« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

07 Şub

2007

ASLINDA NE OLUYOR (3)

07 Şubat 2007

Ogün Samast isimli 17 yaşında bir genç çocuk, Yasin Hayal adlı bir psikopatın azmettirmesi sonucunda, Hrant Dink isimli bir Ermeni asıllı Türk vatandaşını genel yayın müdürü olarak görev yaptığı Agos Gazetesi’nden çıkarken öldürdü… Bu, matruşkanın en dışta bulunan ve görünen bebeği…

Bir matruşkadan bahsettiğimize göre, bu işin daha 7 kademesi olduğunu peşinen kabul ediyoruz demektir… Bakalım devlet, kaçıncı kademeye kadar gidebilecek?

Olan biteni şöyle bir hatırlayalım, olayı ve sonucunu daha sonra analiz ederiz.

Hrant Dink öldürülür öldürülmez, daha cesedi bulunduğu yerden kaldırılmadan, Agos Gazetesi’ne en az 2 metreye 1.5 metre ebadında bir fotoğraflı bez afiş asıldı… Ve gene, cesedin başına anında yüzlerce kişi toplandı… Ve “Hepimiz Ermeni’yiz! Hepimiz Hrant’ız!” diye slogan atmaya başladılar.

C. Savcısı gelip, olay yerini inceledikten sonra ceset bulunduğu yerden alındı ve morga kaldırıldı… Ve anında, en başta DHKP-C ve PKK militanlarından meydana gelen gruplar olmak üzere, binlerce kişi Agos Gazetesi önünde toplandı… “Hepimiz Ermeni’yiz! Hepimiz Hrant’ız!” sloganlarına, “Hepimiz Kürt’üz!”, “Katil devlet!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Katil Tük devleti!” ve “Katil Türkler!” sloganları da ilâve edildi… Bu nümayiş, katılanların sayısı devamlı olarak artarak, gece boyunca devam etti.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, başta ana kavşaklarla önemli noktalar olmak üzere bütün İstanbul’da üst aramaları ile kimlik yoklamalarına başladı… Ve daha sonra, cinayet mahallini gören güvenlik kameralarındaki görüntülerden katilin eşkâlini belirledi… Bu görüntüleri medyaya dağıttı… BU ARADA, BİR TGRT KAMERASI, POLİSİN BİR METRO ÇIKIŞINDA YAPTIĞI ÜST ARAMASINI GÖRÜNTÜLEDİ… TGRT KAMERASI BURADA, TESADÜFEN, KILIĞI KIYAFETİ VE YÜZÜNÜN ŞEKLİYLE KATİL ZANLISINA TIPA TIP BENZEYEN BİR KİŞİYİ DE KAYDETTİ… TGRT BUNU, YAYINLADI DA.

Televizyonlarda yayınlanan kamera görüntüsünü gören ve oğlunu teşhis eden bir kişi, bir baba Trabzon Emniyet Müdürlüğüne müracaat ederek, “Bu benim oğlum, Ogün Samast’tır” dedi… Hrant Dink suikastının katil zanlısının kimliği, bu suretle, belirlenmiş oldu.

Ogün Samast, suikasttan 32 saat sonra başında beyaz beresi ve çantasında cinayet silâhı olduğu halde Samsun Otogarı’nda, Trabzon’a giden bir otobüs içinde Jandarma tarafından yakalandı… Ogün Samast yapılan ilk sorgusunda, Hrant Dink’i öldürdüğünü itiraf etti… Kendisini, Yasin Hayal’in azmettirdiğini söyledi.

Hrant Dink’e çok büyük bir cenaze merasimi yapıldı… Törene katılan hemen hemen yüz bin kişi, ellerindeki “Hepimiz Ermeni’yiz! Hepimiz Hrant!” yazan pankartlarla Agos Gazetesi ile Ermeni Kabristanı arasındaki sekiz kilometrelik yolu yürüdü… Merasime katılan bazı kişiler PKK ve DHKP-C flâmaları açtıkları halde, birtakım insanların Türk bayrağı taşımalarına izin verilmedi… Çok çok önemli bir ayrıntı; ABD Büyükelçisi Ross Wilson Ermeni Kilisesi’ndeki dinî törende ev sahibi gibi davrandı ve herkesle tek tek ilgilendi! Gerçi İngiltere ve Almanya Büyükelçileri de merasime katıldılar ama, ortalıkta pek de gözükmediler.

Ogün Samast ile Yasin Hayal’in Trabzonlu olmasını, âdeta fırsat bilen medya, Trabzon’u hedef tahtası olarak kullanmaya başladı… Ogün Samast’ı azmettiren Yasin Hayal’in daha önceki bağlantılarından hareket eden medya, Milliyetçiliği lânetleme ve milliyetçileri linç etme kampanyası başlattı…

Başbakan Recep Tayyip, “derin devlet”i işaret ederek, “Nereye kadar uzanırsa, oraya kadar gideceğiz” diye naralar attı… Medya, “ağbiler örgütü”nden bahsetmeye girişti… Erhan Tuncel isimli bir “ağbi” ortaya çıkarıldı… Bu Erhan Tuncel’in istihbarat “eleman”ı olduğu ve suikastı 11 ay evvel Emniyet İstihbarat Şubesi’ne rapor ettiği ortaya çıktı… Trabzon Valisi ile Emniyet Müdürü açığa alındılar… Aniden, Ogün Samast’ın bayraklı ve Atatürk vecizeli bir poster önünde çekilmiş olan bir fotoğrafı, TGRT’de yayınlanmaya başladı… Medya, fotoğrafı kim çekti, TGRT’ye kim sevis etti, acaba diye iz sürmeye girişti… TGRT’de yayınlanan yeni görüntüler, çekimlerin Jandarma tarafından yapıldığı şeklinde algılanmasına sebep oldu… Ama Jandarma Genel Komutanlığı, buna şiddetle karşı çıktı… Devreye müfettişler sokuldu, çekimin Samsun Emniyet Müdürlüğü çay ocağında yapıldı anlaşıldı… Beş polis açığa alındı, beş askerin görev yerleri değiştirildi… Erhan Tuncel’in verdiği raporun gereğinin, Trabzon Emniyeti tarafından yapıldığı; gerek Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gerekse İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne konu hakkında, tedbir alınması istemiyle bilgi verildiği ortaya çıktı… Bunun üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürü üstlerine konu hakkında bilgi vermediğini itiraf etti… Açığa alındı… İstanbul Valisi ile Emniyet Müdürü açığa alınmaktan kurtuldular…

Sonuç: Hrant Dink öldürüldü; katil zanlısı Ogün Samast ile “ağbi”ler Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de içinde bulundukları, sekiz kişi tutuklandılar… Soruşturma hâlâ sürüyor.

Ne olup bittiğini tam olarak anlayabilmek için, bazı sorulara cevap bulmamız lâzım.

Bir. “Halk” bu kadar kısa zamanda nasıl organize oldu?

İki. Resimli bez afiş bu kadar kısa zamanda nasıl hazırlandı?

Üç. “Hepimiz Ermeni’yiz! Hepimiz Hrant’ız!” sloganını bu kadar kısa zamanda kim, nasıl buldu?

Dört. PKK ve DHKP-C bu kadar kısa zamanda organize olup, suikasta tepki harekâtının başını nasıl çekebildiler?

Beş. Bu yüz bin kişi nasıl toplandı? İstanbul’da hatta Türkiye’de bu kadar Ermeni var mı?

Altı. Cenaze merasiminde taşınan neredeyse elli bin pankartı bu kadar kısa zamanda kim nasıl, nerede bastırdı? Bunu kim finanse etti?

Yedi. TGRT’NİN TESADÜFEN ÇEKTİĞİ GÖRÜNTÜDEKİ OGÜN SAMAST’A İKİZİ KADAR BENZEYEN ŞAHIS KİMDİ? KİMLİĞİ BELİRLENDİ Mİ? BELİRLENDİ İSE ADI SOYADI NEDİR? BELİRLENMEDİ İSE, NEDEN ARAŞTIRILMADI?

TGRT’NİN TESADÜFEN ÇEKTİĞİ BU GÖRÜNTÜDEN, DAHA SONRA NİÇİN HİÇ KİMSE BAHSETMEDİ? MERAK EDİYORUM, O GÖRÜNTÜYE NE OLDU? NİÇİN, HİÇ KİMSE BUNDAN SÖZ ETMİYOR? BUNU, ARAŞTIRMIYOR?

Sekiz. Ogün Samast’ı babası teşhis edip, ihbar etmeseydi suikast gene de aydınlanabilecek miydi ?

Dokuz. Ogün Samast, beyaz bere ile suç âleti tabancayı 32 saat boyunca neden yanında taşıdı? Niçin, hiç olmazsa otobüsün mola verdiği yerlerin birinde bir çöp kutusuna atmadı?

On. ASALA elliye yakın Türk dışişleri mensubunu şehit ettiği zamanlarda yapılan cenaze törenlerinden hiç olmazsa bir tanesine, ABD, İngiltere ve Almanya Büyükelçilerinden birisi olsun katılmış mıydı?

On bir. Bugüne kadar Recep Tayyip hariç, hiçbir Başbakan “derin devlet” diyerek de olsa böyle bir cinayeti “devletin işlediğini” kabul etti mi? Edebilir miydi? Kabul etseydi, hâlâ o makamda kalabilir miydi? Dünyada böyle bir örnek var mı?

On iki. Ogün Samast’ın, Atatürk vecizeli bayrak posteri önünde çekilen fotoğraf ve filmlerini TGRT’ye kim servis yaptı? Bunun, TGRT’ye servis edilmesi tesadüf mü? Ogün Samast’a ikizi kadar benzeyen kişinin filmini de tesadüfen TGRT’nin çektiği düşünülürse, peş peşe iki tesadüf çok fazla değil mi?

On üç. Bir İstihbarat Şube Müdürü, kendisine resmî yazı ile ulaşan çok önemli bir suikast ihbarını amirlerinden niçin gizler? İhbar resmî kanallardan geldiğine göre, bunun, eninde sonunda ortaya çıkacağını bilmez mi? Bilemez mi?

Bu sualleri iş olsun diye sordum, işte… Eminim ki, bu sorunların cevaplarını herkes en az benim kadar biliyor… Zaten, benim maksadım da; “Hiç kimse biz sıradan vatandaşları, enayi yerine koymasın. Bunları yutmuyoruz” demek… Kim ne derse desin, Hrant Dink Suikastı, bir gizli servis operasyonudur!

Peki, bu suikastı hangi gizli servis organize etmiş olabilir?

Bunu anlamanın klâsik bir yolu var: Bu suikasttan hangi ülkenin menfaati olduğuna bakmak... Gerçekten, Hrant Dink’in öldürülmesi hangi ülkenin menfaatlerine uygun?

Bu suikasttan Türkiye’nin hiçbir menfaatinin olmadığı, açık seçik ortada… Hatta Türkiye, bu işten ötürü, çok büyük zararlara uğradı… Meselâ Türkiye tam da Kerkük Meselesi’ne eğilmiş iken, bu suikast bütün işi berbat etti! Düşünebiliyor musunuz? Tam Hrant Dink’in cenazesinin defnedildiği saatlerde, TBMM, gizli oturumda Kerkük Meselesi’ni konuşuyor! TBMM o anda ne konuşabilir? Hrant Dink suikastını mı, yoksa, Kerkük’ü mü? Tabii ki cinayeti! Bu, kimin işine yarar? Bunda kimin menfaati olur, Türkiye’nin mi? Barzani ve Talabani’nin mi? Irak’ı işgal eden ABD ve müttefiklerinin mi?

Tam da MİT Müsteşarının, “Türkiye savunmadan vazgeçmeli, aktif dış siyaset uygulamalı… Aksi halde ulus/devlet parçalanır” dediği günlerde, böyle bir suikast tertiplenirse, Türkiye aktif dış siyasete mi yönelir? İç güvenlik meselesine mi eğilir? Bu, Türkiye’nin mi işine yarar? Yoksa, K. Irak’ta bir Kürt Devleti kurmuş olan, ABD ve İsrail’in mi?

Tam da ABD parlamentosunun “Ermeni soykırım yasasını” görüşeceği günlerde, Türkiye’de Türklüğe hakaretten mahkûm olmuş olan, Hrant Dink öldürülüyor… Ve yüz bin kişi, bir ağızdan “Hepimiz Ermeni’yiz! Hepimiz Kürt’üz! Katil devlet! Katil Türkler!” diyerek, yürüyor… Bunu, dünyanın tüm medyası ilk haberlerden biri olarak yayınlıyor… ABD’li parlamenterler bu durumdan nasıl etkilenir? Bu, kimin işine yarar? Türkiye’nin mi, Ermeni diasporasının mı?

Tam da ABD’li ve İsrailli Sabataycılar İran’a saldırarak, dünyayı bir kere daha keşmekeşe sürüklemek üzere oldukları bir zamanda, Türkiye’de milliyetçilik ve milliyetçiler bu menfur cinayet sebebiyle baskı altına alınırlarsa, bu, Türkiye’nin mi işine yarar? Yoksa ABD ve İsrail’in mi?

ABD’li ve İsrailli Sabataycılar tam da İran’a saldırmak suretiyle insanlığı bir defa daha kana ve gözyaşına boğmak üzere iken, Türkiye’de polis ile asker, devlet ile millet kavgası çıkarsa bu Türkiye’nin mi, yoksa ABD ve İsrail’in mi menfaatinedir?

Lâfı daha fazla uzatmak anlamsız… Suikasttan kimin menfaati varsa, cinayeti kim işlerse işlesin, suikastı o yaptırmıştır! Bütün yolların Roma’ya çıkması gibi, bütün işaretler de ABD ve İsrail’i gösteriyor! Kim ne derse desin, Hrant Dink suikastı’nın arkasında CIA ve suç ortağı MOSSAD var!

Son soru; ABD ve İsrail Türkiye’den ne istiyorlar?

Bir. K. Irak’ta kurmuş oldukları Kürt devletine Türkiye’nin müdahale etmesini istemiyorlar!

İki. Rusya’yı, Kafkasları, Azerbaycan’ı, İran’ı dolayısıyla petrol ve doğalgaz kaynaklarını kontrol edebilmek için Karadeniz’e çıkmak istiyorlar… Bu da yetmiyor, Trabzon Limanı’nı ele geçirmeye çalışıyorlar!

Üç. İran’a savaş açacaklar fakat, bunu, tek başlarına başaramayacaklarını iyi biliyorlar… Bu yüzden Türkiye’nin de kendilerini tüm gücüyle desteklemesini istiyorlar!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,17 M - Bugn : 31270

ulkucudunya@ulkucudunya.com