« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

23 Tem

2009

BİZE NE OLDU (3)

23 Temmuz 2009

Bafra Lisesi’ne 1969/1970 öğretim-eğitim yılında Erzurum Üniversitesi’nden yeni mezun olan bir biyoloji öğretmeni tayin edildi: Günay Göktaş!

Günay Göktaş nereliydi, şimdi tam olarak hatırlayamıyorum, ama uzun boyluydu, çok konuşkan olmasa da Türkçeyi muntazam kullanan, biyolojinin zor anlaşılır konularını kolayca öğreten, iyi giyinmeye özen gösteren, yakışıklı bir genç adamdı… Gerçi gözlerinde hafif bir şaşılık vardı, ama bunu, koyu renkli numaralı gözlükleri gizlediği için pek belli olmazdı… Ciddi, vakur, bilgili mükemmel bir öğretmendi. En önemlisi de Bafra Lisesi’ne tayin edilen ilk ülkücü öğretmendi. Tabii ki bunu, biz daha sonra öğrendik!

Derslerde ülkücülükle ilgili tek lâf etmezdi, gerçi biyoloji dersi de buna, takdir edersiniz ki hiç müsait olmayan bir dersti... Fakat öğrencilerinin her birinin her tür problemleriyle çok yakından ilgilenir, gerekirse öğrenci velileriyle ayaklarına kadar giderek görüşür ve meselenin halledilmesi için uğraşırdı. Bu yüzden Bafra’nın, birden en tanınan ve sevilen öğretmeni haline gelmişti.

Bir gün bir baktık ki Bafra’da Genç Ülkücüler Teşkilâtı kurulmuş. İdris Anarat Kurucu Başkan atanmış… Ben Türk Milliyetçisiydim; Atsız Hoca’nın Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor’unu okumuştum, babam Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin yayın organına aboneydi dolayısıyla Dergi’yi ben de okurdum, ülkücülükten haberdardım, ama henüz ülkücü değildim. ‘Kim bunlar, başlarında kim var?’ diye bir baktım ve gördüm ki işin başını Günay Göktaş Hoca çekiyor… Tereddütsüz gittim ve katıldım. Ülkücü oldum.

Günay Göktaş Hoca okul çıkışından sonra istisnasız her akşam GÜT’e gelir, bizimle sohbet ederdi. Tarih anlatırdı; bize, Türk milletinin okullarda okutulmayan büyük ve köklü tarihini öğretirdi. Sualler sorardık, yüksünmeden uzun uzun izah ederdi. Başbuğ’dan bahsederdi, MHP’den söz ederdi. Ancak MHP’nin ülkücülerin partisi olduğunu, ama GÜT’ün bağımsız ve özerk bir ülkücü teşkilât olduğunu söylerdi. Seminerler verirdi. Ülkücü hatıralar anlatır, bizleri ülkücü mücadeleye hazırlardı.

Bafra’ya tam o günlerde bir de ülkücü Orman Mühendisi tayin edildi: Mustafa Ağbi (Soyadını ne yazık ki şimdi bir türlü hatırlayamadım. Beni affetsin!) GÜT’ün ilk kongresi yapıldı. İnanır mısınız; çok ciddi bir kongre oldu, konuşmalar yapıldı, fikir tartışmaları oldu, adam gibi bir seçim yapıldı… Ülküdaşlarımız sonunda Mustafa Ağbiyi Başkan, beni de II. Başkan seçtiler… Ancak Bafra’nın kodamanları bu gelişmelerden rahatsız oldular, çok sevildiği için Günay Göktaş Hocaya diş geçiremediler, ama yeni gelmiş ve pek tanınmayan Mustafa Ağbiyi başka bir ile sürgün ettirdiler. GÜT Başkanlığı da otomatik olarak ve vekâleten bana geçti.

“Sonra ne oldu?”

12 Mart geldi! Günay Göktaş Hoca da sürüldü… Ama Bafra’da öyle bir ülkücü temel atmıştı ki bunu hiç kimse ne kadar uğraştıysa bir türlü sökemedi. Bafralı ülkücüler 12 Eylül öncesinde müthiş bir mücadele verdiler. O kadar ki 12 Eylül’den sonra açılan MHP ve Ülkücü Yan Kuruluşlar Davası’nda, Bafra Bölgesi olarak 21 ülkücü, tutuklu olarak yargılandı! Hatta bunlardan birini; Hüseyin Kurumahmutoğlu’nu bu dava esnasında Mamak Askerî Cezaevi’nde şehit verdik! Allah rahmet eylesin.

Bilvesile Günay Göktaş Hocama da Mustafa Ağabeyime de selâm olsun! Yaşıyorlarsa Allah selâmet, yaşamıyorlarsa Allah rahmet eylesin!

Bunları niye yazdım, ben? Maksadım, hatıra anlatmak mı? Elbette değil! Yaşlandım, ama o kadar da değil, yani… ‘Bize ne oldu?” sualinin cevabını bulmaya çalışıyorum. İnşallah ‘Çok uzattın, ama’ demezsiniz, üstelik deseniz de fark etmez. Kusura bakmazsanız, ben konuyu sonuna kadar takip etmeye çalışacağım… Böyle yapmak zorundayım; böyle sosyolojik ve psikolojik bir mesele 20, 30 satırlık bir yazıyla açıklanamaz, çünkü. En azından ben yapamam, bunu. Ne ise…

Bizim bu hale gelmemizde elbette MHP’nin özellikle de Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin çok büyük bir günahı ve payı var! Bunu ben de biliyorum ve başından beri de söylüyorum. Ama bu, bizim günahlarımızı ortadan kaldırmaz! İtiraf etmeliyiz; tek tek ülkücüler olarak her birimizin de bu hâle gelmemizde çok büyük günahımız var! Üniversite mezunu bütün ülkücülerin; öğretmenlerin, mühendislerin, doktorların, avukatların, savcıların, hâkimlerin, subayların, polislerin ve diğerlerinin, hepimizin vebali var! En çok da öğretmenlerin! Hemen itiraz etmeyin… Azıcık sabredin.

Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen)’in üç yüz yetmiş beş bin dokuz yüz doksan üyesi var! Hadi bunu bir yana bırakalım. Yalnızca Türk Eğitim-Sen’i esas alalım. Türk Eğitim-Sen’in yüz elli beş bin üyesi var.

Niye Türk Eğitim-Sen üyesi yüz elli beş bin, hadi bunların da yarısını bir yana bırakalım, yetmiş yedi bin beş yüz ülkücü öğretmenin her biri bir Günay Göktaş olamadı, olamıyor? Mevzuat mı müsait değil? Yok, hayır… Bugün, mevzuat çok daha müsait! Peki, neden, bir Günay Göktaş olmuyorlar? Olamıyorlar?

Günay Göktaş tek başına bir teşkilât kuruyor da bugünküler sayıları bu kadar çok oldukları halde hiç olmazsa teşkilâtları neden yaşatmıyorlar? Hadi teşkilâtları yaşatmalarını bir yana bırakalım. Her yıl hiç olmazsa sadece bir tek öğrenciyi niye ülkücü yapmıyorlar? Kimse yapıyorlar demesin, yapıyorlarsa üniversiteler de neden yokuz? Meselâ Bursa’da MHP’nin rey oranı % 15’lerde olduğu halde Uludağ Üniversitesi’nde neden hiç olmazsa bu oranda ülkücü öğrenci yok? Var mı? Yok! Var diyenin alnını karışlarım! Uludağ Üniversitesi’nin kırk bin öğrencisi var. Demek ki altı bin ülkücü öğrenci olması lâzım. Var mı? Yok. Hepsi, elli yüz kişi! Peki, ülkücü öğretmenler görevlerini tam olarak yapsalardı, olmaz mıydı? Olurdu!

Peki, niye olmuyor? Olmuyor, çünkü biz hepimiz dünya görüşümüzü ya da en azından dünya görüşümüze olan inancımızı yitirdik!

M. Metin KAPLAN

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,67 M - Bugn : 12998

ulkucudunya@ulkucudunya.com