« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

13 Nis

2007

NİHAYET KONUŞTU

13 Nisan 2007

Türkiye’de herkes; muhalifi-muvafığı ile herkes, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın konuşmasını, “neler söyleyecek acaba” diye merakla bekliyordu… Büyükanıt Paşa nihayet konuştu… Herkesin merakını giderdi… Ancak hiç kimse tatmin olmadı… Ben hariç.

Herkes bilhassa siyasetçiler, Paşa’nın sadece Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili görüşlerini merak ediyordu. Genelkurmay Başkanı bu konuya da temas etti… Ancak kimseyi memnun edemedi. Muvafıklar, yani Recep Tayyip’in Cumhurbaşkanı olmasını isteyenler, konuşmada söylediği bazı ‘şeyler’ kendilerine ters geldiği için; muhalifler ise yani Recep Tayyip’in Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkanlarsa, konuşma gerektiği kadar sert mesajlar içermediği için, hiç memnun olmadılar… Fakat ben tatmin oldum.

Ben sayın Yaşar Büyükanıt’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında söyleyeceklerinin ne olacağını merak edenlerden değildim… Çünkü o konudaki mesajlarını başka kanalları kullanarak zaten önceden ilettiğine inanıyordum. Ben, asıl, peşmerge başına ne diyeceğini, nasıl cevap vereceğini daha önemli buluyordum. Ve ben tatmin oldum.

Paşa bu konuda çok net konuştu ve özetle: Kuzey Irak’a askerî operasyon düzenlenmelidir…
Bu, askerî olarak gereklidir ve faydalı olur, dedi. Ve ilâve etti; ancak bunun için siyasî irade lâzımdır. Bu kararı Hükümet almalıdır… Genelkurmay Başkanı’nın gerekçesi de beklediğim gibi: İki Körfez Savaşı, PKK’ya müsait bir zemin-vasat oluşturmuştur… Daha önce katır kullanan PKK, artık, bir yerden başka bir yere intikal etmek için arazi araçları kullanacak kadar destek görmektedir… Kimden? Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile bunların arkasında duran ABD ile İsrail’den!

Bu değerlendirme, doğrudur! Genelkurmay Başkanı yerden göğe kadar haklıdır!

PKK, 1. Körfez Savaşı’ndan sonra, Saddam Askerî Kuvvetleri’nin kendilerine terk ettiği mevzilere yerleşerek ve ağır silâhlarla teçhiz olarak akıl almayacak kadar güçlenmiştir… Dikkat edilirse, o tarihten itibaren PKK’nın saldırıları alabildiğine yoğunlaşmış… Tür milleti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kayıpları tahmin edilenlerin kat be kat üstüne çıkmıştır… Ve bu Apo’nun, CİA tarafından “paket edilmesi”ne kadar sürmüştür.

Irak’ın ABD, İngiltere ve İsrail tarafından işgal edilmesiyle son bulan 2. Körfez Savaşı’ndan sonra ise, PKK; biraz Apo’nun Devlet’in eline geçmiş bulunması sebebiyle, biraz da ABD’nin PKK’nın silâhlı militan gücünü Barzani’ye ‘servis yapması’ nedeniyle olacak, ortaya çıkan fiilî mecburiyetten ötürü ‘Kır Gerillası’ndan ‘Şehir Gerillası’na dönmüş ve kırsal alanda daha çok, uzaktan kumandalı mayın tuzaklarını kullanarak saldırılarına devam etmektedir.

PKK şehirde ise en çok, malûm Kürtçü partinin yöneticileri ile Belediye Başkanları’ndan faydalanarak, arada sırada da satılmış bir takım gazetecilerin kiralık kalemleri ile gözü dolardan başka hiçbir şeyi görmeyen işadamlarını kullanarak eylem koymaktadır:

Kürtçü Parti’nin idarecileri ile Belediye Başkanları, TCK’ya göre suç olmasına rağmen, bebek katili Apo’ya ısrarla ‘sayın’ demektedirler… Gene aynı kişiler TSK’nın, Kuzey Irak’a askerî operasyon düzenleme ihtimaline karşı, Türkiye Cumhuriyeti’ni alenen ve pervasızca tehdit etmektedirler… Ruhlarını şeytana satmış basın mensuplarıyla işadamları ise, Kuzey Irak’taki
Bölgesel Yönetim’in elinde bulunan petrol zenginliğinden Türkiye’nin de faydalanması gerektiğini bahane göstererek, peşmerge başını kamuoyunda sempatik göstermek için canla başla çabalamaktadırlar.

“Durum vaziyeti” ne yazık ki böyledir! Böyledir de, Türkiye buna karşılık ne yapmalıdır?

Türkiye’nin ne yapması gerektiğini Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt açık ve net olarak ifade etmiştir: Türkiye Kuzey Irak’a askerî operasyon düzenlemelidir! Ancak bunun için, siyasî iradenin/hükümetin karar alması lâzımdır.

Peki, bütün siyasî hayatını ABD’nin iradesine terk etmiş olan Recep Tayyip Başbakan ve AKP Genel Başkanı iken, üstelik ABD böyle bir askerî operasyona şiddetle karşı iken, TBMM bu kararı alır mı/alabilir mi? Hiç sanmıyorum! Böyle bir ihtimali çok çok çok zayıf görüyorum.

İşimiz, her zamanki gibi, gene Allah’a kaldı! Allah sonumuzu hayır eyleye!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,30 M - Bugn : 28215

ulkucudunya@ulkucudunya.com