Kosova’da Türkler
Ahmet Bican Ercilasun 01 Ocak 1970
Her şeye rağmen Türklük yürümeye devam ediyor.
Kosova, Anadolu’nun birçok yerine göre daha erken Osmanlı toprağı olmuştur. 1389’daki Kosova savaşını hepimiz biliriz. Murat Hüdavendigâr’ın şehit düştüğü savaş. Birinci Murat’ın türbesi hâlâ o topraklardadır. Dolayısıyla Kosova toprakları bizim için mübarek topraklardır.
Kosova’da nice hatıralarımız var. Camiler, türbeler, konaklar, yerli halkın diline girmiş Türkçe kelimeler… Bu mübarek topraklar kaybedildikten sonra oradaki Türkler de elde kalan Türk topraklarına göçtü. İstanbul’a, Bursa’ya, İzmir’e ve daha birçok yere.
Türkiye’deki muhacirlerin, mübadillerin, göçmenlerin torunları, atalarının göçtükleri toprakları hatırlamaya başladılar. Dedelerinin hatıralarını, romanlarını yazıyorlar. Uçağa atlayıp dede topraklarını ziyaret ediyorlar. Hatta dede topraklarında iş kuranlar var.
Balkan topraklarından yüz binlerce, belki milyonlarca Türk kopup Türkiye’ye yerleşti. Fakat hâlâ oralarda yaşamaya, tutunmaya çalışanlar var. Kosova’da da 19.000’i aşkın Türk var. En kalabalık Türk nüfusu da Prizren’de. 2024 sayımına göre Prizren Türk nüfusu 9.819. Prizren’e çok yakın olan Mamuşa köyünde de 5.220 Türk var.
Belki nüfustan da önemli olan oralardaki Türklerin dilleriyle, kültürleriyle verdikleri yaşama savaşı. Yugoslavya zamanından beri birçok gazete ve dergi çıkarmışlar. Birlik, Tan, Çevren, Tomurcuk… Prizren’deki Doğru Yol Kültür ve Sanat Derneği’ni özellikle belirtmek gerekir. Türküleriyle, şarkılarıyla, özel günleriyle, sahneledikleri piyeslerle bu dernek Kosova’daki kültürümüzün en önemli kalelerinden biri.
Ve Nimetullah Hafız. Kosova Türk kültür, dil ve edebiyatının yılmaz araştırıcısı. Priştina’daki Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü dâhil birçok kurumun kurucusu. Emekli olduktan sonra da (2001’de), kısa adı BALTAM olan Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi’ni kurmuş. Merkezin kuruluş ve faaliyetlerinde eşi Tacida Hafız’ın da büyük emeği ve rolü var.
Merkez altı ayda bir ilmî bir dergi yayımlıyor: BALTAM Türklük Bilgisi dergisi. 40 sayıyı aşan dergide çoğu Balkan Türkleriyle ilgili olmak üzere dil, edebiyat, tarih, halk bilimi araştırmaları çıkıyor. Artık milletlerarası nitelik kazanan dergiyi, bugünlerde Nimetullah Beyin kızı Ayla Hafız Küçükusta yönetiyor.
87 yaşına geldiği hâlde hâlâ aktif olarak çalışan Nimetullah Hafız’ın değerini bilen bir kuruluşumuz var: Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB). İşte bu başkanlık, Türkoloji’nin Balkanlardaki Hafızası – Nimetullah Hafız Armağanı adlı iki ciltlik koca bir eser hazırlamış. İçinde Hafız’ın hayat ve çalışmalarının, hatıraların ve birçok araştırma makalesinin bulunduğu bir eser.
YTB, eseri yayımlamakla kalmamış, 11 Kasım 2025’te, eserin Prizren’deki tanıtımı için bir de güzel toplantı düzenlemiş. Ben de oradaydım. Bilge Ercilasun, Abdurrahman Güzel, Şükrü Haluk Akalın, Belgin Aksu da oradaydı. Prizren’in o güzel sokaklarında, nehir boyunda defalarca yürüdük. Şadırvanının suyundan bir kez daha içtik. Dost yüzleri yeniden gördük. Sanki bir tarih yaşadık.
Ülkemizdeki üç kuruluşu takdirle anmalıyım: TİKA, YTB, Yunus Emre Enstitüsü. Balkanların her yerinde TİKA’nın izi var. Şimdi de Nimetullah Hafız’ın nadir eserlerle, birçok yazma ile dolu kütüphanesini kalıcı bir kütüphaneye dönüştürme çalışmasına girişmişler. YTB burslarıyla, Yunus Emre kurslarıyla her yerde. Kosova’daki askerî birliğimiz ise göğsümüzü kabarttı. Elçiliğimizin ve konsolosluğumuzun ilgisi de sıcak ve samimi idi.
Her şeye rağmen Türklük yürümeye devam ediyor.