« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

01 Haz

2007

EN MÜHİM MESELE

01 Haziran 2007

Türkiye’nin çok sayıda problemi var… Bunda, herkes hemfikir… Fakat bunların hangisi en mühimidir diye sorarsanız, birbirinden farklı bir sürü cevap alıyorsunuz… Kimi en önemli mesele olarak işsizliği görüyor, kimisi hayat pahalılığını… Kimi ilk sıraya bölücü terörü yerleştiriyor, kimisi büyük şehirlerdeki asayiş zafiyetini… Kimi en büyük dert olarak millî eğitimin kalitesizliğinden yakınıyor, kimisi gençliğin ahlâkî dejenerasyonundan… Kimisi ekonominin bozukluğunu söylüyor, kimisi kültür hayatının verimsizliğini… Kimi politikacılardan şikayet ediyor, kimi medyadan… Kimi üretimin yetersizliğini anlatıyor, kimi ürettiğini satamadığını… Kimi girdilerin yüksek maliyetinden bahsediyor, kimi ihracatın azığından… Kimi insan hakları eksikliğinden dem vuruyor, kimi demokrasinin yerleşmediğinden… Kimi irticaî faaliyetleri sayıyor, kimi dine/dindara yapılan baskıyı…Sayın sayabildiğiniz kadar… Liste böyle uzar gider.

Söylenenlerin her biri, gerçekten de Türkiye’nin bir meselesidir, hem de büyük bir meselesidir... Buna, hiç kimse itiraz etmez de… Türkiye’nin en mühim meselesi nedir sorusunun cevabı bunların hiç biri değildir.

Bu kadar basit bir konuda, insanlar, acaba neden anlaşamazlar? Neden, fikir birliğine varamazlar? Oysa bu meselelerin hepsini de hemen hemen herkes aynı anda yaşıyorlar…

Bu sualin cevabı, Türkiye’nin geri kalmış bir ülke olmasında gizlidir… Kel alâka? Rahmetli Mümtaz TURHAN, “Geri kalmış ülkelerin en mühim meselesi problemlerini önem sırasına koyamamasıdır” diyor… Evet, cevap işte bu!

Bu aynı zamanda, bir fasit dairedir, geri kalmış ülkeler için… Meselelerini önemine göre sıralayamadığı için, ehemmiyetsiz problemleri çözmek için vakit, enerji ve para harcar, bu da geriliğini katmerli bir hale getirir… Bir gün gelir ki, meseleleri önem sırasına koysa bile meseleler o derece büyümüş olurlar ki, o zaman da çözmeye gücü yetmez.

Türkiye’de durum, tam da böyledir.

Mevzuu daha fazla dağıtmadan başa dönerek, Türkiye’nin en mühim meselesi nedir sorusunu cevaplandırırsak; Türkiye’nin en önemli meselesi, Atatürk öldüğünden beri kötü yönetilmesidir, deriz! Sayılan hatta sayılmayan meselelerin hepsi, Türkiye’nin kötü idare edilmesinden kaynaklanmaktadır… Sebeplerin sebebi, ana ve temel sebep kötü yönetimdir.

Peki niye, kötü idare ediliyor Türkiye?

Bunun bir çok sebebi var da bunlardan en önemlisi olduğuna inandığım iki tanesini arz edeyim:

Birincisi, Atatürk vefat ettikten sonra, Türkiye’de devleti Sabetaycılar ile Kripto Ermeniler hızla ele geçirdiler… Bu, nasıl olur demeyin? Çok kolay oldu… Çünkü okur-yazar bütün Müslüman Türkler, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları’nda ya şehit veya gazi olmuşlardı… Sabetaycılar ile Kripto Ermeniler, işte, bu boşluktan istifade ettiler… Kaldı ki, bunlar hem tahsilli hem de ekonomik olarak çok güçlüydüler… Böylece bir taraftan bürokrasi, diğer taraftan da yasama ve yürütme yasamanın içinden çıktığı için dolayısıyla yürütme, Sabetaycılarla Kripto Ermenilerin eline geçti… Bunlar, her zaman Türkiye’nin değil de, İsrail ile Ermenistan’ın menfaatlerini gözettiler… Biz, Müslüman Türkler ise bir zaman olanları kavrayamadık, o yüzden bir şey yapmadık/yapamadık… Olan bitenleri kavradığımızda ise, zaten iş işten geçmişti… Artık Sabetaycılarla Kripto Ermenilere güç yetiremez olmuştuk… Çünkü kendilerini çok sıkıştırırsak, hemen bir 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül veya 28 Şubat yaptırıyorlar ve kafalarımızı ezdiriyorlardı.

İkincisi, en başta ABD, İsrail ve AB emperyalizmi olmak üzere, bütün emperyalist güçlerle merkezler, Sabetaycılarla Kripto Ermenilerin açtığı kapılardan girerek, Türkiye’ye öyle bir sirayet etmişlerdir ki, bugün Türkiye’de Türkiye’nin lehine bir şeyler yapmak imkânsız hale gelmiştir…Türkiye’nin menfaatine bir şey yapıldığında, hemen ya ABD veya AB bu yapılanları ya demokrasiye ya insan haklarına ya da her ikisine birden aykırı bulduğunu açıklamaktadır; bunun üzerine bütün Sabetaycılarla Kripto Ermeniler ayağa kalkıp koro halinde karşı çıkarak, buna engel olmaktadırlar.

Evet, Türkiye’nin en mühim meselesi Türkiye’nin kötü idare edilmesidir!

Ve Türkiye’nin, bu çemberden kurtulmasının iki şartı vardır: Önce ABD, İsrail ve AB ile bütün ilişkiler koparılmalıdır… Bunlarla yapılmış olan bütün antlaşmalar, yırtılıp çöpe atılmalıdır! NATO’dan derhal çıkılmalıdır! Sonra da Türkiye’nin kalbi ile beynine çöreklenmiş olan, Sabetaycılarla Kripto Ermeniler buralardan hemen sökülüp atılmalıdır!

Yoksa, yarın bile çok geç olabilir!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,31 M - Bugn : 39455

ulkucudunya@ulkucudunya.com