« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

İdris Savaş

22 Ara

2025

Ahlat, Anadolu'nun Daimi Tapusu

22 Aralık 2025

Ahlat, coğrafi konumu ve tarihi misyonu itibarıyla sadece bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda ulusal kimliğin hafızasıdır. Ahlat, Doğu Anadolu’nun tarihî, kültürel ve doğal açıdan zengin bir merkezidir. Burası, yaygın olarak söylendiği gibi "Anadolu'nun kapılarının açıldığı yer" olmaktan çok; Türkmenlerin yüzyıllardır akınlarla ve yerleşimlerle zaten var olduğu bu coğrafyanın ebedi tapusunun alındığı ve yönetim mührünün devralındığı kritik bir merkezdir.



Türklerin Anadolu'yu yurt edinme iradesi, 1040 yılında Selçukluların Gaznelileri yendiği Dandanakan Savaşı ile siyasi kimlik kazanmıştır. Bu zaferin ardından, Selçuklu Devleti'nin kurucu liderleri Tuğrul ve Çağrı Beyler, yeni bir yurt arayışı ve Gaza ruhuyla Anadolu'ya yönelik keşif ve fetih akınlarını başlatmışlardır. Özellikle Çağrı Bey'in gerçekleştirdiği keşifler, Anadolu'nun potansiyelini ve Bizans'ın zayıflığını ortaya koyarak, Büyük Selçuklu'nun tüm vizyonunu bu coğrafyaya yönlendirmiştir.
Ahlat’ın yerleşim tarihi M.Ö. 4000’lere, Hurri ve Urartu dönemine kadar uzanmaktadır. Urartular döneminde “Halads” olarak anılan bu topraklar, stratejik konumu ve ılıman iklimi sayesinde tarih boyunca birçok medeniyetin ilgisini çekmiştir. Bölge, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve M.S. 641 yılında İslam ordularının fethiyle Anadolu'nun doğu sınırında bir Ribat (sınır karakolu) olarak Türkmenler için stratejik bir üs haline gelmiştir.
Şehir, asıl zirvesine 1054'te Selçuklu hakimiyetine girmesinin ardından, özellikle Ahlatşahlar (Sökmenliler) Beyliği (1100-1207) döneminde ulaşmıştır. Bu dönemde Ahlat, ticaret yolları üzerindeki konumu sayesinde muazzam bir zenginlik kazanmış, ilim ve sanat merkezi olarak “Kubbet-ül İslam” unvanını almış ve İslam dünyasının önemli kültür merkezlerinden biri kabul edilmiştir. Osmanlı döneminde ise Van Eyaleti’ne bağlı bir sancak merkezi olarak yönetim ve askeri strateji açısından işlev görmüştür.
Bu toprakların kaderini kesinleştiren dönüm noktası ise 1071 Malazgirt Zaferi'dir. Sultan Alparslan, Romen Diyojen komutasındaki 200.000 kişilik Bizans ordusunun büyüklüğü karşısında geri adım atmamış, böylesi bir güç karşısında endişe eden komutanlarına "Biz de onlara yaklaşıyoruz!" diyerek kararlılığını ortaya koymuştur. Selçuklu ordusunun 40.000-50.000 kişilik bu kritik savaşta, Bizans ordusundaki Peçenek ve Uz (Oğuz) Türklerinin Selçuklu saflarına geçmesi zaferin kazanılmasında hayati rol oynamıştır. Alparslan'ın bu zaferiyle, Türklerin Anadolu'daki yönetim hakkı resmileşmiş ve coğrafyanın yönetim mührü Türklere devredilmiştir.



Bu görkemli dönemin mimarî mirası, boyları 4,5 metreyi bulan anıtsal mezar taşlarının bulunduğu Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda somutlaşmaktadır. Dünya çapında en büyük Türk-İslam mezarlığı olarak kabul edilen bu alan, bugün UNESCO Geçici Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. 13. yüzyıldan itibaren inşa edilmiş yaklaşık 8.200 mezar taşının bulunduğu bu mezarlık, Ahlat’ın sanat ve kültür tarihindeki merkezi konumunu göstermektedir.
Mezar taşları, bölgenin karakteristik volkanik taşından yapılmış olup geometrik süslemeler, bitkisel motifler ve hat yazılarıyla bezeli örnekleri sayesinde Türk-İslam taş işçiliğinin seçkin bir repertuvarını sunar. Ahlat taş süslemeleri, yalnızca estetik bir değer taşımamakta; aynı zamanda Selçuklu döneminden itibaren Anadolu’da yerleşen Türk topluluklarının inanç, kimlik ve sanat anlayışını belgelemesi bakımından tarihî bir kaynak niteliği taşımaktadır. Bu eserler, Orta Asya’daki Karahanlı ve Selçuklu geleneğiyle dikkat çekici sanatsal paralellikler göstermektedir.
Sanatsal etkileşimler, bölgenin tarihî yapısı gereği olağan olmakla birlikte; Ahlat’ın ana unsuru, kitabeleri, ikonografisi ve tarihsel bağlamı itibarıyla Türk-İslam mezar geleneğidir. Bu nedenle mezarlığın kimliğini belirleyen unsur, kitabe dili, dönemsel siyasi hâkimiyet ve tarihsel bağlamdır. Genel olarak kabul gören akademik görüş, mezarlığın çoğunlukla Selçuklu dönemi ve Anadolu’daki Türk-İslam topluluklarıyla ilişkili olduğu yönündedir.


Bu vesileyle özellikle ifade etmek gerekir ki; Ahlat’tan bahsederken rahmetli Prof. Dr. Haluk Karamağaralı ve Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı hocalarımızı yâd etmeden geçmek, bu toprakların ilmî hafızasına eksik bir kayıt düşmek anlamına gelir. Zira Ahlat’ın bugün sahip olduğu akademik görünürlük, büyük ölçüde onların uzun yıllara yayılan, çoğu zaman imkânsızlıklar içinde yürüttükleri bilimsel çalışmaların ürünüdür.
Bu alan üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, Ahlat mezarlığının karakterinin ağırlıklı olarak Türk-İslam dünyasıyla ilişkili olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır. Prof. Dr. Haluk Karamağaralı’nın 1960’lı yıllarda başlattığı ilk sistematik yüzey araştırmaları ve kazılar; Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı’nın mezar taşları üzerine gerçekleştirdiği öncü sanat tarihi incelemeleri; bu alanın akademik literatürde sağlam bir zemine oturmasını sağlamıştır. Bu çalışmalar, sınırlı imkânlara ve zorlu saha koşullarına rağmen büyük bir bilimsel fedakârlıkla yürütülmüş; Ahlat’ın tarihsel kimliği uluslararası akademik çevrelerde tanınır hale gelmiştir.
Bu bilimsel miras, sonraki kuşaklara yalnızca bir veri seti değil, aynı zamanda bir yöntem, bir etik ve bir sorumluluk anlayışı da devretmiştir. Prof. Dr. Nakış Karamağaralı’nın uzun yıllar Ahlat’ta sürdürdüğü kazı, araştırma ve belgeleme faaliyetleri, bu köklü akademik geleneğin sürekliliğini temsil etmektedir. Ahlat üzerine bugün yapılan her çalışma, doğrudan ya da dolaylı olarak Karamağaralı ailesinin ortaya koyduğu bu temel ilmî birikim üzerinde yükselmektedir.
Ahlat'ın parlak devri, 13. yüzyılın başlarında Harzemşahlar ve Moğol istilalarının saldırılarıyla gölgelenmiş ve şehir yıkıma uğramıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1535) Osmanlı egemenliğine girse de, eski ihtişamına bir daha ulaşamamıştır.
Günümüzde Ahlat, sadece geçmişin bir hatırası değil, aynı zamanda Selçuklu'nun Anadolu'ya attığı köklere ve bıraktığı aziz hatıraya sahip çıkma misyonunun somutlaşmış halidir. Ahlat, Van Gölü kıyısında ve Nemrut Dağı eteklerinde yer alır ve bu coğrafya eşsiz bir doğal güzellik sunar. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin buraya inşa edilmesi, Malazgirt Zaferi'nin yıldönümü etkinliklerine ev sahipliği yaparak Selçuklu mirasının güncel devlet kimliği ile bütünleşmesini temsil eder. Bu misyon, aynı zamanda kurumsal bir yapı kazanmıştır: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin himayesinde kurulan ve başkanlığını Prof. Dr. Muhammet Hanifi Macit'in yürüttüğü Fetih ve Kök: Ahlat / Malazgirt Çalışmaları Enstitüsü, bu tarihi merkezde milli ve manevi bağlılığı pekiştiren, kültürel araştırmaları yürüten somut bir kurumsal yapı olarak öne çıkmaktadır. Günümüzde Ahlat, tarihî mirasını korurken modern yaşamla bütünleşmektedir.



Tarihsel hafızada, Çanakkale Zaferi'nin temsil ettiği 'son savunma hattının geçilemezliği' ve 'varoluş mücadelesinin başarıyla sonuçlanması' teması, milletin beka bilincini pekiştiren bir referans noktasıdır. Ancak Malazgirt Zaferi'nin her yıl anılması ve kutlanması bu bilinci, savunma psikolojisinden yurt edinme psikolojisine taşıyan kritik bir adımdır. Çanakkale'de, düşmanın aşmayı hedeflediği son mukavemeti müdafaa etme ruhu yüceltilirken; Malazgirt'te, bin yıl önce Anadolu'nun yönetim mührünü devralma iradesi kutlanmaktadır. Bu iki büyük zaferin yan yana, farklı psikolojik düzlemlerde ele alınışı, günümüz toplumunda özgüvenin, inancın ve kültürel bilincin sadece bir savunma refleksiyle sınırlı kalmayıp, yaratıcı, kurucu ve süreklilik arz eden bir ulusal iddiaya dönüştüğünün bilimsel ve sosyolojik bir göstergesidir. Ahlat, tüm bu yönleriyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin Malazgirt Zaferi'nin 1000. yılı olan 2071 yılı için belirlenen ulusal vizyonun tarihi ve manevi başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Ziyaret -> Toplam : 252,34 M - Bugn : 389684

ulkucudunya@ulkucudunya.com