« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

05 Mar

2008

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÖLDÜ!

05 Mart 2008

Biliyorum, başlığı okuduğunuz an bu M. Metin Kaplan da çok oldu, artık… Psikopat olduğunu biliyorduk, ama biz fark etmeden, kafayı da yemiş olmalı dediniz… Belki haklısınız, ama lütfen yazıyı sonuna kadar okuyun, hükmünüzü o zaman verin… Olur mu? Kim bilir, belki de kafayı yememişimdir! Olamaz mı?

Türkiye Cumhuriyeti, aslında Gazi Mustafa Kemal Atatürk vefat edip de yerine İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildiği anda ölmüştü de biz fâniler bunu, fark etmemiştik… Çünkü bizler, devletlerin ölümünü insanların ölümü gibi olur sanıyoruz… Halbuki devletler insanlar gibi bir anda ölmez… Çokkk uzun bir süre can çekişirler ve sonra bir anda can verirler… Bizler, can çekişme zamanını da hayattan sayarız. Bu yüzden de yanılırız… Nitekim Osmanlı İmparatorluğu, 3 Kasım 1839’da Tanzimat Fermanı ilân edildiğinde ölmüştü, fakat can çekişmesi 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgal edildiği güne kadar sürmüştü… Sonra da yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu… Ne ise…

Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ölüp, İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildiği anda niçin ölmüştü?

Çünkü İsmet İnönü, Türk Milliyetçisi değildi… Hatta milliyetçilik düşmanıydı (Türk Milliyetçilerine, 3 Mayıs 1944’te neler yaptığını/yaptırdığını herkes bilir)… Akıllı ve kurnazdı, ama zekî değildi. (Menemen Olayı’nı bahane ederek, Kâzım Karabekir Paşa’ya neler yaptığını/yaptırdığını hatırlayın)… Korkak demeyeyim, ama cesur değildi… (Sovyetler Birliği’nden müthiş derecede korkuyordu)… Akıl almayacak kadar Batı hayranıydı… (Batı ve Yunan klâsiklerini Türkçeleştirmiş ve eğitimi millî olmaktan tamamen uzaklaştırmıştı)… Millî Mücadele’ye isteksiz katılmıştı.(1)… En mühimi de ABD mandası taraftarıydı (2)… Ve masonların hamisiydi.(3) Halbuki Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın Türk Milliyetçisi olması, zekî olması, cesur olması, tam bağımsızlıkçı olması ve emperyalizm karşıtı olması lâzımdır!

İşte, “olmazsa olmaz” bu vasıfların hiçbiri İsmet İnönü’de bulunmadığı için, Türkiye Cumhuriyeti daha O Cumhurbaşkanı seçildiği anda ölmüştü! Daha doğrusu, “beyin ölümü” gerçekleşmişti… Geçen gün de tamamen öldü!

Geçen gün ne oldu ki, Türkiye Cumhuriyeti tamamen öldü?

Bu sualin cevabı bir gazete haberinde gizli… Gazete haberi, âdeta Türkiye Cumhuriyeti’nin ölüm ilânı gibi… Haberi birlikte bir kere daha okuyalım… Milliyet USA’da yayınlanan haberi olduğu gibi veriyorum:
Anayasa taslağı Amerika'ya geliyor

Utku ÇAKIRÖZER / MİLLİYET

AKP'nin talebiyle anayasa taslağı hazırlayan heyetin başkanı Prof. Dr. Özbudun ile AKP'liler yeni anayasayı New York'ta anlatacak. Toplantının sponsoru, Fethullah Gülen'e yakın olan Türk Kültür Merkezi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talebiyle yeni anayasa taslağını hazırlayan akademisyen heyetinin başkanı Prof. Ergun Özbudun, henüz resmen açıklanmayan ve TBMM'ye iletilmeyen anayasa taslağını ABD'ye taşıyor.

ABD'nin tanınmış akademik kuruluşlarından Columbia Üniversitesi'nin Demokrasi, Hoşgörü ve Din Çalışmaları Merkezi (CDTR) ile Din, Kültür ve Kamu Yaşamı Enstitüsü'nün 3 Mart'ta New York'ta düzenleyeceği konferansta Fırat ve Prof. Özbudun'un yanı sıra AKP Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel ile demokratikleşme ve Anayasa yapımı konusunda önde gelen akademisyenlerden Alfred Stepan ve Andrew Arato da konuşmacı olacak.

Taslağın Türkiye'de resmen açıklanmadan ABD'de tartışılması konusunda ise Prof. Özbudun, "Bu benim değil AKP'nin sorunu. Ben Columbia'nın ricasıyla hazırladığımız taslağı dünyanın önde gelen Anayasa uzmanlarıyla tartışacağım" dedi. Muhalefet temsilcilerinin çağrılmaması konusunda ise Prof. Özbudun, "Bu da Columbia'nın takdiri. Benim katılımcılar hakkında bilgim yoktu" dedi.

Öte yandan, konferansın düzenlenmesinde Columbia Üniversitesi'nin iki akademik kurumunun yanı sıra Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Türk Kültür Merkezi'nin (TCC) de sponsor olması olaya başka bir boyut daha kattı. CDTR'nin başkanı Stepan'la birlikte konferansı düzenleyen Direktör Yardımcısı Dr. Ahmet Kuru, TCC sponsorluğu konusunda, "Asıl organizasyon ve tüm masraflar Columbia Üniversitesi tarafından karşılanacak. Türk Kültür Merkezi ise New York'ta her görüşten Türklerin organize edilerek toplantıya katılımının sağlanmasında etkili olacak. Öyle cemaatle sınırlı bir iş değil" dedi.

Haber bu, okudunuz değil mi? Şimdi, şayet hâlâ M. Metin Kaplan kafayı yemiş demeye devam ediyorsanız, yazının gerisini okumanıza lüzum yok! Bırakın, okumayın… Yok eğer, M. Metin Kaplan bu işi nereye bağlayacak acaba diyorsanız, sabredin arz edeyim.

Recep Tayyip ve şürekâsının hazırlattığı, “yeni ve sivil” anayasa taslağı henüz Türkiye kamuoyuna tam olarak açıklanmadan, TBMM’ne de resmen iletilmeden tartışılmak üzere ABD’ye gönderiliyor… Düşünün bir, bu, normal mi? Normal diyorsanız, yazının gerisini okumasanız da olur… Yok, bunun normal olmadığını düşünüyorsanız, gerisini okuyabilirsiniz.

ABD, hangi sıfat ve yetkiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasa taslağını tartışıyor/tartışacak? ABD, Türkiye’nin mandateri mi? Türkiye, ABD’nin mandası yahut işgali altında mı?

Siz, bu soruların cevaplarını düşüne durun, ben devam edeyim…

Evet ABD, bazı ülkelere anayasalar da hazırladı… Bu geçmişte de oldu, bugün de oluyor… Meselâ Japon Anayasası’nı, Almanya Anayasası’nı, Afganistan Anayasası’nı, Irak Anayasası’nı ABD hazırladı… Bu, biliniyor… Ancak bütün bu ülkeler bir şekilde ABD işgali altına düşmüştü… Bu da bilinen başka bir gerçek…

Şimdi, cevaplandırılması gereken sorular şunlar:

Türkiye Cumhuriyeti, bağımsız bir devlet mi? Türkiye Cumhuriyeti, bağımsız bir devlet ise anayasa taslağı ABD de niçin tartışmaya açılıyor? Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasa taslağını ABD beğenmez ise ne olacak? Taslak değişecek mi? Değişecek ise bu nasıl bir bağımsızlık? Değişmeyecek ise anayasa taslağı ABD de niçin tartışılıyor?

Türkiye, ABD işgali altında mı? Türkiye, ABD işgali altında değil ise ABD’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası ile ne ilgisi var? Türkiye Cumhuriyeti’nin yapmayı düşündüğü anayasaya ne karışıyor? Türkiye, ABD işgali altında ise bizi kim, neden, niçin Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız bir devlettir diyerek kandırıyor?

Ha, ne dediniz? Duyamadım?!

Evet evet, itiraf ediyorum… Ben, M. Metin Kaplan kafayı yedim! Ancak kim ne derse desin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı üzerine İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı seçildiği anda beyin ölümü gerçekleşmiş olan Türkiye Cumhuriyeti, bugün tamamen öldü! Allah rahmet eylesin!.. Allah, yenisini kuracak olanlara yardım etsin! Allah, yenisine uzun ve bir hayırlı ömür ihsan etsin!

M. Metin KAPLAN

(1) - Kâzım Karabekir Paşa, bunu şöyle anlatır: “İsmet Paşayı ziyarete gittim… Ankara’ya geçip Mustafa Kemal Paşaya katılmamız gerektiğini söyledim… İsmet Paşa bana, “Yahu Paşa, boş ver… Gel, emekli paralarımızla birer çiftlik alalım… Sen Kâzım Ağa, ben de İsmet Ağa olalım… Çiftçilik yapalım” dedi… (Bakınız; İstiklâl Harbimiz, Kâzım Karabekir)

(2) - İsmet İnönü, Kâzım Karabekir Paşaya gönderdiği 1 Haziran 1919 tarihli mektubunda “Ekseriyet diye ifade olunabilecek bir kitle de (yahut benim tanıdıklarımın ekseriyeti) Amerika mandasını parçalanmamış bir Türkiye’yi toptan deruhte etmek üzere tercih ediyorlar. Fakat öte taraftan bu işlere karar verenler de ne bize soruyorlar, ne de bizi düşünüyorlar...” diyor… Aynı İsmet İnönü, 27 Ağustos 1919 tarihli ve yine K. Karabekir’e yazdığı mektubunda, aynen şöyle diyor: “Eğer Anadolu’da halkın Amerikalıları herkese tercih ettikleri zeminde Amerika milletine müracaat edilse pek ziyade faidesi olacaktır deniliyor, ki ben de tamamıyla bu kanaatteyim. Bütün memleketi parçalamadan bir Amerika’nın murakabesine tevdi etmek, yaşayabilmek için yegâne ehven çare gibidir.” İsmet İnönü bunları maalesef, Sivas Kongresi’nden yalnızca 3-4 gün önce söylemekteydi. (Bakınız; Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, Cem Yay.)

(3) - İsmet İnönü, Atatürk’ün Localarını kapattığı ve yanından kovup kapıya attığı Masonlara yeniden imkân ve imtiyaz tanımış ve masonluğun anaokulu sayılan Rotary ve ortaokulu sayılan Lionsları hükümet kararıyla açmıştır. 1 Nisan 1963 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6/1607 no’lu karar açıklamasıyla İçişleri Bakanlığı’nın 30-3957-38530 sayılı yazıları üzerine, 3512 sayılı kanunun 10. maddesine göre, Bakanlar kurulunca 1 Nisan 1963 tarihinde “Lions International” kulübünün kurulması kabul edilmiştir.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,86 M - Bugn : 25456

ulkucudunya@ulkucudunya.com