« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

14 Kas

2007

BÖYLE DEVLET OLUR MU?

14 Kasım 2007

Sizi bilmem ama ben, birkaç gün öncesine kadar Fatma Kurtulan’ı hiç tanımazdım… Eminim ki, geçen güne kadar DTP’lilerle PKK’lılardan başka hiç kimse de tanımazdı… Meğer Fatma Kurtulan, TBMM üyesiymiş… DTP’nin yirmi (20) Milletvekili’nden biriymiş… Şimdi kendisini, bütün Türkiye ve hatta Dünya tanıyor… Hayretle izliyor.

Fatma Kurtulan’ı tüm dünya tanıyor ve hayretle izliyor, çünkü o, PKK’nın kaçırdığı sekiz askeri Kandil Dağı’nda imza mukabili PPK’dan teslim alan üç (3) DTP Milletvekili’nden biri… Türkiye ve Dünya Fatma Kurtulan’ı önce bu “eylemi” ile tanıdı… Fatma Kurtulan tanınca doğal olarak, herkes ve en çok da medya, “Bu kim, acaba?” diye araştırmaya başladı… Çıkan sonuç, yönetenler için değil ama, Türk Milleti için müthiş bir skandal! Keşke tanımasaydık.

Fatma Kurtulan, amcasının oğlu Salman Kurtulan ile evli… Bu, normal… Ancak Salman Kurtulan evlendikten dört (4) gün sonra PKK’nın dağ kadrolarına katılmak için “dağa çıkmış”… Çünkü Salman Kurtulan PKK’lı bir militan… Bölücü bir terörist…

“Piro” kod adlı Salman Kurtulan; kendisi gibi PKK’lı suç ortaklarıyla birlikte, 1999 yılında Adana Osmaniye Dereli Köyü yakınlarında yola döşedikleri mayını patlatarak 3 askerin şehit edilmesi ve yanlarındaki bir vatandaşın ölümüyle sonuçlanan eylemi gerçekleştirmiş, 25 Kasım 1998’de ise Dörtyol Mezbahane Mahallesi mevkiinde güvenlik güçleriyle silâhlı çatışmaya girmiş, bölgedeki Köy Hizmetleri’ne ait şantiyeye silâhlı baskın düzenleyerek otomobilleri yakmış… Bunun üzerine, Salman Kurtulan hakkında “terör örgütü PKK üyesi olmak, örgüt adına silâhlı faaliyetlerde bulunmak” iddiasıyla dava açılarak, “yakalama” emri çıkarılmış… Ayrıca, Salman Kurtulan’ın Ankara’da “örgüt” propagandası yapmaktan gözaltı kaydı da var… Öte yandan, PKK terör örgütünün üst düzey yöneticileri arasında olduğu belirlenen Salman Kurtulan’ın, elebaşlardan Murat Karayılan’la birlikte PKK kampında çekilmiş bir fotoğrafı ortaya çıktı… Bu normal mi, değil!

Ancak daha da anormal olan bir şey var ki, işte bu, tam bir rezalet! Fatma Kurtulan, 22 Temmuz Milletvekili Genel Seçimleri’nde Van’dan Milletvekili seçildi… Şimdi TBMM üyesi… Fatma Kurtulan, sizin ve bizim, hepimizin Vekili yani… Çünkü Milletvekilleri bir ili ya da bölgeyi yahut bir partiyi değil, tüm Türkiye’yi temsil eder… Amcasının oğlunun 3 askerimizi şehit ettiğini bile bile o’nunla evlenen Fatma Kurtulan; beni, seni, onu, hepimizi bütün Türk Milleti’ni TBMM çatısı altında vekil olarak temsil ediyor… Buna, rezalet değil de ne denir?

Bana, “Ne mahzuru var ki? Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre, ‘suç şahsîdir’… Hiç kimse, eşi bile olsa bir kişinin işlediği suçlardan ötürü suçlanamaz/dışlanamaz… Bu, milletlerarası hukuk normlarına aykırıdır” demeyin… Sakın, böyle bir şey demeye tevesül etmeyin… (Kadın, PKK bölücü terör örgütü üyesi bir militanla evli, yahu!)

Çünkü…

O zaman, ben de böyle ise, eşleri başörtülü olan askerî personel askeriyeden neden tard ediliyorlar? Askerî okullara girmek için müracat eden öğrencilerin annelerinin fotoğrafları hangi sebeple isteniyor? Ve, annelerinin fotoğrafları başörtülü olanlar askerî okullara niçin alınmıyorlar, değil ya başörtüsü takmak suç olsa bile, bu kaide bu durumda neden geçerli olmuyor diye, sormak zorunda kalırım… O zaman da her şey karmakarışık olur!

Böyle bir şey olabilir mi? Eşi, hali hazırda enaz üç (3) askerimizin katili, azılı bir bölücü terörist olan biri, vekil olarak TBMM’ye girebiliyor… Ancak annesi başörtülü olduğu için bir çocuk TSK’ya giremiyor… Böyle bir şey olabilir mi? Oluyorsa ki, olduğu ortadadır… O zaman başörtülü eş ve anneye sahip olmak, asker şehit etmekten, -ki şehit olan askerlerimizin çoğunun da anneleri veya eşleri başörtülüdür- daha ciddi bir suçtur anlamı çıkmaz mı? Böyle devlet olur mu? Böyle hukuk düzeni olur mu? Böyle bir hukuk düzeni olan bir devlet ayakta ve hayatta kalabilir mi?

Benzer kışkırtıcı sualleri, tabii ki çoğaltmak da mümkün: İngiltere’de İRA’lı bir katilin, İspanya’da ETA’lı bir katilin eşi, milletvekili olabilir mi? Hadi, Avrupa’yı bir yana bırakalım, bize daha çok benzeyen Güney Amerika’ya bakalım… Peru’da SL’li bir katilin, Nikaragua’da FSLN’li bir katilin eşi parlementoya girebilir mi? Muhalfarz girse, böyle bir durumda bu devletler nasıl bir tedbir alırlar?

Bu devletler, bu duruma yol veren bizdeki Yüksek Seçim Kurulu muadili olan kurumlara nasıl bir müeyyide tatbik ederler? Türkiye, Fatma Kurtulan’ın milletveli seçilebilmesinden dolayı, seçim işlerinde tek yetkili olan YSK’ya karşı, acaba nasıl bir yaptırım uygulayacak? Bu lüzumsuz sorunun cevabını, ben, şimdiden vereyim: Hiç!

Söyleyin Allah aşkınıza, böyle devlet olur mu? Böyle bir devlet bölücü terörle mücadelede başarılı olabilir mi?

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,86 M - Bugn : 29878

ulkucudunya@ulkucudunya.com