« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

03 Kas

2006

KİM NE DERSE DESİN, YENİLDİK İŞTE!

03 Kasım 2006

Geçen yazımda “PKK’ya yenildik” dedim ya, birçok okuyucudan hatta arkadaşımdan hemen itiraz sesleri yükseldi: Yok böyle bir şey; biz, PKK’ya yenilmedik. Asla yenilmeyeceğiz! Sen ne demek istiyorsun?

Aslında demek istediğim gayet açıktı. Anlaşılmadı ise, bu benim hatam değil... Anlamayanlar dönüp yazıyı bir kere daha okusunlar, diyebilirim ama, ben, bunu demeyeceğim… Ben, sayın Recep Tayyip kadar kaba bir adam değilim… Biliyorsunuz, o, hem “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” demişti, hem de gösterilen haklı tepkiler üzerine, televizyona çıkarak özür diler gibi yapmış ve “sözlerim yanlış anlaşıldı. Şehit anneleri sözlerimi yanlış anlamaktan dolayı üzülmüşse, bunlardan özür dilerim” diyerek, bütün kamuoyunu söylenenleri anlayamayacak kadar cahil ve geri zekâlı yerine koymuştu… Ben, Recep Tayyip gibi yapmayacağım, demek merâmımı anlatamamışım diyerek, söylediğimi dilimin döndüğü ve aklımın erdiği kadar, açık ve net olarak anlatmaya çalışacağım.

Evet, kim ne derse desin, biz PKK’ya yenildik! Bu fikrimde ısrar ediyorum… Ha, şunu da tekraren söyleyeyim ki, PKK bizi yenmedi… Yıllardan beri peş peşe, peş peşe, peş peşe yaptığımız yanlışlardan ötürü PKK’ya biz yenildik! Bu yanlışları yapmasaydık, PKK’yı şimdiye kadar çoktan ezer geçerdik, yok ederdik.

Geçen yazımda bu sonuca nereden vardığımı açıkça söylemiştim; “bu ülkede gaziler, devletten sosyal haklar almak için miting ve yürüyüş yapmak zorunda kalıyorlarsa, bu iş bitmiştir. Biz, PKK’ya yenildik” demiştim. Ama anlaşılıyor ki, verdiğim bu misal ileri sürdüğüm tezi, ispatlamaya yetmemiş… Öyle ise yeni bir örnek vermeliyim.

Televizyon seyrediyor musunuz? Televizyonlarda seyredilecek pek bir şey yok ama, en azından haberleri izliyorsunuzdur… Son zamanlarda Doğudan ve Güneydoğudan sıkça gelmeye başlayan şehit cenazeleri için yapılan merasimleri görmüşsünüzdür. Gördünüz değil mi? Sizi en çok etkileyen, bir şehit cenazesi törenini gözünüzün önüne getirin, lütfen. Ve unutmayın… Size bir soru soracağım, çünkü… Şimdi bir de, güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölen bir PKK’lı için yapılan cenaze merasimini gözünüzün önüne getirin… PKK’lı için yapılan bir cenaze töreni de görmüşsünüzdür, herhalde. Değil mi? Bunu da aklınızda tutun, lütfen.

Ve bana değil, kendinize cevap verin… Şehidin cenaze merasimi mi, yoksa PKK’lının cenaze töreni mi daha görkemliydi? Hangisine, daha fazla insan katılmıştı?

Soruların cevaplarını ben vereyim: Ne yazık ki, şehidimizin cenaze merasimi, PKK’lının cenaze töreninin yanında çok sönük kalıyor… Kara mizah gibi… Üzerine ay yıldızlı Türk Bayrağı örtülü şehit tabutunun önünde, bilmem hangi kafirin bilmem hangi senfonisini seslendiren bir bando yürüyor… Sanki burası Türkiye değil de, Almanya, Fransa yahut İngiltere… Oysa her milletin ayrı bir kültürü vardır. Ayrı gelenek ve âdetleri vardır. İşte bunlar milletleri millet yapar ve başka milletlerden farklı kılar… Bizim, Müslüman Türk milletinin de ayrı bir kültürü var… Cenaze merasimi âdetleri ve gelenekleri var. Ancak… Neyse…

Ya katılım sayısı? Bunu hiç sormayın! Şehit cenazesine, ne yazık ki, bugüne kadar en fazla beş bin kişi katıldı… Halbuki PKK’lı cenazesine iştirak, her zaman on binlerle, bazen de yüz binlerle ifade ediliyor.

Bunların, PKK’nın bizi yenmesiyle, ne alâkası var canım? Demeyin, sakın, bana böyle bir şey söylemeyin!

Televizyonda bir şehidin, bir de PKK’lının cenaze merasimlerini seyreden, meseleyi üstün körü bilen meselâ tarafsız bir Çinli, ne düşünür? Bir tarafta beş bin kişi, diğer tarafta yüz bin kişi… Bakar bakar da bu iş bitmiş, PKK kamuoyu desteğini arkasına almış, Türk Devleti ise milletin desteğini yitirmiş demez mi? Böyle düşünmez mi? Bırakın Çinliyi, Türkiyeli gafiller bile böyle düşünmüyorlar mı? Ayrıca böyle bir manzara PKK’lı asilere cesaret vermez mi? Vermiyor mu? Askerin, polisin, korucunun moralini bozmaz mı? Bozmuyor mu?

İspanya’nın da başında bizimkine benzer bir “bölücü” belâ var. ETA. 1963’den beri, Bask Bölgesi’nin bağımsızlığı için mücadele ediyor. Terör olayları yapıyor, insanları öldürüyor, suikastlar düzenliyor. Bugüne kadar toplam iki bin kişi falan katletti... Sık sık olmasa da zamanımızda da eylemler yapıyor… Ama ateşi iyice düştü. Nefesi kesildi. Hatta devletle görüşmelere başladı. Niçin biliyor musunuz?

ETA’nın her kanlı eyleminden sonra, öldürdükleri insanların cenaze merasimlerine milyonlar katıldı da ondan… Her defasında milyonlarca İspanyol sokaklara döküldü. ETA’yı ve yaptığı eylemi protesto ettiler. ETA’nın aleyhine afişler astılar, pankartlar taşıdılar, sloganlar attılar. Ve böylece ETA’yı yıldırdılar. ETA İspanyol halkının desteğini yanına alamadığı gibi, halkı karşısında bulunca daha fazla dayanamadı. Terör eylemleri yapmaktan vazgeçmek zorunda kaldı.

Bizde ne oluyor? Bizde aksi oluyor! Şehit cenazelerine katılan insanların sayısı her geçen gün azalırken, PKK’lı cenazesine iştirak edenlerin sayısı artıyor… PKK da bunu, halkın Devlet’e destek vermekten vazgeçtiği ve hatta kendisine destek verdiği şeklinde anlıyor. Bundan cüret kazanıyor. Daha çok saldırıyor, daha da azgınlaşıyor.

Mao’nun dediği doğru: “Militan balığa benzer, balık sudan çıkınca nasıl yaşayamazsa, militan da halk desteğini alamazsa yaşayamaz.” Bu, Devlet için de geçerli değil mi? Halk desteğini arkasına alamayan Devlet yaşayabilir mi?

Öyle ise, haydi şehit cenazelerine katılmaya! Şehitlerimizin ardından on binler, yüz binler, milyonlar olarak yürümeliyiz. Türkiye’nin yıkılamayacağını, vatanın bölünemeyeceğini haykırmalıyız… Yoksa PKK bizi yendi, demeye devam edeceğim.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,06 M - Bugn : 10219

ulkucudunya@ulkucudunya.com