« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

08 Nis

2009

NE OLDU, RECEP TAYYİP?

08 Nisan 2009

Aslında Recep Tayyip’e bu suali iki defa sormak lâzım, bu yüzden ben de iki kere soracağım. Ama evvelâ bu suali Recep Tayyip’e neden sormak gerektiğini açıklamam lâzım gelir ki ben de aynen bunu yapacağım.

NATO Genel Sekreteri’nin görevi Ağustos’ta tamamlanıyor, o sebeple yeni bir Genel Sekreter seçme zarureti hâsıl oldu… Ve NATO’nun patronu; Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in yeni Genel Sekreter olmasını uygun buldu… Bunu, uygun kanalları kullanarak NATO üyesi ülkelere duyurdu… Bu karara hiç kimse (hiçbir ülke) itiraz etmedi, yalnızca bizim Recep Tayyip bunu kabul etmeyeceğini şöyle ilân etti:

“NATO’nun güç kaybetmemesini istiyoruz. NATO, barışı güvence altına alma durumunda olan bir kurumdur. Fakat benim ülkemdeki terör örgütünün yayın organı Danimarka merkezli olarak yayın yapıyormuş. 4 yıl önce ben Sayın Rasmussen’den böyle bir ricada bulundum. Belgeleriyle ortaya koyup ‘Bunu durdurun’ dememize rağmen bunu durduramamıştır veya durdurmamıştır. 4 yıl içinde bazı şeyler yaşadık ama hiçbir netice alamadık. Nasıl bu barışı korumak olacak, nasıl barışı güvence altına almak olacak. Bir karikatür krizi yaşadık. Bu krizde kendilerinden ricada bulundum. ‘Ülkenizdeki İslâm ülkelerinin Büyükelçilerini lütfen davet edin. Onlara bu durumu anlatın, bu sıkıntılı durumu nasıl aşacağımızı konuşun’ dedik, ne yazık ki yine olumlu yaklaşılmadı. Buralarda barış sürecine katkısı olamayanlar, acaba bundan sonra nasıl olacak? Bu tabii bizde bir soru işareti meydana getiriyor. Kişisel kanaatimi söylüyorum; ben olumsuz bakıyorum.”

Recep Tayyip’in bu sözleri üzerine yandaş medya hemen devreye girdi ve bu sözleri ‘Flaş! Flaş! Flaş!’ diyerek duyurdu, hatta bazıları biraz daha abartarak İslâm Dünyası’ndan destek haberleri uydurdu. Çünkü NATO prosedürüne göre Genel Sekreterin seçiminde de oybirliği aranıyordu. Recep Tayyip karşı çıktığına göre, oybirliği sağlanmamış olacağından Rasmussen Genel Sekreter olamazdı.

Esasen Recep Tayyip haklıydı; böyle bir adam NATO’ya Genel Sekreter olmamalıydı… Ancak Recep Tayyip, NATO’nun ABD’nin emperyalizmini daha rahat yürütmek için kurduğu bir alet olduğunu ya bilmiyor veya unutuyordu. NATO’da ABD’nin dediği olur! ABD adaylığını onaylamasaydı Rasmussen aday olmaz ve olamazdı! Bu bir.

İkincisi Recep Tayyip’in itiraz konusu yaptığı şeyler; yani ROJ TV ve Hz. Peygambere hâşâ hakaret içeren karikatürler konusunda Rasmussen’in takındığı tavır, ABD nazarında Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri olmasına mani olacak şeyler olmadığı gibi, aksine NATO Genel Sekreteri olmasını sağlayan gerekçelerdir! Kısacası adam, bu iki konuda böyle bir tavır takındığı için Genel Sekreter yapılarak ödüllendirilmiştir!

Ancak Recep Tayyip, bunun farkında değil. Onun için de restini çekiyor… Oysa ABD, Abdullah Gül’ü çoktan ikna etmiş bile… Ve Recep Tayyip’e güya bir takım tavizler verilerek ikna ediliyor. Rasmussen NATO Genel Sekreteri tayin ediliyor. Bu durumda ben, “Ne oldu, Recep Tayyip?” demez miyim?

Şimdi bana ‘Türkiye lehine tavizler aldı, o sebeple de geri adım attı. Ne var, bunda?’ diyeceksiniz.

Olabilir… Hangi tavizleri almıştı?

Türkiye'nin kabul ettiği tavizler paketi şöyle: ROJ TV kapatılacak. Rasmussen, İslâm Dünyası’ndan özür dileyecek. NATO Genel Sekreter Yardımcısı Türk olacak. Silâhsızlanmadan sorumlu üye Türk olacak. Afganistan'daki NATO temsilcisi Türk olacak.

İlk ikisi, iyi ve güzel… Ama asla yerine getirmezler… Bu konularda ABD Başkanı Obama kefil olacak… Bu, çok önemli değil, çünkü bozacı şıracı meselesi… ABD kefil olur, ama kefaletini yerine getirmez! Nitekim Rasmussen, iki sözünü de tutmadı; Müslümanlardan özür dilemediği gibi, ROJ TV’nin kapatılması konusunda da kıvırdı: ‘Mahkemeler karar verir, ben hukuka müdahale edemem’ dedi… E, ben şimdi, “Ne oldu, Recep Tayyip?” demez miyim? Dersem haksız olur muyum?

Yahu, M. Metin Kaplan muzırlık yapma, ilk iki şartı yerine getirmedi, ama son üçünü mutlaka yapar diyebilirsiniz. Doğrudur, ben de aynen katılıyorum; son üç şartı mutlaka yerine getirir! Çünkü bunlar Türkiye’nin değil, ABD’nin lehine olan şeylerdir: Çünkü Türkiye bu şartlara karşılık, Afganistan’a ABD’li Coniler yerine çarpışacak Mehmetçikler gönderecektir! ABD ve NATO işte bunun için o tavizleri vermiştir!

O ne âlâ! Taviz diyerek, güya aldıklarımıza karşılık, biz tavizler veriyoruz ve bunun için seviniyoruz… Böyle bir şey ancak, Recep Tayyip’in Başbakan olduğu bir ülkede olur! Ve böyle tavizleri ancak Recep Tayyip alır!

M. Metin Kaplan

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,65 M - Bugn : 27981

ulkucudunya@ulkucudunya.com