetkili çıkar da yukarıda dört madde halinde sıraladığım sorulara makul; akla uygun ve mantıklı cevaplar verirse, doğruluğuna işte o zaman yüzde yüz inanacağım!

Sorularıma cevap bekliyorum!

M. Metin KAPLAN

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,08 M - Bugn : 6184

ulkucudunya@ulkucudunya.com