« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

16 Tem

2008

“ERGENEKON DAVASININ SONUCU NE OLUR?”

16 Temmuz 2008

Bu suali, benzer konulu kitaplar yazdığım için olacak, bir arkadaşım sordu… Hiç düşünmeden hemen cevap verdim: “Hiç! Hiçbir şey olmaz… Yani sıfır! Bütün sanıklar/zanlılar, yargılama sonunda, delil yetersizliğinden beraat ederler!”

-Nasıl olur? Neredeyse aylardır Ergenekon’la yatıp kalkıyoruz, nasıl olur bu? Neden?

Arz etmeye çalışayım… Soruşturma neye dayanarak açıldı? İki şeye: Bir. Bir ihbar sonunda, Ümraniye’de bir evin çatısında bulunan el bombalarına… İki. Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’in bilgisayarında çıktığı iddia edilen “darbe günlükleri”ne… Doğru mu bu?

-Doğru!

Ergenekon Davası, işte bu iki “şey”in üzerine inşa edilecek; yani bir “grup” darbe yapmayı plânladılar, Ümraniye’de bulunan bombalar da bu gurubun bu darbeyi gerçekleştirmek üzere harekete geçtiğinin ispatıdır denilecek ve tutuklananlara bu gerekçe ile dava açılacak; diğer her “şey” ifadeler, telefon görüşmeleri vb. hep bu iddiayı ispatlamak için toplanıyor, bu konuda mutabık mıyız?

-Evet!

Öyle ise bu “işten” hiçbir şey çıkmaz! Dava, delil yetersizliğinden beraatla sonuçlanır!

-Neden? “Darbe günlükleri” ile “el bombaları” davayı sonuçlandırmaya yetmez mi?

Yetmez! Çünkü her ikisi de çürük, hatta yok hükmündedirler?

-Allah Allah, nasıl olur? Neden?

Arz edeyim: Önce el bombalarına bakalım… Nasıl bulundu, bunlar? Bir ihbar ile… Peki, kim bu muhbir? Belli mi? Değil! Bir savunma avukatı çıkar da; “Ya muhbiri açıklayın, yoksa bunları kabul etmiyoruz; bir komplo ile karşı karşıyayız” derse, ne olacak?

Olmaz, demeyin… Olur! Nitekim 12 Mart’ta, Madanoğlu Cuntası’nın yargılanması esnasında olmuştu… Da MİT, ajanı Mahir Kaynak’ı açıklamak/deşifre etmek zorunda kalmıştı… Ve “dava” buna rağmen, delil yetersizliğinden ötürü beraatla sonuçlanmıştı… Çünkü “hukuk, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş olan delilleri yok sayıyor!”

Kaldı ki, Ümraniye’de bulunmuş olan el bombaları, mahkeme kararıyla imha edildikleri için gerçekten de yoklar! Oysa Ceza Muhakemesi Kanunu, “delillerin mahkeme sonuçlanıncaya kadar saklanmalarını/muhafaza edilmelerini” emrediyor! “El bombaları”nın imha kararını vermiş olanlar; ya bilerek ve isteyerek, yahut bilmeden ve istemeden, “Ergenekon Davası”nın en önemli delillerini yok etmiş oldular.

Dava”nın yarısı çökmüş oldu… Doğru mu?

-Eğer hukukî mevzuat böyle ise tabii ki doğru!

Hiç şüpheniz olmasın, hukuk aynen böyle diyor!.. Biri gitti! İzniniz olursa, diğerine bakalım mı?

-Bakalım.

Bunları, bir anlık doğru/gerçek kabul etsek bile Özden Örnek’in “darbe günlükleri” nasıl ortaya çıkmıştı? Nokta Dergisi yayınlamış ve ortaya bu suretle çıkmıştı. Doğru mu?

-Doğru!

E peki, Nokta Dergisi bunları hâkim kararıyla mı elde etmişti?

-Hayır!

Öyle ise bunların da hukuk nazarında hiçbir hükmü/değeri yok! Çünkü CMK bu gibi delillerin ancak hâkim kararıyla tespit edilmesini emrediyor. (Madde 134 – (1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine hâkim tarafından karar verilir.)

Olmaz a, hadi bunu, özel bir durum olmasından ötürü Mahkeme nazarı itibara almadı veya yumuşatarak göz önüne aldı diyelim… O halde de CMK 134. maddenin 3. ve 4. fıkraları gündeme gelir: 3. fıkra; “Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine el koyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır”. 4. fıkra ise; “İstemesi halinde, bu yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır” diyor. Bu, yapıldı mı?

-Yapılmadı! Ancak “darbe günlükleri” zaten polis tarafından ele geçirilmedi ki Nokta Dergisi tarafından yayınlandı, bu yüzden buna gerek olmaması lâzım.

Bu, doğru ama daha sonra bir Mahkeme, bu günlüklerin Özden Örnek’e ait bilgisayardan çıktığını karara bağladı, ben, bu son söylediklerimi yani CMK 134. maddenin 3. ve 4. fıkralarını bunun için zikrettim.

-Anladım… Ama bu, niçin önemli ki?

Önemli, hem de çok önemli çünkü bu, bilgisayarlara daha sonra kötü veya art niyetli kişilerin “bir şeyler ilâve etmelerine mani olmak için” konmuş bir hüküm… CMK 134. maddenin 3. ve 4. fıkralarına riayet edilmediğine göre, savunma avukatları "Bunlar sonradan ilave edildi!" demek hakkına sahip oldular! Ve Mahkeme bu iddiayı göz önüne almak zorunda.

Görüyorsunuz değil mi, “Ergenekon Davası”nın dayandığı en önemli iki delil de aslında çok çok çürük! O halde geriye ne kaldı? Kocaman bir HİÇ!

İşte bu sebeple; “Ergenekon Davası” sanıklarının/ zanlılarının hepsi de sonunda delil yetersizliğinden beraat ederler… Olan, ölene oldu!

Kuddusi Okkır’a, Allah rahmet eylesin! “Ergenekon Davası”nda tek suçlu(!) o imiş!

-Allah Allah! Ne günlere kaldık?

Ergenekon Davası’ndan ötürü tutuklu veya tutuksuz hiç kimse ceza almaz… Yattıklarıyla kalırlar… Bunu da Devlet tazmin etmek durumunda kalır… Amma devlet çok büyük zarar görür: TSK ve Yargı kurumları yıpranmış olur… Milletin adalete saygısı azalır!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,85 M - Bugn : 22552

ulkucudunya@ulkucudunya.com