« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

02 Şub

2010

VALİZDE GEZEN DARBE

02 Şubat 2010

Kim olduğu saklı tutulan meçhul birileri tarafından, meçhul bir zamanda, meçhul bir yerde, içinde ne idüğü belirsiz dökümanlar bulunan bir valiz, ordu aleyhtarlığıyla maruf karanlık gazetenin bir muhabirine teslim ediyor. Acar muhabir valizi kaptığı gibi soluğu gazetesinde alıyor. Başında toplaşıp heyecanla açıyorlar, içinden taşanları görünce gözleri faltaşı gibi açılıyor. Birinci Ordu'nun 2002-2003 yıllarında darbe hazırlığı içinde olduğunu gösteren gizli belgeler, birbirinden orijinal klasörler, cd'ler, kasetler, Ali Baba ve Kırk Haramilerin definesi gibi karşılarında ışıl ışıl yanıyor. Hoplaşıyorlar, zıplaşıyorlar, oley çekiyorlar, birbirlerine çak yapıyorlar. Orijinal gizli belgelerin arasından gazete kupürleri de çıkıyor, bunların neresi orijinal ve gizli denilebilir. Ancak dikkat etmekte fayda var, fotokopi filan değil canlı kanlı, renkli resimli, sahici gazete kupürleri. Onbinlerce satmış bu nadide gazete kupürlerinin orijinal çıkması diğer evrakın da orijinal olduğuna karine teşkil edebilir.

Beşbine yakın olduğu ifade edilen ne idüğü belirsiz kâğıt, kaset, cd ve sair dokümandan bir kısmının Balyoz Harekât Planı başlığıyla günlerce yayınlamasıyla kıyametler kopuyor, yedi sekiz sene evveline ait bir mesele ülke gündemine bomba gibi düşüyor, bütün gazeteler, televizyonlar bu haberle meşgul oluyor. Gazetenin kirli sesli bir yazarı telefonda ukela ve kaçak konuşmalarla haber bültenlerine katılıyor. Darbe hazırladığı iddia edilen orgeneral tek başına televizyonlara çıkıp karşısındaki dört beş kişinin sorularına nezaketli konuşmalarla cevaplar vermeye çalışıyor. İddiayı ortaya atanlar davet edildikleri halde karşısına çıkamıyor. Konuda adı geçen başka bir korgeneral kendinden gayet emin, yayınlanan sesin kendisine ait olmadığını söylüyor. Şunu da ifade etmek gerekir, orgeneralin milletle bütünleşeceğine şimdi sus pus kesilen halktan kopuk işadamlarına davetler verdiği muktedir zamanlarında olsa, kendisini terleten muhataplarına, canım kardeşim, diye hitab etmeyeceği gayet açık. Tabiat kanunu hükmünü icra ediyor, kurt kocayınca derler ya.

Tartışma programlarının kare ası hazır kıta beklemekte. Kara cübbeli mülkiye mektebi profesörü, hokkabaz kılıklı polis akademisi öğretim üyesi, bıraksalar ileri yaşında dahi üstsüz altsız gezecek başörtüsü müdafii kadın gazeteci ve benzeri birkaç tip ekran ekran gezip, karşılarındaki birkaç sol eğilimli sığ ulusalcıyla cedelleşerek darbeleri sigaya çekiyorlar.

Evrakların adli makamlara teslim edilmesi gerektiği gazetenin ya sonradan aklına geliyor ya da paşa gönülleri o an öyle istiyor, bir hafta kadar süren yayından sonra güvenlik talep ediliyor, acar muhabir dökümanların kendisine teslim edildiği bavulu tekrar sırtlayarak iki sivil polis eşliğinde götürüp savcılığa teslim ediyor. Aynı gün beşbin sayfaya yakın evraka bakılarak tek tek tutanağa geçiriliyor! Beşbin sayfa dökümanın bırakın incelenip okunmasını, her sayfasına kabaca göz atılıp mahiyetinin ne olduğu anlaşılarak bir cümlelik hülasayla tutanağa geçilmesi bir güne nasıl sığdırılıyor, orası belli değil.

Bunlar ülkeyi kaosa sürükleyecek, savaşın eşiğine getirerek milletlerarası krize yol açacak, camileri yerle yeksan edecek bir dehşet planının bu kadar orijinal ve gizli belgeleri ise bunca zaman kıytırık bir muhabirin nezdinde bulunmasına niçin seyirci kalınıyor? Bir taraftan kozmik odalarda fellik fellik belge aranırken bu gazete fevkalade emin kişi midir ki, hazır ayağa gelen belgeleri işleri bitince kendiliğinden teslim etmeleri bekleniyor. Alt tarafı orta çaplı bir gazetenin bürosu, hükümetleri devirecek, genelkurmay başkanlarının görevden alınması tartışmalarına yol açacak kadar önemli orijinal evrakın muhafazası için yeterli muhkemlikte midir? Ya bu süre zarfında her şeye muktedir olan hayali Ergenekon Silahlı Terör Örgütü mensupları veya her tarafa eli kolu uzanan meşhur kontrgerilla evrakları ele geçirip imha ederek delilleri karartsaydı! Niçin yayın başlar başlamaz ihbar kabul edilerek derhal evraklara el konulmamıştır? Gazeteye yayınını sürdürebilmesi için suretleri verilerek evraklar emniyete alınabilirdi. Muhabirin canı valizi adli makamlara teslim etmeyi değil de denize atmayı istese ne olacaktı, suya düşen darbe planları nasıl açığa çıkarılacaktı?

Teslim eden belli değil, teslim için niye bu gazete seçiliyor belli değil, bunlar sahiden orijinal belge mi, aralarında orijinal belge mevcut ise muhteviyatında suç unsuru var mı, o da belli değil, fakat maksat çoktan hasıl oldu bile.

Genelkurmay Başkanı, sekiz sene öncesine ait bir konu hakkında haklı olarak bakıyoruz ediyoruz, zaman lazım, sabredin, dedi. Ana muhalefet lideri, işin içindeyseler genelkurmay başkanı görevden alınmalı, değilse başbakan yıpratma kampanyasına izin vermemeli, dedi. Dönemin aslı mesulü iki önceki genelkurmay başkanı sessizliğini bozmuş, başkasına itimat etmediğinden olacak Şamil'e, kendisine iletilen seminer belgelerinde suç unsuru olmadığını ve konunun yargıya intikal ettiğini söylemiş.

Din alıp satan, Atatürk alıp satan, demokrasi alıp satan olur da milliyetçilik alıp satan boş durur mu? Ahmet Yesevi Üniversitesi eski mütevelli başkanıyla Türk Ocağı reisi de mezkur orgeneralin ne derece menfi ideolojik eğilimleri olduğunu ima ederek demokratik mücadeleye katkıda bulundular. Madem bu kadar muzdarip idiniz o zaman niye feveran etmediniz efendiler, bugünün geçer akçesi askere saldırmak tabii. Dava din değil şahsi koltuk kavgası olursa bu işler böyle yürür. Kim güçlüyse ondan yana çıkmak, gerektiğinde en ülkücüden daha ülkücü, en liberalden daha liberal, en laikten daha laikçi, en ulusalcıdan daha Atatürkçü kesilebilmek de başlıbaşına bir kabiliyet.

Başbakan eşi başörtülü olduğundan hasta ziyareti için Gata'ya alınmadığından bahsetti. Keşke tam punduna getirmişken Dolmabahçe mutabakında da bu meseleyi genelkurmay başkanının kulağına fısıldamak ve çözümünü rica etmek aklına gelseydi. Paşaların cezaevlerine tıkılabildiği, görevdeki il jandarma komutanlarının paketlenip uçakla getirilerek ifadesinin alınabildiği, kozmik odaların tarumar edilebildiği bir vasatta, bu kadar muktedir bir iktidar artık şikâyeti, sızlanmayı bırakıp bu meseleyi rahatlıkla çözebilmeli. Ama bütün bu patırtının maksadı demokrasi mücadelesi değil de ülkeyi bölmeye çalışanları güçlendirip, bölücülüğe karşı çıkacakları kozmik odalardan tesbit ederek üzerine gitmekse, muhafazakârlığın problemleri daha uzun süreler siyasi malzeme edilmekten öteye pek geçemez.

Buraya kadar her şey olağan ve tatmin edici olmalı ki, bizim sayın genel başkan genelkurmay başkanının açıklamasını tatmin edici bulmadığını belirtti. Türk Milliyetçiliğine fayda sağlayacak konularda henüz ittifak sağlanamayan Türk Ocağı ile iktidara destek konusunda mutabık kalınması da başlangıç açısından sevindirici. Konuşmasının devamında iktidarı eleştiren bir şeyler daha söylüyor ama nasıl beşbin sayfa saçmalıkta akılda kalan camilerin bombalanması ise, onun söylediklerinde akılda kalan da tatmin olmaması. Biri çıkıp, siz milletin problemlerini çözüp tatmin edebilseydiniz bunca gaile başımıza açılmazdı, dese, yanlış mı söyler.

İktidara öfkeli çıkışlarını sahici muhalefet sanarak, dayak yiyen küçük enişteye benzetip istihzada bulunan milliyetçilikten dönme yazara kızmakla haksızlık etmişiz. Sormak lazım, nasıl memnun musunuz şimdi, cumhurbaşkanlığı seçimindeki kadar sağlam destek verdi değil mi demokrasi yolundaki kutsal mücadeleye. Artık takdir edici bir iki yazı lütfetmeyi zatıâlilerinden esirgemezsiniz.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,99 M - Bugn : 21806

ulkucudunya@ulkucudunya.com