« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

14 Ağu

2017

GÜL İNSANI, AHMAK İNSAN, BELHÜM ADAL

14 Ağustos 2017

“Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir...”

Geçen yazıda temas ettiğimiz konunun üzerinden makul bir süre geçti, kayda değer bir gelişme olmadı. Anma törenine gölge düşüren alçak ve hain saldırıya karşı kimseden açıklama gelmedi. İlgili ve yetkililer kulağını tıkamış, kafasını kuma gömmüş. Belhüm adal seviyesindeki bu sürünün zincirini elinde tutan utanmazlardan bir fazilet kırıntısı beklemek beyhude ve muhal idi. Böyle konular asgarisinden temel insani vasıf ister. Olmadığı zaten malum da, bir ihtimal belki yanılırız diye ummuştuk. Ancak, kapı kullarının alınlarındaki bu kara leke onları ezmeye yeter, hatta fazla bile gelir. Zaten ezilmişler de kendileri farkında değil. Şahsiyeti ve haysiyeti kalmamış bir anlayış, koltuğa yapışarak ne kadar ayakta kalabilir ki.

O Servet Somuncuoğlu ki; son dönemde Türk milliyetçiliğinin ve ülkücü hareketin yüz akı olmuş. Dört yıl önce ebedi aleme uğurlandığında bütün milliyetçiler ardından gözyaşı dökmüş, tabutu başında bütün vatanseverler omuz omuza saf tutmuş. Geçtiğimiz yıl ülkü ocakları genel başkanının bizzat kendi eliyle ailesine takdim ettiği ödül de dahil, aldığı ödüllerin sayısı o it sürüsünün yaşları toplamından daha fazla. Böyle bir insanın anma töreninde terbiyesizlik yapmak alçaklığın son sınırıdır. Yaptırılması, göz yumulması ve hâlâ sessiz kalınması seviyesizliğin, korkaklığın ve acizliğin son sınırıdır.

Bursa’daki gül insanlarının kalabalık katılımı, camiamızın Türk Milletine hizmet edenlere duyduğu saygının, sevginin, vefanın, kadirbilirliğin, dostluğun, kardeşliğin samimi göstergesi olduğu gibi, insanımızın iyiye, güzele, kaliteye, ilme, irfana duyduğu hasretin ifadesidir. Menfur hadisenin bu muhterem insanların huzurunda vukua gelmesi vehametini kat kat arttırmıştır.

Duyuyoruz; bazı zatı muhteremlere davetiye gitmemişmiş, şöyle olmuşmuş, böyle olmuşmuş. Kıvır kıvırabildiğin kadar. Birader, bu düğün müdür davet bekliyorsunuz. Bu bir anma toplantısı. Bütün memleket duydu da bir tek siz mi duymadınız. Bu bir nevi cenaze töreni, manevi bir ortam. Bunun daveti mi olur. Efendi gibi gelirsin, dinlersin, itibar görürsün, bir şeyler öğrenirsin. Kaldı ki, makamlarınızı kaale almadığınız bu insanlara borçlusunuz.

Aynı camiadayız, su yatağını bulana kadar ister istemez karşılaşacağız. Farklarımızı vurgulayalım da bizi sizlerle karıştırmasınlar, Allah ülkücüleri size benzemekten muhafaza etsin.

Allah’a hamdolsun, bizim boynumuzda tasma yok. Önümüzde davamızı satarak elde ettiğimiz çanak da yok. Biz boynumuza tasma, burnumuza halka taktırmayız. O yüzden zinciri çekip bizi istedikleri yöne çeviremezler. Başbuğumuzun ve ülkücülüğümüzün istikametini takip ederiz sadece. Aklımıza, fikrimize, vicdanımıza pranga vurdurmayız. İhanete ortak olan eksen kaymasını milliyetçilikle telif etmeye çalışan ahmakça izahlara kanmayız, tozpembe hülyalarla avunmayız, bunlara gülüp geçeriz. İhanetin değirmenine su taşımayız, düşmanın önünde eğilmeyiz, bükülmeyiz, el avuç oğuşturmayız. O yüzden düşman sizi pek sever de, bizden hiç hoşlanmaz. Çünkü düşman izzet ve şeref yoksunlarını, uşak ruhlu namertleri sever. Menfaatlerine hizmet ettiğiniz sürece sırtınızı sıvazlar, itaat etmediğiniz zaman sövüp sayar, hepsini yalayıp yutarsınız. Biz dosta pusu kurmayız. Sizin dostluğunuz ise süfli siyasi hesaplarınız terse dönene kadardır.

Bir matem ortamında sinsice ve kahpece saldırı planlamak hangi ahlaka, hangi vicdana sığar. Eşkıyalığın da, haydutluğun da, zorbalığın da kendine göre bir felsefesi, ahlakı vardır. Eski efelerin ilk işi haberleri olmadan kendileri namına iş yapan çalıkakıcıları temizlemektir. İtibarı korumanın, ahkamı sürdürebilmenin de gereğidir bu. Haberinizin olmadığını varsaymak da safdillik olur.

Bu meşum hadisenin unutulması mümkün değil. Ülkücülerin gönül bağı, çete zihniyetinin menfaat bağlarından çok daha sağlam ve çok daha güçlüdür. Biz faniyiz, zaman geçer belki unuturuz, fakat maşeri vicdan, milli hafıza asla unutmaz. Çünkü yapılan hareket siyasi ve sosyal tarihimizde nadir görülebilecek türden aşağılık bir hadisedir. Gün gelir namertlerin saraylarında örümcekler teşrifatçılık yapar, nevbetini baykuşlar vurur. Gül insanları da elbet gül kokuları saçmaya devam eder.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,03 M - Bugn : 21955

ulkucudunya@ulkucudunya.com