« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

13 Eki

2006

ASLINA DÖNDÜ

13 Ekim 2006

Herkes; bütün gazeteler, televizyonlar ve radyolar Fransa Parlamentosu’nun aldığı karardan bahsederken, benim başka bir konuda yazmam size belki garip gelebilir, ama ne yapayım, Fransa’nın kararı beni fazlaca ilgilendirmiyor. Çünkü biliyorum ki, Fransa bunu her zaman yapıyor. Üstelik, Türkiye’den kendisine büyük bir ihale verildiği vakit de, yeni bir askerî ihale zamanına kadar, bundan hemen vazgeçiyor… Yani Fransa, Ermeni kozunu Türkiye’ye karşı bir şantaj aracı olarak kullanıyor. Ve Türkiye’den bu suretle ihale alıyor.

Biliyorsunuz, önümüzdeki günlerde büyük bir uçak-helikopter ihalesi var… Anlaşılıyor ki, Fransa, bu ihaleden en azından bir lokma kapmak istiyor… Bu yüzden, Fransa’nın kararını hiç de önemli bulmuyorum. Ciddiye almıyorum. Nasılsa, bu kararın kanunlaşması için, daha Senato ayağı var. O zaman iş düzelir. Tavsiye ederim, siz de önemsemeyin. Ne ise, konu bu değil. Asıl yazmak istediğim, Mehmet Ağar ve şimdi “kıvırmaya” çalışsa da söylediği lâf.

Haberiniz vardır: Mehmet Ağar, PKK için Hükümet’ten af istedi. Ve, Recep Tayyip’e siz bu kanunu çıkarın, bunun siyasî riskini sizinle paylaşırım, dedi… Yahut bu anlama gelecek bir şeyler söyledi.

Söyledi söylemesine ama Partisi ile bazı kamuoyundan öyle bir tepki geldi ki, şimdi hızla kıvırmaya çalışıyor. Nitekim DYP İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği iftar yemeğinde yaptığı konuşma baştan sona bununla ilgili. Diyor ki, “Benim vatanseverliğimin zekâtı sizin –af talebinden ötürü kendisini tenkit edenleri kastediyor- hepinizinkinin toplamından fazladır.” Helâl olsun! Belki doğrudur, bunu ölçmenin imkânı yok, çünkü.

Mehmet Ağar’ın, PKK’ya af çıkarılmasını isteyen bu sözleri özellikle halk nezdinde büyük yankı yaptı. -En azından benim gözlemim böyle- Vatandaş, büyük şaşkınlık içine düştü, böyle sözleri “PKK ile mücadelenin sivil komutanı”ndan hiç kimse beklemiyordu. Hayretler içinde kaldı, durumu anlamaya, kavramaya çalışıyor. Öyle ya, PKK ile mücadele deyince ilk aklına gelen kişi olan Mehmet Ağar, şimdi ne olmuştu da PKK için genel af çıkarılmasını istiyordu? Üstelik PKK, askerimizi ve polisimizi tek tek şehit ederken.

Esasında, ortada hayret edilecek hiçbir şey yok. Mehmet Kemal Ağar “görevini” yapıyor! Dün de görevini yapıyordu… Dün, kendisine PKK ile mücadele de öncülük vazifesi verilmişti, bugün de PKK’nın siyasallaşması olayında öncülük vazifesi verildi. Hepsi bu!

Biliyorum, çok basit, delilsiz-ispatsız bir iddia oldu, bu… Bunu, izah etmem lâzım, aksi halde haklı olarak bana inanmayacaksınız… Belki beni, gıyabımda alaya alacaksınız. Oturmuş, her zaman ki gibi, gene komplo teorisi üretiyor, diyeceksiniz. Olsun, ne derseniz deyin. Saygı duyarım, fikirlerinize.

Önce şunu söyleyeyim: Bana bunları diyeceğinize, Mehmet Kemal Ağar’a şu soruları sorun: “Ey! Mehmet Kemal Ağar. Kürtçülük ve PKK, madem ki af çıkarmakla halledilebilecekti, bunu, daha evvel yani Emniyet Genel Müdürü olduğun zaman neden teklif etmedin? Yazık değil mi, Türkiye’nin bu kadar can, zaman ve para kaybetmesine niye göz yumdun?”

Bu sorulara, Mehmet Kemal Ağar hiçbir zaman tatminkâr bir cevap vermez… Onun için boşuna zahmet etmeyin. Ben bilebildiğim kadar vaziyeti açıklamaya çalışayım, daha iyi. Hem daha iyi hem de daha doğru.

Bildiğim dört şey var, sizinle evvelâ bunları paylaşayım, sonra bunları birlikte yorumlarız:

Bir. Mehmet Kemal Ağar, 1986 yılının Mart-Ağustos ayları içinde, başka 99 polis şefiyle birlikte terörle mücadele konusunda eğitim görmek üzere ABD’ye gitti. Burada, Uluslararası Polis Akademisi, Panama School ve Askerî İstihbarat Okulu’nda kontrterörizm, suçluların analizi, yöneticilik, laboratuar araştırmaları gibi konularda eğitim gördü.

İki. Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün Tekelistan’da yazdıkları eğer doğruysa, Mehmet Kemal Ağar Sabetaycıdır…. Yalçın Küçük, kendince bir çok delil sıraladıktan sonra, Mehmet Kemal Ağar da büyük ihtimalle Sabetaycıdır, diyor.

Üç. Mehmet Kemal Ağar, 24 Aralık 1995 seçimlerinde DYP listesinden milletvekili adayı olduğunda, seçim masraflarını meşhur uyuşturucu imalatçısı ve kaçakçısı Mehmet Ali Yaprak karşılamıştı. Mehmet Kemal Ağar, o zaman Mehmet Ali Yaprak’tan tam 500 milyar (beş yüz milyar lira) yardım (!) almıştı.

Dört. 1996 yılının Temmuz ayında, zamanın Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, MGK Genel Sekreteri İlhan Kılıç ve MİT Müsteşarı Sönmez Köksal özel bir yemekte buluştular ve Mehmet Kemal Ağar’ın DYP’ye genel başkan yapılması kararını aldılar… Karar, 2003 yılında gerçekleştirildi.

Delilli ispatlı bu bilgilerden hangi sonuçlar çıkar? Yahut bu bilgilere bakarak bir Mehmet Kemal Ağar profili çizmeye çalışırsak, bunu nasıl ifade edebiliriz?

Bu bilgilerden anlaşıldığına göre, Mehmet Kemal Ağar; para düşkünü, Amerikancı, Sabetaycı ve derin devlet adlı derin çetenin elemanı bir adamdır. Ben kısaca, böyle bir sonuç çıkardım. Siz ne dersiniz? Bu düşünceme katılır mısınız? Büyük ihtimalle katılacağınızı sanıyorum… Böyle bir kabul ile devam ediyorum.

Sonuç: ABD, Sabetaycılar ve ABD ile Sabetaycıların kontrolündeki derin devlet adlı derin çete PKK’nın siyasallaşmasına karar vermiş ve bunu dillendirerek kamuoyunun psikolojik olarak hazırlanmasıyla Mehmet Kemal Ağar’ı görevlendirmiştir... Şaşırmaya yahut hayret etmeye lüzum yok, Mehmet Kemal Ağar kendisine verilen vazifeyi yaptı!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,77 M - Bugn : 9620

ulkucudunya@ulkucudunya.com