« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

06 Şub

2008

ENVER ALTAYLI, NE YAPMAK İSTİYOR?

06 Şubat 2008

Geçen hafta televizyonun karşısına oturmuş, her zamanki gibi kanallar arasında gezinirken, Sky Türk’te tanıdık bir yüze rastlayınca “Kimdi bu, yahu” diyerek merakla biraz takıldım… Az sonra, bu kişinin Enver Altaylı olduğunu söyledi, programı yapan Leyla Şıvgın. “Allah Allah, bu nereden icap etti, şimdi?” diyerek, programı seyretmeye başladım. Meğer bir kitap çıkmış, “Büyük Oyundaki Türk; Enver Altaylı”, bu kitap konuşuluyormuş Hafta Başı başlıklı programda.

Enver Altaylı, kitapta geçen konularla ilgili açıklamalarda bulunuyordu; ilerleyen dakikalarda rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i 13 Kasım Darbesi’nde, Madanoğlu Cuntası’nın kurşuna dizdirmek istediğini ve fakat, buna, CİA’nın Türkiye İstasyon Şefi Ruzi Nazar’ın müdahale ettiğini, Türkeş’in ölümden bu sayede kurtulduğunu anlattı… O arada yayına telefonla kitabı yazan İrfan Ülkü bağlandı ve “Türkeş bu olayı, bana da anlatmıştı. Ancak ben, bunu bugüne kadar gizledim” dedi. Yetmedi… Bir zaman sonra, yayına ABD’den Ruzi Nazar telefonla bağlandı ve Enver Altaylı ile İrfan Ülkü’nün söylediklerini teyit eden bir açıklama yaptı.

Program öyle kurgulanmıştı ki, üç kişi; kitabı yazan, kitabı anlatan ve kitabı anlatana söyleyen öyle peş peşe gelmişti ki “olayın” gerçek yüzünü bilmesem, ben bile söylenenlerin doğru olduğuna, yani Türkeş’i öldürülmekten ABD/CİA’nın kurtardığına inanacaktım. Ama inanmıyorum… Çünkü olayın böyle olmadığını, gerçekte Türkeş’i hem MBK’dan tasfiye ettirenin hem de Hindistan’a sürgüne göndertenin ABD olduğunu biliyorum!

İsterseniz anlatayım: 27 Mayıs Darbesi yapılmış… Darbe’nin Kudretli Albayı Alparslan Türkeş resmî olarak Başbakanlık Müsteşarı, ama gerçekte, o günkü devlet hiyerarşisinde bir Başbakan bulunmadığı için, fiilen Başbakanlık görevini yürütmektedir… Bir gün Başbakanlığa girerken, Başbakanlığın girişindeki camlı bölmede oturan sivilleri görür… Bu kişiler, dikkatini çeker… Türkeş, yanında olan emir subayına; “Kimdir, bu adamlar?” diye sorar… Emir subayı; “Bilmiyorum, efendim… Öğreneyim” diye cevap verir… Öğrenir ve gelip, Türkeş’e bilgi verir: “Efendim, bunlar JUSMATT’ın (Tük-ABD Askerî Yardım Heyeti ki bu örgüt, NATO’nun Türkiye’deki gerçek Gladio’sudur!) adamlarıymış.” “Bunların, burada ne işleri var?” “Bilmiyorum, efendim… Öğreneyim.” Emir subayı, çıkar öğrenir ve gelir. “Efendim… Gelen ve giden evrakları, deftere kaydederlermiş” diyerek, Türkeş’e bilgi verir.

Türkeş, kızar… “Bu adamları, hemen defedin, buradan!” “Emredersiniz!” Emir subayı hızla odadan çıkar… Ancak, az sonra süklüm püklüm, geri gelir… “Mümkün değilmiş, efendim.” Türkeş, daha çok kızar… “Nasıl olur? Defedin, demedim mi?” Emir subayı, ezile büzüle, cevap vermek durumunda kalır: “Efendim… Türk-ABD antlaşmasına göre, bunların görev yerleri Başbakanlık imiş…” Türkeş, iyice bozulur… “Bu, nasıl olur?” diye, düşünmeye başlar… Sonunda, çözümü bulur… “Madem öyle imiş; bunlara, en alt bodrumun en ücra köşesinde bir yer gösterin!” “Emredersiniz!”

JUSMATT görevlilerine, gerçekten de Başbakanlık Merkez Binası’nın en alt bodrumunun en ücra köşesinde bir yer verilir… Ancak ABD, Türkeş’in bu tavrını hoş karşılamaz…İntikâmını da alır… Darbe’nin Kudretli Albayı Alparslan Türkeş, 13 Kasım 1961’de on üç arkadaşı ile birlikte, MBK’den tasfiye edilir ve sürgüne gönderilir… İşte olay budur!

Enver Altaylı, İrfan Ülkü ve Ruzi Nazar isimli muhterem zevat şimdi kalkmışlar, sanki Türkeş’i MBK’dan tasfiye ettirip sürgüne gönderen ABD değilmiş gibi, Türkeş’i kurşuna dizilmekten ABD’nin kurtardığına inanmamızı bekliyorlar… Çok beklerler! CİA, Türkeş’i madem hayatını kurtaracak kadar seviyordu, o zaman sürgüne neden göndertti? Bunu da açılasınlar da hep beraber öğrenelim(!)… Değil mi ama?

Hadi bunu, bir tarafa bırakalım… Sorarım size, Allah aşkınıza kitap tanıtımına yazar mı, yoksa hayatı anlatılan mı katılır? Tabii ki yazar! O zaman programa niye İrfan Ülkü katılmıyor da Enver Altaylı katıldı? Böylesi daha önce görülmüş bir şey mi? Hadi, Leyla Şıvgın’ın tercihi budur, diyelim… Madem öyle, İrfan Ülkü telefonla niye bağlandı? Enver Altaylı’nın anlattıklarını teyit etmek için mi?

Hadi bunu da bir tarafa bırakıp, geçelim… Bir CİA Şefinin bir kitap tanıtımına katıldığı, bırakın Türkiye’yi dünyada görülmüş veya işitilmiş bir uygulama mıdır? Hem de Ruzi Nazar gibi 91 yaşında, hayatı filmlere konu olmuş meşhur bir CİA’cı, kalkıp Türkiye’de yapılan bir kitap tanıtımına telefonla destek veriyor! Olur şey mi bu? Bunu, rüyada görseniz inanmayın, hayra yormayın! Bu işte, başka bir şeyler olmalı, ama ne?

ABD, Türkeş’i ölümden kurtardığını(!) hem tam da bugünlerde neden gündeme taşıtıyor? Hem de Türkeş rahmetli olalı on bir yıl olmuşken, buna niçin tevessül ediyor? Bunu, ispatlamak için, neden bu kadar zahmete giriyor? Bunun, önemli bir sebebi olmalı, ama acaba nedir, bu?

Bu sualleri, kaç gündür ben de kendime soruyorum…

Bulabildiğim tek mantıklı cevap şu: ABD, Türkiye’deki anti-Amerikan dalgasından rahatsız… Bunun, kırılmasını temin etmeye çalışıyor! İşbirlikçi medyayı alabildiğine kullanan ABD, özellikle PKK’ya karşı ABD-Türkiye işbirliği mesajlarıyla yüklü haber ve yorumlarla, bu konuda hayli mesafe de aldı… Ancak ülkücüler “dolmayı yutmadıkları için” henüz ikna olmadı… Ülkücü camia, hâlâ ABD’ye güvenmemeye ve hatta ABD’yi düşman görmeye devam ediyorlar… Bu düşüncenin yok edilmesi gerekiyor… CİA, Türkeş’i ölümden kurtardı lâfları bu yüzden ortaya atıldı… Ülkücülerin ABD karşıtlığı, anti-Amerikancılığı ve hatta anti-emperyalizmi Türkeş sevgisi ile kırılmak isteniyor!

Böyle bir işlev görmesi beklenmeseydi; eski MİT ve CİA ajanı Enver Altaylı’nın hatıraları yada MİT muhbiri İrfan Ülkü’nün kitabı, ABD ve CİA’nın umurunda olur muydu? Siz, ne dersiniz? Duyamadım! Ses verin, ses!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,85 M - Bugn : 22543

ulkucudunya@ulkucudunya.com