« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

25 May

2007

ZİNCİRLEME

25 Mayıs 2007

Ankara Ulus’ta, canlı bomba kendini patlattı, altı vatandaşımız şehit oldu… Gazilerin sayısı ise muhtelif, ama yüz kişiden az olmadığı kesin, gibi… Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar dilerim… Türkiye’ye geçmiş olsun… Bu, tam anlamıyla ‘uluslarüstü’ bir terör eylemidir!

Menfur terör eylemini duyduğum anda, aklıma, hemen ‘Başbağlar Katliamı’ geldi…

Bilenler bilir ama, bilmeyenler veya unutanlar için bir hatırlatma yapayım… 5 Temmuz 1993 de Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü’ne gelen 100 kişilik bir grup terörist; cami cemaatini dışarı çıkarmış ve 28 (yirmi sekiz) kişiyi otomatik silâhlarla kurşuna dizmişler… Daha sonra da bir kadın, 13 yaşında bir çocuk ile 3 yaşlı insanımızı da ateşe atarak hunharca yakmışlardı… Toplam 33 şehit!

Melun olayı, TİKKO adlı sol/terör örgütünün gerçekleştirdiği belirlendi… Ancak enteresandır, TİKKO suikastlar yaptığı halde, böyle kitlesel eylemler yapmazdı… Bu yüzden, bu, herkesin dikkatini çekti… Bunun, bir sebebi olmalıydı… Nitekim, bu eylemin ‘Sivas Katliamı’na cevap olarak yapıldığı meydana çıktı.

Bu noktada, ‘Sivas Katliamı’nı da hatırlatmam lâzım… Aksi halde meramımı anlatamam… Sivas’ta 2 Temmuz 1993 günü ‘Geleneksel IV. Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ yapılırken, 7-8 bin kişilik önceden tahrik edilmiş bir grup, Madımak Oteli’ne saldırdı… Yıktı… Yaktı… Aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Ozan Türkyılmaz'ın bulunduğu 37 kişi yanarak veya dumandan boğularak şehit düştü.

İşte TİKKO, ‘merkez’den aldığı talimatla Başbağlar Köyü’nde güya bu ‘Sivas Katliamı’nın intikamını almış oluyordu... Halbuki Sivas’ta da Başbağlar’da da şehit olanlar, bizim insanlarımızdı… Türk vatandaşlarıydı!

Ulus’ta patlayan canlı bomba, bana, ‘Başbağlar Katliamı’nı neden çağrıştırdı?

Ulus’taki canlı bomba olayı, bir hafta kadar önce Mahmur Kampı’nda ve Barzani’nin IKDP Merkezi’nde patlayan bombalara cevap teşkil ediyor gibi görünüyor da onun için! Ancak bu, bence PKK’nın yahut İKDP’nin tertibi değil… Daha büyük bir gücün, PKK ile IKDP’nin de arkasında olanların işi! Bu olayın arkasında da her zaman olduğu gibi CIA, MOSSAD ve MI6 var!

Zinciri ve halkalarını hatırlayın… Önce DTP’li bir sözde belediye başkanı, Kuzey Irak’a yapılmış olan müdahaleyi Diyarbakır’a yapılmış sayarız, diyerek Türkiye’yi tehdit etti… Sonra aynı tehdidi Peşmerge Başı savurdu… Peşinden, İKDP’nin merkezinde bomba patladı… Ardından bir bomba da Mahur Kampı’nda… Nihayet Ankara Ulus’ta, Türkiye’nin başkentinin kalbinde… Oyunu kuran ‘merkez’, ne de güzel sıralamış değil mi?

Bu oyunu, nasıl mı gördüm? Çok basit, parçalara değil de bütüne bakarak!

Allah aşkına, bana biri anlatsın…Canlı bombanın cesedi paramparça olduğuna göre, canlı bombanın kimliği, hem de birkaç saat içinde nasıl tespit edildi? Biliyorum, ileri teknoloji ve istihbarat diyeceksiniz… Türkiye’yi küçümseme, Türkiye büyük devlet falan filan diyeceksiniz… Tamam… Türkiye’nin büyük devlet olduğunu ben de biliyor ve bunu kabul de ediyorum… Ama o zaman, bana, daha birkaç ay önce Genelkurmay Başkanlığı önünde, hem de kameraların gözü önünde bir ‘gazeteci’ye askerler aleyhine belge servis eden ‘adam’ niçin bulunamadı, söyler misiniz? İleri teknoloji ve istihbarata ne oldu?

Canlı bomba Güven Akkuş, üç gün önce Hollanda’dan Türkiye’ye geliyor… Adam sabıkalı bir terörist… İki yıl cezaevinde kalmış… Sonra dokuz yıl Hollanda’da yaşamış… Pasaportunu veriyor… -Kendi kimliğini kullanmış olmalı, yoksa, Hollanda’dan gelmiş olduğu bilinemezdi-… Cezaevine TİKB adına girmiş, ama, PKK’lılarla birlikte kalmış, bu da biliniyor… Pasaporttaki bilgileri kontrol eden bilgisayarın hemen alârm vermesi gerekmez mi? Fakat bilgisayar da tık yok… Dolayısıyla takip de edilmiyor… Yahut edilemiyor… Bu, nasıl bir iş? Nasıl bir gaflet? Yahut, nasıl bir ihanet? Birisi, bana izâh etsin!

PKK, canlı bomba eylemini üstlenmiyor, hatta biz yapmadık diye açıklama yapıyor… TİKB (Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği) eylemi üstlenmiyor, hatta bizimle ilgisi yok diye bildiri yayınlıyor… DTP, ilk defa bir eylemi lânetliyor, Osman Baydemir, ilk kez bir eylemi nefretle kınıyor… Ancak bazıları, hâlâ PKK yaptı diye yırtınıyor! Bu nasıl bir iş! Birisi, bana açıklasın da ben de bileyim!

Biliyorum, bu sorularıma, hiç kimsenin bir cevap vermeyeceğini ben de biliyorum… O sebeple, sorduğum suallerin cevaplarını –maalesef- gene ben vermek durumundayım… Bu vahşice eylemi PKK yapmıştır! Bu, doğru… Ancak bunu, kendi adına ve kendi amacı için değil, CIA, MOSSAD ve MI6 adına taşeron olarak yapmıştır! Çünkü gerek CIA, gerek MOSSAD ve gerekse MI6 böyle eylemlerle ellerini kirletmezler... Böyle işler için, eyleme ve maksadına uygun, örgüt ve eylemcileri kullanırlar… Böylece, temiz pâk kalmaya özen gösterirler… Ayrıca bunu da, ‘istihbarat paylaşımı’ adı altında, sureti haktan görünerek; eylem ve eylemci hakkındaki bütün belge ve bilgileri anında medyaya servis yaparak sağlarlar… Biz, eylemcinin adını, daha önce Hollanda’da yaşadığını, Türkiye’ye üç gün önce giriş yaptığını, eskiden TİKB’li olduğunu, PKK ile cezaevinde tanıştığını ve PKK’ya o süreçte angaje edildiğini, bu suretle öğrenmiş olduk.

İyi de bu ABD, İsrail ve İngiltere ne istiyorlar? Amaçları ne? Ankara’nın göbeğinde, işinden çıkmış, yorgun argın evine gitmek için vasıta bekleyen, sivilleri niçin öldürtüyorlar? Bununla, ne sağlamaya çalışıyorlar?

CIA, MOSSAD ve MI6 bizden, sivil Türk vatandaşlarından hiçbir şey istemiyorlar… Fakat Türkiye Cumhuriyeti’nden üç adet talepleri var: Bir. Irak’a karışma, Irak’tan ırak dur, diyorlar… İki. Kuzey Irak’taki Kürt Devleti’ne müdahale etmeyi aklından bile geçirme, diyorlar… Üç. Biz, İran’a da Irak’a olduğu gibi ‘demokrasi’(!) getirmek istiyoruz, ancak İran’a şu anda gücümüz yetmeyebilir, desteğe ihtiyacımız var… Bize, bu konuda yardım etmek zorundasınız diyorlar… Yoksa, şekilde görüldüğü gibi, seni mahvederiz diye açıkça tehdit ediyorlar.

Washington, Tel Aviv ve Londra; Ankara’ya, Güven Akkuş’un canı ve kanıyla yazılmış bir mektup gönderdi… O mektupta, işte bunlar yazıyor! Bakalım Ankara, ne cevap verecek?

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,31 M - Bugn : 36193

ulkucudunya@ulkucudunya.com