« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

26 Mar

2008

İLHAN SELÇUK

26 Mart 2008

Bir gün İlhan Selçuk’u savunan bir yazı yazacağımı rüyamda görsem, hayra yormazdım… Amma kendimi, bunu yapmak mecburiyetinde hissediyorum. “Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır”.

Ben okuduğum bazı yazıları hariç tutulursa İlhan Selçuk’u tanımam… Hiç görüşmedik, hiç konuşmadık, hatta aynı ortamlarda dahi bulunmadık… Doğrusunu söylemek gerekirse, yazdıklarının çoğunu da tasvip etmem… Dünya görüşü’ne ise tamamen karşı olduğumu herkes zaten bilir… Bildiğiniz gibi ben, 12 Eylül öncesinin güzelliklerini de çirkinliklerini de “dolu dolu” yaşamış olan kuşaktan bir ülkücüyüm… Ve İlhan Selçuk, o zaman Ülkücü Hareket’in en keskin ve acımasız düşmanlarından birisiydi… Her yazısı, birkaç ülkücünün şehit edilmesine sebep olacak kadar da sertti... Kaleminden adetâ kan damlayan bir yazardı… Gerçi 22 Temmuz Genel Seçimleri’nden önce yazdığı bazı yazılarda MHP’yi över gibi yapmıştı, ama ben bu yazılardaki ana fikre de karşıydım… Hâlâ da aynı düşüncedeyim… Çünkü İlhan Selçuk’un MHP’den beklediği fonksiyon, Ülkücü Dünya Görüşü ile taban tabana zıt idi…

Ancak…İlhan Selçuk’un gözaltına alınması da gözaltına alınma şekli de son derecede yanlış bir “olay”dır!

İlhan Selçuk hangi sebeple gözaltına alınmıştır, bu, tam olarak belli olmamakla birlikte medyaya yansıdığı kadar; Ergenekon ile ilişkili olarak… Sebep gerçekten de bu ise mesele iyice çetrefil bir hal almaktadır… Çünkü eğer iddia doğruysa, İlhan Selçuk’un mensubu olduğu iddia edilen Ergenekon, Cumhuriyet Gazetesi’ni üç kez bombalayan örgüttür…

İddiaları alt alta yazalım..

Ergenekon Türkiye’de darbe yapmayı plânlayan bir örgüttür.

İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi’nin imtiyaz sahibi ve baş yazarıdır.

Cumhuriyet Gazetesi’ni Ergenekon bombalamıştır.

Ve İlhan Selçuk, Ergenekon örgütünün yöneticilerinden biri olarak gözaltına alınmıştır.

Bu, nasıl bir tezattır? Bu, tenakuz değilse nedir? Bu mantıksızlığı/saçmalığı Cumhuriyet Savcısı nasıl görmez? Yahut göremez?

İlhan Selçuk’u gözaltına alanlar, şu suale net bir cevap vermelidirler: İlhan Selçuk hem Ergenekon adlı örgütün yöneticilerinden biri ve hem de Cumhuriyet Gazetesi’nin bir çeşit sahibi ise, Ergenekon, Cumhuriyet Gazetesi’ni niçin bombalamıştır?

Hiç kimse kalkıp, o bir provokasyondu, ülkeyi karıştırmak suretiyle darbe ortamı oluşturmak için yapılmış bir provokasyondu, demesin… Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması olayının provokasyon mu ya da başka bir şey mi olduğuna, tarafsız bir yargılama sonunda bağımsız yargı karar verecektir… Kimse kendini bağımsız yargının yerine koyamaz, koymamalıdır!

“Mızrak çuvala girmez”. İlhan Selçuk’un gözaltına alınması yanlış bir iştir!

Doğru olmaz, ama hadi bunu bir yana bırakalım…

İlhan Selçuk, iki defa kalp krizi geçirmiş, yüksek tansiyon hastası, seksen üç yaşında bir pir-i fânidir… Ve konumuz bakımından en önemlisi, on beş yıldır, polis koruması altındadır… Demek ki İlhan Selçuk kaçmak istese bile, bunu, başarması imkânsız bir adamdır!

Böyle bir adam, niçin sabahın dört buçuğunda gözaltına alındı? Böyle bir uygulama neden yapıldı?

İlhan Selçuk, evinin kapısı önündeki nöbet noktasında kendisini korumak için, yirmi dört saat bekleyen polisler olduğuna göre kaçmak istese dahi kaçamazdı… Sağlığı ile yaşı da firar etmesine müsait olmadığına göre, koruma polisleri herhangi bir firar ihtimaline karşılık sessizce uyarıldıktan sonra, ifadesi alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne gelmesi için davet edilemez miydi? Böylesi bir uygulama, Devlet için daha şık olmaz mıydı?

Sabahın köründe kapısına polis dayanan bir insan velev ki suçsuz olsa bile, ne kadar ve nasıl heyecanlanır bilmiyor muyuz? Kalp ve yüksek tansiyon hastası bir insan olduğuna göre, kapısına polis dayandığında, İlhan Selçuk’u bir kalp krizi sonucunda –maazallah- ya kaybetseydik, Devlet bunun altından nasıl kalkardı? Bunun, sorumlusu kim olurdu? İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bütün bunları düşünecek bir tane bile akîl adam/polis yok mu?

“Güneş balçıkla sıvanmaz”. İlhan Selçuk’un gözaltına alınma şekli de çok yanlış olmuştur!

İçişleri ve Adalet Bakanları, İlhan Selçuk’tan ayrı ayrı özür dilemelidirler! Müştereken yaptıkları yanlışlar ancak böyle temizlenir!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,86 M - Bugn : 26324

ulkucudunya@ulkucudunya.com