« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

23 Ağu

2006

BAŞARI MI, BAŞARISIZLIK MI?

23 Ağustos 2006

Son yıllarda, bilhassa yazar-çizer, sanatçı-edebiyatçı takımından“entel” Müslümanlarda bir iyimserlik ve her şeyi iyiye yorma, hatta “başarı-zafer” sayma modası başladı ki sormayın, gitsin… Bunların bu tavrı, masûm ve mazlûm büyük Müslüman kitleyi de etkilemese, bu durumu görmezden gelmek mümkün olabilir, ama mazlûm ve masûm Müslüman kitle de etkileniyor, bunlardan… Duruma, bu yüzden bigâne kalınamaz. Mutlaka vaziyet etmek lâzım.

Örnek mi istiyorsunuz? İşte size iki misal.

ABD, bir ay bile sürmeyen bir operasyon sonunda -dikkat edin savaş dahi değil- Irak’ı işgal etti… Irak Devleti’ni yok etti… Yer altı ve üstü kaynaklarını talan etti… Erkek-kadın, yaşlı-genç, çoluk-çocuk demeden belki 500 bin Müslüman’ı katletti... En azından, gelecek yüzyılını ipotek altına aldı. Irak halkı en az üç asır belini doğrultamaz hâle geldi… Ortalama her gün, 50 Müslüman öldürülüyor… Ancak Müslümanlar; ABD nasıl da batağa saplandı… Direnişçiler Irak’ı nasıl da savunuyorlar, diye utanmasalar neredeyse zil takıp oynayacaklar.

İsrail, sudan ucuz bir bahaneyle Lübnan’a saldırdı. Köyleri, kasabaları, şehirleri yerle bir etti. En az üçte biri çocuk, bilinen 1500’den fazla Müslüman’ı şehit etti… Lübnan’ın bütün alt yapısını ortadan kaldırdı… Köprüleri, yolları, elektrik tesisatını, haberleşme sistemini, fabrikalarını beş hafta boyunca, uçakları ve toplarıyla bombaladı… Lübnan’a sadece ekonomik olarak, 6 milyar doları aşkın zarar verdi. Şimdi de yavaş yavaş geri çekiliyor. Ancak Müslümanlar; Hizbullah İsrail’i nasıl da “yendi” diye çılgınca seviniyorlar… Neredeyse, zafer merasimleri yapacaklar.

Be hey, Allah’ın adamları! Niye seviniyorsunuz? Sevinecek ne var? Neresi başarı, bunun?

Biz Müslümanlar, ulu ve yüce Allah’ın emrettiği gibi, “Allah’ın ipine sarılmış olsak” en az 1 milyar olan sayımızla, bize saldırmayı kim aklından geçirebilir? Biz, “Müslümanlar kardeştir” hükmü gereğince davransak, bizinle savaşmayı kim göze alabilir? Biz ilim ve teknikte, Müslümanlara yaraşır bir vaziyette olsak, bizimle kim baş edebilir? Biz, ulu ve yüce Allah’ın emrettiği gibi bir hayat sürsek, Müslüman ülkeler birbirlerine yardım etseler, destek olsalar bugün halimiz böyle mi olurdu? Bu meselenin bir yönü.

Bir de diğer tarafı var… Başarı nedir? Nasıl ölçülür? Bu soruları cevaplandırmalıyız, çünkü başarı bir bakıma izafî/rölatiftir… Bu yüzden kişiye, duruma, bakış açısına ve kriterine göre değişir… Bazısının başarı saydığını, bazen başkaları başarısızlık sayabilir… Bazı hallerde başarı sayılan, başka bazı hallerde ise başarısızlık kabul edilebilir… İyi de başarının somut ve objektif bir ölçme şekli yok mudur? Olmaz olur mu, elbette var!

Bir şeyin zafer mi yoksa hezimet mi olduğunu ölçmenin, benim bildiğim bir tek yolu vardır… Amaçlar/hedeflerle, sonuçlar karşılaştırılır, mukayese edilir… Çıkan neticeye göre karar verilir… Hedefler gerçekleştirilmişse, ortada bir başarı, gerçekleştirilememişse ortada bir başarısızlık vardır, denir.

Verdiğimiz iki misale, şimdi, bir de bu ölçüye göre bakalım… Ve sevinmek mi üzülmek mi gerektiğine, ona göre, karar verelim.

ABD, Irak’ı niçin işgal etmişti? Sonuç ne oldu? Bu sorulara maddeler halinde cevap vermeye gayret edelim.

Bir. Saddam Hüseyin ile Baas rejimini devirmek için… Gerçekleşti mi, bu? Gerçekleşti!

İki. Irak Devleti’ni parçalamak ve üçe bölmek için… Gerçekleşti mi, bu? Gerçekleşti!

Üç. Irak’ın yer altı ve yer üstü zenginliklerine el koymak için… Gerçekleşti mi, bu? Gerçekleşti!

Dört. Siyonizm’in tahakkukuna engel olması muhtemel bir devleti/Irak’ı ortadan kaldırmak için… Gerçekleşti mi, bu? Gerçekleşti!

Beş. Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurmak ve bu suretle hem İsrail’e bir müttefik ihdas etmek, hem de Suriye, İran ve Türkiye’yi baskı altına almak için… Gerçekleşti mi, bu? Gerçekleşti!

O zaman biz niye seviniyoruz? ABD hedeflerini gerçekleştirmiş! Yani başarmış, öyleyse, iki tarafta başarmış olamayacağına göre, biz başaramamışız. Başarışız olmuşuz, biz!

Peki, İsrail Lübnan’a niçin saldırmıştı? Sonuç ne oldu? Bu suallere de maddeler halinde cevap bulmaya çalışalım.

Bir. İran saldırısı öncesi, Hizbullah’ın gücünü sınamak için… Gerçekleşti mi, bu? Gerçekleşti!

İki. Hizbullah’ın füze rampalarının yerlerini belirlemek için… Gerçekleşti mi, bu? Gerçekleşti!

Üç. Hizbullah’ın mühimmat stoklarını tüketmek için… Gerçekleşti mi, bu? Hemen, hemen!

Dört. Hizbullah’ı enterne etmek için… Gerçekleşti mi, bu? Türk askeri “barış gücü” olarak Güney Lübnan’a “konuşlandığı” zaman gerçekleşecek!

Şu halde, kim başarılı; İsrail mi yoksa Hizbullah mı? Tabii ki İsrail! Öyle ise neye, neden seviniyoruz?

Allah aşkınıza yapmayın! Hiç olmazsa, mazlûm Müslümanları, kendi hallerine bırakın… Bari “gölge etmeyin”! Yanıltmayın, kandırmayın, aldatmayın mazlûm Müslümanları! Hiç olmazsa dua etmemize mani olmayın!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,93 M - Bugn : 22295

ulkucudunya@ulkucudunya.com