« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

16 Nis

2008

RECEP TAYYİP DUA ETSİN DE AKP KAPATILSIN

16 Nisan 2008

İki yıl önce Abdüllatif Şener, “belge topluyorlar, AKP’yi kapatma süreci başladı” diye uyardı, Recep Tayyip anlamadı… Abdüllatif Şener milletvekili adayı olmadı, gene anlayamadı.

Bir buçuk yıl evvel bir AKP milletvekili, Yargıtay’da çalışan eşi vasıtasıyla aldığı istihbaratı kendisine iletti, “AKP kapatılacak süreç işlemeye başladı” dedi, Recep Tayyip anlamadı… Milletvekilini aday yapmayarak, anlayamadığını ispatladı.

Bir sene önce Genelkurmay Başkanı “sözde değil, özde laik Cumhurbaşkanı istiyoruz” dedi, Recep Tayyip anlamadı… Anlayamadığını, MHP desteği ile Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirerek gösterdi.

Birkaç ay evvel başörtüsü/türban düzenlemesiyle ilgi Anayasa değişikliği esnasında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı “bu, kapatma sebebi sayılabilir” dedi, Recep Tayyip anlamadı… Anayasa değişikliğini gene MHP’nin desteği ile gerçekleştirdi… Meselenin ciddiyetini anlayamamıştı.

Ve sonunda olan oldu, AKP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne dava açıldı… Mahkeme bu müracaatı kabul etti… Ancak Recep Tayyip gene anlamadı… Gittiği her yerde, uzatılan her mikrofona hesapsız kitapsız lâflar etti… Anlayamadığını adeta cümle aleme haykırdı.

Şimdi artık iş işten geçmişken, biraz durulur gibi oldu, daha makul sözler etmeye başladı… Ama geçmiş olsun!

Bu noktadan sonra ben Recep Tayyip’in yerinde olsam, hem kendim ederdim ve hem de bütün sevenlerime AKP kapatılsın diye dua ettirirdim… İnşallah, AKP kapatılır…

Yoksa!

AKP kapatılmaz ise, “iş karakolda biter”!

Çünkü…

Millî Görüş’ün bugüne kadar dört partisi kapatıldı… (Haklıydı veya haksızdı, bu, bu noktada hiç önemli değil.) Ancak her defasında yeni bir parti kuruldu… Ve her yeni parti öncekinden daha çok oy alarak geldi… Sistem/düzen zaten bunu bile hazmedemezken, bir de AKP kapatılmaz ise, bunu kabul eder mi? Kabul edebilir mi sanıyorsunuz?

Etmez ise “gargara yapsın”, diyebilirsiniz… Buna, ben karışmam… Amma… Kimsenin gargara falan yapacağını da sanmam!

Ben o kadar da saf değilim… 12 Mart’ı ve 12 Eylül’ü bizzat ve aynel yakîn yaşamış biri olarak, bu kadarcık olsun birikmiş bir tecrübem var!.. AKP, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmaz ise “bu iş karakolda biter!”

12 Eylül öncesini çok iyi hatırlıyorum… Her gün ortalama otuz kişi can verdiği halde, hiçbir parti için kapatma davası açılmamıştı… Ne oldu? 12 Eylül de suçlu/suçsuz ayrımı yapılmaksızın hepsi birden kapatıldı! Bunun, tekerrür etmesi mi isteniyor? İstenmiyor ise AKP’nin kapatılmasına razı olmak lâzım.

Yok yok, ben AKP’nin kapatılmasını falan istiyor değilim… Ben bunu isteyemem, çünkü ülkücüyüm… Benim rahmetli Başbuğum; “En kötü demokrasi, en iyi otoriter rejimden iyidir” demişti… Ben, buna gönülden inanıyorum… AKP, inşallah kapatılır demekle… Sadece, gelecekle ilgili bir durum tespiti yapıyorum…

Sistem’in karnı şişti… Ancak sistem, kapatma davasını, son bir çare olarak görüyor… Ve bunun sonucunu sabırla bekliyor…İnşallah, AKP kapatılır da sistem’in karnının şişi iner… Sistem’in birikmiş olan kızgınlığı ve öfkesi boşalır… Sistem biraz sakinleşir… Rahatlar!

Yoksa…

İş, bir kez daha karakolda biter! Ve iş bir kere daha karakola gider ise, bu kez hiçbir şey eskisi gibi olmaz… Olamaz!

Bu, 27 Mayıs’a da 12 Mart’a da 12 Eylül’e de 28 Şubat’a da benzemez… Benzemeyecek! Ben böyle görüyorum… İnşallah yanılıyorumdur.

Yoksa…

“Gelenler”, eğer gelirler ise 1967 de Endonezya’da darbe yapan Suharto gibi belki yüz binlerce kişiyi katlederek gelecekler! Ve gene Suharto gibi uzun bir süre gitmeyecekler! Bu, böylece bilinmelidir!

Bu yüzden, ben Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatsın diye dua ediyorum… Meselenin ciddiyetini kavrayabilse, Recep Tayyip de AKP kapatılsın diye dua ederdi, diyorum.

Peki, eder mi? Bence etmez… Etmiyor!

Çünkü dışardan gelen destek mesajlarına güveniyor… Ancak yanılıyor! Rüzgârın yönü bir anda değişir, emperyalizm adamı orta yerde bırakıverir… İnanmıyorsa, yakın tarihe baksın!

Türkiye’ye yazık olur!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,85 M - Bugn : 24841

ulkucudunya@ulkucudunya.com