« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

10 Şub

2007

“DELİ, TAŞ, KUYU”

10 Şubat 2007

“Bir deli bir kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış” diye bir atasözümüz yahut deyimimiz var, herhalde bilirsiniz… Türkiye’de, tam buna uygun bir “durum vaziyeti” var.

Recep Tayyip, bir gazetenin haberine göre; “kurmaylarına “Bunlar kafatası milliyetçileri. Meclis’e girerlerse çok yazık olur” mesajı iletmiş. Recep Tayyip, parti teşkilâtı temsilcileriyle yaptığı toplantıda şu açıklamaları yaptı: MECLİS’E YAZIK OLUR: (MHP’yi kastederek) Bunlar, kafatası milliyetçileri. Biz bu kafatası millî takımına bu işi bırakacak değiliz. Bunlar, mezura ile kafatası ölçen takımdır. İşi sıkı tutun. Barajı aşar da Meclis’e girerlerse, çok yazık olur” demiş.

Recep Tayyip’in bu konudaki açıklamaları, bu konuşmayla sınırlı olsa, sürçü lisan etmiş veya her zaman ki gibi gene büyük bir çam devirmiş der, geçerdik… Ancak Recep Tayyip bu konunun peşini bir türlü bırakmıyor, kendisine mikrofon her uzatıldığında, papağan gibi aynı şeyleri tekrarlamaya devam ediyor… Meselâ, gazetelerin haberlerine bakılırsa, Manisa’da yaptığı bir konuşmada da aynı şeyleri söylemiş, gazete bunu şöyle haber yapmış: “Manisa’da konuşan Başbakan Erdoğan, “Hani milliyetçiyim diye geçinenler var ya. Bunlar milletçi değil, bunlar ırkçı, ayrımcı bunlar, kafatasçı” dedi.”

Ben MHP yetkilisi değilim, bunu cevaplandırmak bana düşmez, bu benim işim de değil, zaten… Kaldı ki, MHP yetilileri buna cevap da verdiler… Bu yüzden ben, konuya bu açıdan girmeyeceğim… Benim söylemek istediğim şeyler, başka…

Evvelâ şunu söylemeliyim ki, MHP’nin milliyetçiliği hiçbir zaman “ırkçı, ayrımcı ve kafatasçı” değildi… Bugün de değil… Biz, milliyetçiliği; milletini sevmek, korumak, yükseltmek ve yüceltmek ülküsü diye tarif ederiz… Milletimizi sevmenin, korumanın, yükseltmenin ve yüceltmenin şeklini ve sınırlarını da İslâmiyet’in belirlediğini söyleriz. İslâmiyet’in belirleyici olduğu bir şeyde, ırkçılık, ayrımcılık ve kafatasçılık olabilir mi?

Üstelik, MHP’de, şimdi pek milliyetçilik falan da kalmadı ya, bu da ayrı bir bahis… Peki, Türkiye’de “ırkçı, ayrımcı ve kafatasçı” insanlar yok muydu? Elbette vardı! Bunlar, bugün de yok mu? Var! O halde, Recep Tayyip’in bu sözlerine, niçin itiraz ediyorsunuz? Bir dakika, benim itirazım, böyle kimseler yoktur diye değil, bunlar MHP’de değiller diye… Bu ikisi farklı, herhalde.

Ayrıca Recep Tayyip Türkiye’de “ırkçılıkla kafatasçılığı” asıl kimin yaptığını bir bilse, “Eyvah! Ben ne yaptım? Baltayı böyle bir taşa nasıl vurdum?” diye, herhalde kahrolurdu… Yoksa, yoksa biliyor mu? Bir taşla birkaç kuş vurmak için, bilerek mi söylüyor, bunları? Doğrusu, tam olarak emin değilim fakat, biliyor da olabilir… Neyse, lâfı daha fazla uzatmadan, ne demek istediğimi açıkça ortaya koyayım.

Türkiye’de, insanların kafataslarını, bu Türk mü değil mi diye “mezura” ile ölçen ve ölçtüren biri varsa, o da, Mustafa Kemal Atatürk’tür! Sağlık Bakanlığı, Atatürk’ün direktifiyle iki ayrı tarihte ölçüler almış ve hatta, bu ölçümlerin sonuçlarını Afet İnan, hazırladığı doktora tezinde “veri” olarak kullanmıştır... Afet İnan’ın bu doktora tezi (Dr. Afet İnan, “Recherches’sur les Caracteres anthropologique des Populatious de la Turquie”, Cenevre, 1939) İsviçre’de yayımlanmıştı… Eee Recep Tayyip, ne olacak şimdi? Bu yaptığın haltı nasıl düzelteceksin? Hem de tam cumhurbaşkanlığına hazırlanırken, böyle bir hata(!) yapılır mı?

Bana ne, onu da ben mi düşüneceğim… Düşünecekse, Recep Tayyip düşünsün! Ben yoluma devam edeyim.

Recep Tayyip, Türkiye’de birçok kişinin bu sözlere kızacağını bile bile, bütün bunları niçin söylüyor? Bu, cehaletinden mi kaynaklanıyor? Recep Tayyip’in Başbakan olmak için bile, cahil sayılabilecek bir kişi olduğu doğru olmakla birlikte, bu sözleri söylemesinin sebebi bence cehaletinden kaynaklanıyor değil… Bunun başka ve daha önemli sebebi yahut sebepleri olmalı… Peki, bunlar ne?

Recep Tayyip, AKP’nin güneş görmüş kar gibi eridiğini gördü… Ve hem bunu engellemek, hem de hiç olmazsa Cumhurbaşkanlığı seçimine, mevcut milletvekili sayısı ile girebilmek için, bir çıkış yolu arayışına girdi… O arada, “akıl hocaları” milliyetçilerle milliyetçiliğe saldırması tavsiyesinde bulundular… Recep Tayyip, işte bu öğüt üzerine, milliyetçilik ile milliyetçilere hücum etmeye başladı… Mesele bundan ibaret!

Pekiyi, milliyetçilik ile milliyetçilere saldırmaktan nasıl bir fayda umuyor? Bu hücumların kendisi ile AKP’ye nasıl bir yararının olmasını bekliyor?

En başta MHP olmak üzere, bütün muhalefet partileri Recep Tayyip ile AKP’ye şiddetle cevap verdikleri için AKP’de saflar sıklaşıyor… Birinci menfaati bu… İkincisi, muhalefet partilerini kendi istediği konuyu tartışır ve konuşur duruma getirdi… Gündemi belirlemiş oldu… Üçüncüsü, Türkiye’deki Türk ve Müslüman olmayan ahalinin hiç olmazsa manevî yardım ve himayelerini sağlamış oldu… Bu çok önemli çünkü, büyük sermaye ile büyük medya bunların kontrolü altında… Dolayısı ile bunların da desteklerini almış oluyor… Dördüncüsü, bu kesimlerin çok güçlü uluslararası bağlantıları var, bu sayede bunlarla da flört etme imkânı buluyor… Beşincisi, AKP’deki erime 2002 seçimlerinde alınan emanet oyların geldikleri partilere dönmesi şeklinde gerçekleşiyor… AKP en çok oyu hangi partilerden almıştı? Saadet Partisi ile MHP’den… Toplayın iki partinin kaybettikleri oyu, AKP’nin aldığı rey çıksın ortaya… Özetle Recep Tayyip, milliyetçilik ile milliyetçilere saldırarak, bunlarla ağız dalaşına girerek bir taraftan Saadet Partisi’ne dönmeyi düşünenlere, “Siz giderseniz, MHP seçim kazanır… Ben ve partim, MHP’ye göre ehveni şer değil miyiz” derken, diğer taraftan MHP’ye dönmeyi düşünenlere ise, “MHP’yi görüyorsunuz, işte… MHP’de değişen hiçbir şey yok… Aynı tas, aynı hamam… MHP’ye niçin dönüyorsunuz ki” demiş oluyor… Bu madde, “AKP’de safların sıklaşması” maddesi ile birlikte düşünülürse, ortaya daha anlamlı bir sonuç çıkar… Altıncısı, tüm muhalefet partilerini milliyetçilik üzerinden kavgaya çekerek, kendisiyle partisini -bir çelişki gibi görünse bile- daha demokrat ve ılımlı göstermiş ve böylelikle Kürt oylarına da güzel bir selâm sarkıtmış oluyor.

Maşallah, başta MHP olmak üzere bütün siyasî partilerimiz Recep Tayyip’in bu “oyununa” gelmiş durumdalar… Canla başla ve hep birlikte, Recep Tayyip’in kuyuya attığı taşı çıkarmaya çalışıp duruyorlar… Herkese kolay gelsin!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,17 M - Bugn : 25706

ulkucudunya@ulkucudunya.com