« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Eki

2025

Afganistan-Pakistan gerginliği

Ragıp Kutay Karaca 01 Ocak 1970

Rusya-Ukrayna, İsrail-Filistin derken geç­mişten bugüne gelen bir gerginlik Asya’da kendisini tekrar gösterdi. Afganistan-Pakistan arasında kısa ama etkili çatışmalar oldu. Tür­kiye ve Katar’ın arabuluculuğuyla ateşkes im­zalandı.

Bu çatışmaların kökeni 1893 yılına da­yanıyor. Rusya ve İngiltere arasında 19. yüzyıl­da yaşanan rekabet Afganistan’ı her iki güç için tampon bölge haline getirdi. Bu dönemde Afgan Emirleri için denge politikası izlemekten baş­ka bir alternatif bulunmuyordu.

Durand hattı
İkinci İngiliz-Afgan Savaşı’nın (1878-1880) ardından Afganistan ile kuzeydeki Rus ilerle­yişi karşısında önlem almaya çalışan İngilizler arasında İngiliz Hindistan’ı ile Afganistan sı­nırının belirlenmesi kararlaştırıldı. İngilizle­rin ısrarı Afganistan’ın Ruslar tarafından işgal edilmesi durumunda, Ruslar ile sınır komşusu haline gelme ihtimalinden kaynaklanıyordu.

İngiliz Hindistan’ı Hükümeti Dışişleri Baka­nı Henry Mortimer Durand’ın belirlediği 2640 km’lik sınır, 1893 yılında, İngiltere ve Afganis­tan arasında anlaşmaya döküldü ve “Durand Hattı Antlaşması” olarak literatüre geçti.

Bağımsızlık sonrası sınır krizi
“İngilizlerin çizdiği her sınırın geleceği kriz­lerle dolu olmuştur” mottosunun en iyi örnek­lerinden biri Durand Hattı’dır. Keza sınır çizi­lirken bölgeyi her zaman istikrarsızlaştırma­ya imkân tanıyacak şekilde Peştun kabilelerin bir kısmı Afganistan bir kısmı da İngiliz Hin­distan’ı tarafında bırakıldı.

Hindistan, 1947 yı­lında, bağımsızlığını kazanması ve sonrasında Hindistan ile Pakistan olarak iki ayrı ülkeye bö­lünmesi sorunun temelini oluşturuyor. Bu bö­lünmenin sonrasında Afganistan tarafı Durand Hattı’nın sınır olarak geçerliliğini yitirdiğini ileri sürdü ve tanımadığını ilan etti. Buna kar­şın Pakistan, Britanya Hindistan’ı Hükûmeti tarafından imzalanmış tüm uluslararası ant­laşmalara, taraf devlet sıfatıyla bağlı kalmakla yükümlü olduğunu iddia etti.

Afganistan Durand Hattı’nın Peştun kabile­lerini ikiye bölmüş olmasını “tarihî bir hata” olarak değerlendirmekte. Öyle ki Afganistan, bazı dönemler iki ülke arasında “bağımsız bir Peştunistan” kurulması, bazı dönemler ise Pa­kistan topraklarının bir kısmının Afganistan’a bırakılması yönündeki söylemlerde bulundu.

Tehrik-i Taliban Pakistan
İki ülke arasındaki diğer sorunun nedeni Pa­kistan’da yaşanan silahlı saldırılar. Bu saldırı­lar Afganistan’a sınırı bulunan Hayber Pahtun­hva ve Belucistan eyaletlerinde yoğun olarak görülüyor. Bu eyaletlerde Peştun ve Beluci si­lahlı gruplar güvenlik güçleri ve sivillere yöne­lik saldırılarda bulunuyor. Pakistan, 2007 yılın­da kurulan Tehrik-i Taliban Pakistan (TTP)’ın Afganistan’da mevzilendiğini ve saldırılarını buradan organize ettiğini savunuyor. Bunun­la yetinmiyor, Afganistan’ın Hindistan’ın mali desteğiyle TTP’ye barınma sağladığını da iddia ediyor. Afganistan bu iddiaları reddediyor.

ABD’nin Bagram üssü talebi
İki ülke arasındaki çatışmalar artarken ABD’nin Bagram Hava Üssü’ne geri dönüş iste­ği Trump tarafından vurgulandı. ABD-Pakistan ilişkilerinin düzeldiği bir dönemde böyle bir is­tek yalnızca Afganistan’da değil Çin ve Hindis­tan’da da rahatsızlık yarattı.

Bagram Hava Üssü Çin’in nükleer tesisleri­ne çok yakın. Bununla birlikte ABD-Pakistan yakınlaşması Afganistan’da yeni bir iç savaşa yol açarsa Çin’in Afganistan’daki önemli yatı­rımları risk altına girmiş olacak. Nitekim ABD ile yakınlaşan Pakistan’a Çin’in tepkisi aske­ri satışları durdurmak ve bazı yaptırımlar uy­gulamak oldu. Hindistan Sovyetler Birliği’nin çekilmesi sonrası Afganistan’ın Pakistan etki­sine girmesini engelleyecek her türlü stratejiyi kullanmaktan çekinmedi.

Bugün de aynı stra­teji devam ediyor. Afganistan’daki yönetimi ta­nımayan Hindistan, 9 Ekim’de Taliban hükü­metinin dışişleri bakanı Amir Han Muttaki’yi Yeni Delhi’de kırmızı halılarla karşıladı. İşin il­ginç yanı gelişmeler böyle devam ederse birbi­riyle sınır sorunu olan Hindistan ile Çin bu ko­nuda müttefik olacaklar. Görüldüğü üzere ko­nu iki ülkenin kısa süre çatışma yaşamasından ibaret değil. Çatışmanın “neden” derinliği çok fazla. Bundan sonraki süreçte TTP’nin olası ey­lemleri Afgan Talibanı’nı sorumlu kılacaktır.

ABD-Pakistan ilişkileri Sovyetler Birliği’nin Afganistan işgali sırasındakine benzer bir ya­pıya bürünürse Çin’in yanı başında yeni bir ça­tışma alanı yaratılmış olacak ve bundan karlı çıkacak tek ülke ABD olacaktır. Türkiye, bu iki ülkeyle tarihten gelen güçlü ilişkilerini kulla­narak çatışmaların önüne geçebilecek bir ko­numdadır. Bu konumu olduğunca güçlü kullan­mak gerekecek. Keza sorunun büyümesi Tür­kistan’daki Türk Cumhuriyetleri için de büyük sorunlarla karşılaşma anlamına gelecektir.

Ziyaret -> Toplam : 230,43 M - Bugn : 408178

ulkucudunya@ulkucudunya.com