« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

06 Eki

2006

FİYASKO

06 Ekim 2006

Hemen hemen bütün gazeteler, radyolar ve televizyonlar Recep Tayyip’in Washington ziyaretinin ne kadar başarılı geçtiğini, Başkan Bush’un Başbakan’a ne kadar iltifat ettiğini anlatıyorlar... Âdeta kenarda köşede kalmış birkaç gazeteci ise cılız sesleriyle, bunun, doğru olmadığını anlatmaya çalışıyor.

Geziyi başarılı bulanların ortaya koydukları deliller gerçekten çok enteresan; bunların en önemlisi, görüşmenin süresi; 1 (bir) saat olarak plânlanan görüşme, iki defa uzatılarak bir saat elli dakikayı bulmuş, öyle ise görüşme çok başarılı geçmiş(miş). Hele bir yalaka var ki, “Mazeretim sizsiniz sayın Erdoğan” diye bir başlık altında bu olayı ballandıra ballandıra öyle bir anlatıyor ki, eğer, bu işlerden birazcık anlayan bir insan olmasam, ben bile etkileneceğim… Diğerleri ise, Başkan Bush’un açıklamasında PKK’dan bir cümleyle olsa bile bahsetmeyişini görüşmenin başarılı olmadığına delil olarak ileri sürüyorlar.
Peki aslında gerçek ne? Bush-Erdoğan görüşmesi Türkiye açısından başarılı mı, başarısız mı geçti? Görüşmenin başarılı mı yoksa başarısız mı geçtiğini anlamak için, ziyaretin süresine mi, PKK’dan söz edilip edilmediğine mi bakmak daha doğru sonuç verir?

Görüşmenin yahut ziyaretin başarılı mı başarısız mı olduğunu anlamanın aslında tek bir kriteri var; Türkiye ABD’den ne istedi, ABD Türkiye’ye ne verdi? Bu mukayese-muhasebe bu konudaki en doğru sonucu verir. Böyle bakınca, Türkiye ne yazık ki, ABD’den sadece ve yalnızca nasihat aldı! Öyleyse bu ziyaretin neticesi başarısızlık bile sayılamaz, tam bir fiyasko! Ama benim söylemek istediğim, bu değil… Ben, olayı başka bir açıdan da test ederek, bu sonucun sağlamasını yapmak istiyorum.

Bunu, biri geziden önce diğeri ise geziden sonra yayınlanmış olan, iki gazete haberinden hareketle yapmaya gayret edeceğim.
Konuya, bir sual ile gireyim… Recep Tayyip’in bu ziyaretinin başarılı geçmesi ihtimali var mıydı? Bana göre yoktu! Niye? ABD başarılı geçmesini istemiyordu da ondan! Nasıl olur? O zaman, Recep Tayyip’i, niçin dâvet ettiler? Onlar dâvet etmediler ki, Recep Tayyip kendisini, âdeta, zorla dâvet ettirdi! Sırf bunu bilmek bile, bu gezinin başarısızlıkla sonuçlanacağını bilmek için yeterde artardı… Kaldı ki, bunun başka delilleri de vardı, ama Recep Tayyip ve avânesi bunları hiç mi hiç önemsemedi. Zira onlar için, Recep Tayyip’in, Beyaz Saray’da Başkan Bush ile bir fotoğraf karesinde yan yana yer alması yetiyordu! Hadi canım, sen de iyice abattın! Böyle şey olur mu? Bu adam, nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı yahu! Doğru. Ne yazık ki, doğru! Ancak, benim dediğim de doğru. Bakın, arz edeyim.

Yeniçağ Gazetesi’nde Ceyhun Bozkurt’un yazdığı haberi birlikte bir okuyalım. “NATO’nun Roma’da bulunan Savunma Koleji’nde, geçtiğimiz hafta, bir brifing verildi. Türk subaylarının da eğitim almak ve brifingleri dinlemek için bulunduğu kolejde, söz konusu brifingde, Amerikalı bir Albay küstahça bir tavır sergiledi. Albay, brifing sırasında Türkiye’yi bölünmüş gösteren BOP haritasını göstererek, ‘Ortadoğu böyle olsaydı bu kadar çok sorun yaşanmazdı’ dedi. Bunun üzerine brifingi izlemek için orada bulunan Türk subayları çok sert tepki gösterdi. Subaylar, geçtiğimiz aylarda yarı resmî nitelikteki Armed Forces Journal isimli dergide yayınlanan ve Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunu sözde özgür Kürdistan sınırları içerisinde gösteren bu haritanın kabul edilemeyeceğini vurguladılar. Bu olay, gergin dakikaların yaşanmasına neden oldu.” Falan, filan.
Şimdi, birkaç sorum var: Bir. Bu Albay, bu sözde haritayı ABD yetkililerinin özellikle de Pentagon’un haberi hatta izni olmadan, kendi inisiyatifi ile mi açtı? Açabilir mi? İki. Albay, bunu, Pentagon’un bilgisi ve izniyle açtı ise, bu, hangi anlama gelir? Sizin bu suallere ne cevap verdiğinizi bilmiyorum. Bilemem… O yüzden soruların cevaplarını ben vereyim.

Bir. Albay, bu haritayı, Pentagon’un haberi ve izni, hatta emri olmadan asla açmaz, açamaz… Olur mu öyle şey? Açarsa, alimallah, adamın derisini yüzer, davul yaparlar… İki. Bu sözde haritayı açmasının, bir tek anlamı vardır: “Bizden, PKK ile mücadele konusunda hiçbir istekte bulunmayın… Bu konuda bir talebiniz olursa, havanızı alırsınız… Siz, bırakın PKK ile mücadeleyi, biz sizi bölüp parçalamaya bile karar verdik. Bunun haritalarını dahi hazırladık. Bunu, açık açık da ilân ediyoruz… Gelecekseniz, bütün bunları bilerek ve kabul ederek gelin!”

Hâl böyle iken, Türkiye-ABD görüşmesi nasıl Türkiye’nin lehine yahut başarılı geçmiş olabilir? Bu, mümkün mü? Bunu, beklemek için geri zekâlı olmak lâzım! Başka izâhı yok, bunun…

Biliyorsunuz, bu haber, Recep Tayyip’in ABD gezisinden önce yayınlanmış bir haberdi… Bir de geziden sonra yayınlanan bir gazete haberi var, ona da bakalım ve kesin hükmü ondan sonra verelim. Olur mu?

“ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinden bir heyet dün DTP'ye sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.

Büyükelçiliğin politika bölümü başkanı Jeffrey Collins başkanlığındaki heyet, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Genel Başkan yardımcıları Aysel Tuğluk, Sırrı Sakık ve Parti Meclisi üyesi Nazmi Gür ile görüştü.”

“PKK'nın ilân ettiği tek taraflı ateşkes, Kürt sorununun çözümü için izlenmesi gereken yol ve Kürt siyasî oluşumlarının ateşkes konusundaki düşünceleri konusunda bilgi alışverişinde bulunulan görüşmede, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, PKK'nın ilân ettiği ateşkesin Kürt sorununun çözümü açısından büyük bir fırsat olduğunu ve ABD'nin bu konuda olumlu bir rol üstlenmesi gerektiğini söyledi.”

“Ahmet Türk, heyete DTP'nin Kürt sorunu ile ilgili çözüm önerilerini içeren bir de rapor sundu. Collins de, ABD'nin ateşkesi olumlu karşıladığını, ancak kalıcı çözüm yolunda ilerleme sağlanması için örgütün silah bırakmasının kaçınılmaz olduğunu aktardı.”

Duyamadım? Haberi okuyunca, ne buyurdunuz? Söyleyin, söyleyin! Çekinmeyin! Ne ise, şaka bir yana…

ABD, Türkiye’yi bölmek ve parçalamak, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak konusunda öyle kararlı ki, artık maksatlarını gizlemeye bile lüzum görmüyorlar, her şeyi açık açık, herkesin önünde ve alenen yapıyorlar… Bunun, yani bu habere konu olan ABD hamlesinin birinci anlamı bu. İkinci anlamı ise daha manâlı, ABD, Recep Tayyip ile avânesinin gezinin iyi ve başarılı geçtiği yönünde yaptığı yoğun propagandayı kabul edilmez görüp, bunun etkisini ortadan kaldırmak için harekete geçiyor; DTP’yi de bunu göstermek için ziyaret ediyorlar.

Şimdi, soruyorum size; Recep Tayyip’in ABD gezisi başarılı mı yoksa başarısız mı geçmiş? Ben, daha ne diyeyim, kararı siz verin… Recep Tayyip ve AKP memlekete ve millete hayırlı ve uğurlu olsun! Ha! Unutmadan; Recep Tayyip, Başkan Bush’un gözlerinde, PKK ile mücadele kararlılığını görmüş! Gerçekten de ABD çok kararlı, çok… Ama Türk milletini bölüp parçalamak ve Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak konusunda!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,94 M - Bugn : 29071

ulkucudunya@ulkucudunya.com