« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

27 Eki

2009

TESLİMİYET

27 Ekim 2009

Vatanseveri suçlu, vatan hainini masum ilân eden hain senaryoyu hiçbir akıl sahibinin ve milli bünyenin kabul etmesi mümkün değil. On sene evvel gerçekleşse kıyametleri koparacak hadiseler yavaş yavaş, alıştıra alıştıra tatbik ediliyor. Ortada örgüt yok iken, eylem yok iken, öldürülen yok iken, bir yığın insan uydurma isnatlarla senelerdir cezaevinde yatıyor, diğer tarafta otuzbin insanımızı öldüren kanlı terör örgütünün üyeleri kısım kısım serbest bırakılıyor.

İhaneti bir nebze inandırıcı kılmak için, aralarına bir müddet daha dağda kalsa eceliyle ölecek birkaç yaşlı adam ve insanlıktan çıkmış üç beş kadın serpiştirilerek gönderilen teröristler ülkeyi zabteder kahraman pozlarla sözde teslim oldular. Ve ayaklarına getirilen seyyar mahkeme tarafından derhal serbest bırakıldılar. Bu kadar kısa sürede suçsuzluklarını anlamak mümkün olmadığı gibi sağlıklı bir kimlik tespiti dahi yapılamaz. Demek ki seçim günü oy kullanırken kurulan tuzakla üç kuruşluk trafik cezası veya sonradan ödediği halde işleyişi bilmediğinden icradan düşümünü takip etmediği karşılıksız çek yüzünden çoluk çocuğunun, konu komşusunun yanından alınıp palas pandıras cezaevine tıkılarak günlerce mağdur edilen yeri yurdu belli vatandaşlar dağdaki pkk'lılardan daha tehlikeli.

Bakar körlere göre, üzerlerinde üniformaları ile gelip bağıra bağıra pişman olmadıklarını, önderliğin talimatlarıyla hareket ettiklerini söyleyenler eyleme karışmayan masum teröristlermiş. O yaşlı adamlar, o kart kadınlar bunca zaman dağda davar mı gütmüşler, yoksa pınar başlarında piknik mi yapmışlar? İmkân olsa da ceza verilmeyeceği taahhüt edilerek katıldıkları eylemleri samimi şekilde itiraf etmeleri sağlansa. Bugün saklasalar bile yeterli zaman geçip hukuki tehlike ortadan kalkınca neler yaptıklarını ortaya dökerler. Yarın kendi mücadele tarihlerinde iftihar sayfalarından uzak kalmak istemeyeceklerdir.

Pkk'lılar, devşirme idarecilerin adaletsiz davranışları, azınlık çetelerinin zulmü ve haklı haksız sair sebeplerle dağa çıkıp kimi zaman imha edilen, bazen çıkan aflarla düze indirilerek kır serdarı tayin edilen, neticede bir vesileyle vücudu ortadan kaldırılan geçen yüzyılın sosyal eşkıyaları değil, ideolojik sebeplerle, siyasi taleplerle devleti yıkmak isteyen eli kanlı teröristlerdir. Emir ve talimatla serbest kalmaları Türkiye Cumhuriyeti'nin teslim olması demektir.

Teröristin masumu olmaz. Gelenler devlete isyan eden pkk terör örgütüne katılmış mı, katılmış. Üzerine üniforma giymiş, eline silah almış, kamplarda eğitim görmüş ve otuzbin insanımızı katletmişler. Karakollara, köylere baskın düzenleyerek askere, öğretmene, bebeğe kurşun sıkanla, kampta bu katillere yemek pişirenlerin, çamaşırını yıkayanların veya başka ihtiyaçlarını karşılayanların ne farkı var? Bunlar zorla dağa götürülenlerden ise teslim olurken nasıl bu kadar militanca davranabiliyorlar. Gönüllü gitmişlerse ki muhakkak öyledir, mutlaka eyleme karışmışlardır. Gelenlerin eyleme karışmadığını kim, nereden biliyor, bunu tayin eden merci kimdir, muhatap makam neresidir? Ya bütün eylemlerin failleri tespit edilmiş, isim ve eşkâlleri biliniyor ya da teröristlere bugüne kadar hiçbir vatandaşa nasip olmayan dürüst vatandaş statüsü verilerek beyanları esas alınıyor. Hürriyetler ülkesi imajı vermek için vize formuna birleşik devletlere terörist bir eylem veya sabotaj veya suç işlemek için mi gidiyorsunuz sorusu koyacak kadar kıt akıllı Amerikan aklına ve talimatına uyanlar, teröristin suç işlemediğine dair beyanını samimi ve dürüst kabul etmiş, suç işleseydi söylerdi muhakkak diye düşünmüş olabilirler. Suçsuza suç isnat edilip hapislerde çürütürken suçluluğu muhakkak olanın serbest kalmasını hangi adalet, hangi vicdan kabul edebilir?

Devlet eliyle büyük bir askeri operasyon gerçekleştirilerek teröristlerin tamamı ele geçirilmiş olsaydı, yapılması gereken budur, akabinde adil bir muhakeme neticesine herkes saygı gösterirdi. Tutuklanan, ağır ceza alan, hafif ceza verilen, suçsuz görülerek serbest bırakılana kimsenin diyecek sözü olmazdı. Türkiye Cumhuriyeti terörün kökünü kazımaya muktedir olduğu halde onikieylül darbecileri ve sonraki hükümetler aciz davranarak devleti zaafa uğratmışlardır, şimdi ise büsbütün teslim provası yapılıyor. Türk Milletinin hissiyatıyla, haysiyetiyle, mukaddesatıyla alay edercesine alkışlar, gösteriler ve mitinglerle hainleri karşılayanların gönlüne kalsa, yetmiş milyon Türk insanını toplayıp sınır kapısında pkk'lılara selam durdurup özür diletecekler. Katılmayanı da açılıma karşı diye hapse atacaklar.

Terörle mücadele ederken sakat kalan, gözlerini kaybettiği için ağlayıp gözyaşını akıtamayan gaziler madalyalarını iade ediyorlar, takma kollarını bacaklarını yere çalıyorlar, şehit anaları, şehit bacıları kan ağlıyor. Millet infial içerisinde. Asıl, bunlarla iyi ki savaşa girmemişiz diyen hainler askerlik ve şehitlik mefhumlarını yıpratarak yarın ülke savaşa girdiğinde Türk askerinin muharebe kabiliyetini, ordunun disiplinini, Türk'ün kahramanlık ruhunu yıkmak için ellerinden geleni sarf ediyorlar. Analar ağlamasın edebiyatıyla teröristin yüzünü güldürüp milleti ağlatan hainler unutmamalıdır ki Türk Milleti vatan uğrunda evladını şehit verecek daha nice analar yetiştirir.

Anlaşılıyor ki toplumun huzurunu bozarak darbeye zemin hazırladıkları gerekçesiyle uydurma davalarla yargılananlar değil, teröristleri halkın içine salarak milletin moralini bozanlar ve buna göz yumanlar darbe özlemi içerisinde. Millet kıyama kalkana kadar ihanetten vazgeçemeyecekler. Şimdilik rahatlar, genelkurmay sinemada filim seyrediyor, MHP yöneticileri yetersiz ve mülayim, ülkücülüğün parti içi siyasetten başka boyutlarından habersiz ülkücüler ilçe ve il kongrelerinde amigolukla meşgul.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,22 M - Bugn : 11883

ulkucudunya@ulkucudunya.com