« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

26 Haz

2008

KAPATILIR MI? KAPATILMAZ MI?

26 Haziran 2008

Şu günlerde âdeta herkes eline bir papatya almış –malûm papatya çok kolay bulunuyor- papatya falı açıyor: Kapatılır! Kapatılmaz!

Fal, normal olarak kimi vakit kapatılır diye, kimi zamansa kapatılmaz diye bitiyor.

Entelektüel birikimi biraz daha fazla olan kimselerse konuya daha bilimsel yaklaşıyorlar; fal açmak yerine, bilimlerini konuşturmayı tercih ediyorlar.

Bazıları “Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde TBMM tarafından yapılan değişiklikler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğine göre, AKP mutlaka kapatılacaktır. Bu karar, bunun, apaçık ilânıdır” diyorlar… Karşı görüşte olanlarsa, Anayasa Mahkemesi’nin aynı kararını gerekçe göstererek, “10. ve 42. maddelerdeki değişiklikler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğine göre, AKP kapatılmayacak. Çünkü davanın konusu ortadan kalkmıştır” diyorlar.

Bu grupların bir de işi sağlama almaya çalışanları var ki, bunlardan da bahsetmezsem olmaz, analiz eksik kalır. Bunlara ben “sağlamcılar” diyorum; bunlardan bazıları, -görüşleri farklı olsa da hemen hemen aynı gerekçe ile; istedikleri kararı çıkarabilmek için- Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın İBDA-C üyesi olduğunu iddia ederek, diğerleri de Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt’ün Org. İlker Başbuğ ile görüşmesini bahane ederek, istifa etmesini istiyorlar.

Bir söz düellosu, sürüp gidiyor!

AKP kapatılır mı, kapatılmaz mı?

Ben kendi kanaatimi açıklamadan evvel, yukarıda kısaca yazdığım grupların görüşleri hakkında düşüncelerimi ifade etmek istiyorum. Böylesi sanırım daha açıklayıcı olur.

Haşim Kılıç istifa etmeli mi?

Etmeli! Ama İBDA-C üyesi olduğu iddiasından ötürü değil, çünkü ben Haşim Kılıç’ın İBDA-C üyesi olduğuna inanmıyorum. Olsa idi, şimdiye kadar mutlaka ortaya çıkar, gereği de yapılırdı…

Öyle ise neden istifa etmeli?

İstifa etmeli çünkü, 10. ve 42. maddelerin iptal kararını açıklarken çok saçma ve âdeta kitleleri ajite edici bir cümle sarf etmişti, bu yüzden istifa etmelidir! Meâlen şöyle diyordu, Haşim Kılıç; “Anayasa Mahkemesi, bazı kimseleri üzecek bazı kimseleri ise sevindirecek bir karar almıştır”… Bir hukukçu, böyle bir cümle sarf edemez. Ederse de istifa etmek mecburiyetindedir… Çünkü hukukçu, kimin sevineceğini veya kimin üzüleceğini düşünerek karar vermez, veremez… Hukukçu, hukuka ve kanunlara göre karar verir… Gerçi bu kaide, Haşim Kılıç’ı bağlamaz zira o, hukukçu değildir ama gene de sözlerine dikkat etmeliydi! Edemiyorsa, istifa etmelidir!

Peki, Osman Paksüt?

İstifa etmesi gerekmez, hatta istifası saçmalık olur! Çünkü görüştüğü kişi, düşman bir devletin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kara Kuvvetleri Komutanı’dır… Böyle bir iddia yani İlker Başbuğ ile görüştüğü için Osman Paksüt’ü istifa etmeye dâvet etmek, İlker Başbuğ’un “darbeci” olduğunu peşinen kabul etmek anlamına gelir ki, buna kimsenin hakkı yoktur, olamaz! Bunu söyleyenler; bir delilleri varsa ortaya koymalı ve bunu ispat etmelidir, o zaman sırf Osman Paksüt değil, onunla birlikte İlker Başbuğ da istifa etmek zorunda kalır; yoksa, bu iddiayı ortaya atanlar müfteridir; seslerini kesmeli ve hukuk önünde hesabını vermelidirler.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “türban” kararının AKP’nin kapatılmasına delil olduğunu ileri sürenlerin iddialarına gelince; bu karar böyle bir anlama gelmez, çünkü, Anayasa Mahkemesi kuruluş kanunu gereği, her davayı “müstakil” olarak inceler ve karara bağlar! Bu karar da “müstakil” bir karardır ve AKP’nin kapatılması davası ile ilişkisizdir.

Ayrıca, AKP’nin kapatılması davası, sırf Anayasa’da yapılan bu değişikliklerden dolayı açılmamıştır. Eğer öyle olsa idi, bu değişikliği açık olarak destekleyen MHP için de benzer bir dava açılması gerekirdi.

Var mı böyle bir dava? Yok! O halde ne alâka?

Son olarak bir de “Anayasa Mahkemesi 10. ve 42. maddelerde yapılan değişiklikleri iptal etti, o yüzden AKP kapatılmamalıdır, kapatılmayacak. Çünkü davanın konusu ortadan kalktı” iddiasına bakalım.

Bu, baştan sona saçma bir iddiadır… Yargıtay Başsavcısı davayı yalnızca bu sebeple açmadı ki; bu, Savcının onlarca iddiasından sadece biri… Konusu kalktı iddiası doğru kabul edilse bile, sırf bu yüzden saçmadır… Kaldı ki bu mantık doğru kabul edilirse, TBMM’nin değişikliği Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğine göre, AKP’nin suç işlediği sabit hale gelmiştir, öyle ise mutlaka kapatılmalıdır, kapatılacaktır demek gibi ters bir sonuç bile doğurabilir.

Netice olarak, AKP’nin kapatılacağı yönündeki görüşler de, kapatılmayacağı yönündeki görüşler de tahminden başka bir anlam taşımamaktadır. Gerçeği, Anayasa Mahkemesi karar verdiğinde göreceğiz.

AKP kapatılır mı, kapatılmaz mı?

Bana kalırsa kapatılır! Çünkü devlet içindeki kavga (yürütme/yargı, yürütme/üniversite, hükümet/muhalefet, sivil/asker kavgaları) başka türlü bitmez!

Peki, AKP kapatılmalı mı?

Elbette kapatılmalı!

Niye? Sen, demokrasi düşmanı mısın?

Hayır! Demokrasi düşmanı değilim, ülkücü olduğum için olmak istesem bile olamam, fakat devlet’in içindeki bu kavga er yada geç devlet’in çökmesine sebep olabileceği için; maazallah devlet yıkılacağına, hiç tereddüt etmeksizin, AKP kapatılsın diyorum... Buna, birileri demokrasi düşmanlığı diyorlarsa da varsın desinler, umurumda değil.

Aksi halde “darbe” geliyor; hem de en kanlı ve en uzun sürecek olanı… AKP’yi verelim, “darbe”den kurtulalım… Bu, size de iyi bir anlaşma gibi görünmüyor mu?

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,86 M - Bugn : 26082

ulkucudunya@ulkucudunya.com