« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

29 Mar

2008

TUĞRUL TÜRKEŞ'İN ÖNERGESİ

29 Mart 2008

Bizim cenahtan da bir önerge verildiği en son geçtiğimiz aylarda haber sitelerinde gözüme ilişmişti. Sağlıklarından endişelenmeye başlamıştık, haber aldığımız iyi oldu. Yanılmıyorsam gübre fiyatlarıyla ilgiliydi. Gübre mübre diye gülüp geçecek, kızacak bir şey yok. Kemre değil bu, öyle yıl boyu ahırın arkasında kendiliğinden biriksin, sonra da kağnı arabasına yükleyip tarlaya öbek öbek dökesin. Sanayileşmeyle birlikte tabiatın dengesini alt üst eden kimyasal gübreden bahsediliyor. Tarım kesimi için maliyetleri doğrudan etkileyen ana girdi olması hasebiyle hayati önemi haizdir. Behemehal ele alınmalıydı, nitekim alınmıştır. Alınmıştır da ne olmuştur, şayet bilen varsa bilmeyenlere anlatır. Gübre fiyatlarının aşağıya çekildiğini işitmedim.

Pekâlâ, gübre fiyatları mühimdir de vatan toprakları daha mı az mühimdir? Toprak olmazsa ziraat yapılabilir mi, tohumdan, gübreden, mahsulden söz edilebilir mi? Vatan olmazsa ekip biçilebilecek tarla kalır mı? Milletin birliği, devletin dirliği, vatanın bölünmezliği konusunda en az gübre fiyatları kadar hassasiyet göstermek gerekmez mi?

Hassas olduklarına şüphe yok; bir de icraat görüp ses duyarak müsterih olabilsek.

Gübre mevzuu bunları düşündürürken beklenen ve özlenen ses nihayet geldi.

Bozkurt soyunun asil evladı Tuğrul Türkeş Türklerin milli destanı olan Ergenekon'un operasyon adı olarak kullanılmasını Meclis gündemine getirmiş.

Türkeş, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın cevaplaması istemiyle sunduğu yazılı soru önergesinde; Ergenekon'un Türk milletinin bir destanı ve yeniden diriliş efsanesinin anlatımı olduğunu hatırlatarak, milletimiz için böylesine kutsal bir ismin, bir çete operasyonu çerçevesinde basit, alaycı, küçük düşürücü tarzda kullanılıyor olması doğru bir uygulama mıdır, diye sormuş. Yürütülen operasyona Ergenekon adını hangi birimin verdiğini soran Türkeş, bu ismin emniyet birimlerince mi tercih edildiği sorusunu yöneltmiş. Operasyona Ergenekon adının verilmesinin gerekçesini öğrenmek isteyen Türkeş, operasyona Ergenekon ismi verilirken, bu ismin Türk milleti üzerinde uyandıracağı hassasiyet neden dikkate alınmamıştır, diye de sormuş.

İçişleri Bakanı bu sorulara ne cevap verir, göreceğiz. Türk Milletini tatmin edecek bir cevap alınamayacağı tahmin etmek zor değil. Yine de Ortadoğu Gazetesinde önergeyle ilgili yer verilen haber mutluluk verici. İnşallah Türk'ün talihinin değişeceği, Bozkurt'un kılavuzluğunda demir dağların eritilip aşılacağı günlerin müjdecisi olur.

Ergenekon'un Türk Milletinin yeniden diriliş efsanesini anlatan kutsal bir isim olduğunu bilmek, bu ismin bir çete operasyonu çerçevesinde basit, alaycı, küçük düşürücü tarzda kullanılıyor olmasından rahatsız olmak ve Türk Milleti üzerinde hassasiyet uyandıracağını dile getirerek Meclis gündemine taşımak, büyük badireler yaşayan ve sahipsiz kaldığı zannedilen Türk Milletine en az Ergenekon'dan Çıkış kadar kutsal bir hizmettir.

Tuğrul Türkeş'ten Allah razı olsun. Kurttan kurt doğar, başka söze ne hacet.

Gönül yetmiş imzalı bir önerge görmek isterdi ama olsun, buna da şükür. Beş parmağın beşi bir olmaz. Her birinin ihtisas alanları ve hassasiyet öncelikleri farklı olabilir, anlayışla karşılamalı.

İnegöl ziyaretinde kibirli azınlık eşrafın göğüslerini gererek kendilerini milliyetleriyle takdiminden sonra sırası gelen ve Türk olduğunu söylemeye çekinen boynu bükük ihtiyarın; mahzun olmamasını, kendisinin de Türk olduğunu söyleyen Ahmet Vefik Paşa'ya; 'Demek Türklerden Paşa da oluyormuş' diye hayretle, sevinçle, gözyaşlarıyla sarılıp ağlaması misali, biz de Türk'e hasret kalmıştık. Demek Türklerden, Türkçülerden, Ülkücülerden de vekil çıkıyormuş.

Ergenekon ismi üzerinde oluşturulan dehşet havası yüzünden neredeyse alfabeden E harfi silinmek üzereydi. Arkasından R gelme ihtimali var, o halde Ergenekoncusunuz deyiverirler diye korkuyorduk. Ne olduğunu anlayamadan gözaltı, savcılık, emniyet dolanır durursun. İşinden gücünden olursun, eşe dosta da meram anlatamazsın, çeteymiş diye cüzzamlı gibi kaçarlar insandan.

Bu vesile ile ifade edelim. Başbuğ Alparslan Türkeş'in haklılığı elli sene gecikmeli teslim edilmişti. İnşallah Tuğrul Türkeş'in haklılığını anlamakta bu kadar sabırlı davranılmaz. On yıllık inkıta yeter. Tarihte de Fetret Dönemi on yılda bitmedi mi? Bu ülkenin daha fazlasını kaldırmaya tahammülü yok.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,41 M - Bugn : 25849

ulkucudunya@ulkucudunya.com