« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

31 Eki

2007

İSTENİRSE ÇÖZÜLÜR

31 Ekim 2007

Terör, baskın, şehit, kayıp, ölü, tezkere, harekat, operasyon, savaş, sınırötesi, bataklık, miting, gösteri, bağış, kampanya, açık oturum… Çeyrek asırdır mesul mevkidekilerin basiretsizliği yüzünden memleketi meşgul eden temel mesele bu defa zihinleri büsbütün bulandırıcı bir havaya bürünerek gündemimize tekrar oturdu.

Asabımızı bozmaktan başka işe yaramayan, inandırıcılıktan uzak, gönülsüz oldukları besbelli, her biri diğerinden daha acaib ve tutarsız hükümet açıklamaları. Problemi zamana yayarak soğutma, öteleme, unutturma, gözden uzak tutma, önemsiz gösterme politikası. Beceriksizliğe kulağa hoş gelen yeni bir kılıf uydurmuşlar. Neymiş; ''Böylesine uluslararası desteğe sahip terör örgütü karşısında Türk milletinden başka bir millet olsaymış şimdiye kadar havlu atarmış'' Dostlar beyanatta görsün. Hakikati bu derece tahrif edici bir izahat icad eden yetenekli müellifini tebrik etmek lazım. Duyan yedi düvel aynı anda üzerimize çullanmış sanır.

Hepsi aynı tornanın mamulü gayrımillî basında bunca senedir doğru dürüst tavır sergilemeyen güdümlü yazarların birdenbire hidayete ermişçesine hararetle serdettikleri sığ fikirler. Patronlarına sadakatten başka endişe taşımayan ağır topların rakiplerini kollayarak farklı telden çalıyor havası vermeye özellikle dikkat ettikleri temelsiz görüşleri. Misyonunu otuz sene evvel tamamlamış, miadı dolmuş, ekranların demirbaşı eski mitçilerin içi boş komplo teorileri. Hasbelkader güneydoğuda üstlendikleri resmî görevlerini ne kadar iyi ifa ettiklerini anlatmaya çalışan azıcık atak emekli komutanların kahramanlık hikayeleri. İşi ayaklar altına seren, acındırıcı, haysiyet kırıcı, istismar maksatlı röportajlar. Düne kadar bölücüleri himaye eden siyasi zihniyetlerin milli muhtevadan uzak gösterileri. Haininden tatlısu frengine her neviden bezirgâna ucuz yoldan müthiş bir reklam imkanı ve daha mühimi milli meşruiyet fırsatı tanıyan utanç verici bağış kampanyaları. Daha alt tabakada ne akar ne bulaşır cinsten yarı milliyetçi yarı muhafazakar her dönemin adamı muhteris okul müdürlerinin sanki babalarının dükkanıymış gibi yirmi senedir kazık çaktıkları koltuklarını pekiştirmek ve aynı zamanda emekli olunca yüksek hizmetlerinden mahrum kalınmamasını teminen siyasette yer kapabilmek için gariban mektep çocuklarını sıkıştırıp kampanyaların şampiyonluğunu yakalama gayretleri. Gerçi babadan kalan tezgahı dahi yirmi sene sühûletle işletebilmek muhal ya! İlla ki kardeşlerden biri çıkar çekil benim de burada hakkım var azıcık da ben çalıştırayım der, yahut mukadder iktisadi krizlerden birine yakalanıp kepengi indirmek zorunda kalırsın.

Bu iş niçin bitirilemiyor, akıl sır ermez. Onca asker var, polis var, silah var, top var, tüfek var, tank var, tayyare var. Sorumluları dinlerseniz sebep çok. Yirmibeş senedir dinliyoruz. Sadece çözüm yok.

Etkililer ve yetkililer. Yeter artık. Bu işi durdurun!

Önce bir İnkılâp Tarihi kitabı açın. Türk Devletine isyan eden, Türk askerine silah çeken dahili hainlerin akıbetini güzelce okuyun. Bölücülerin ağababalarının tosun gibi beslenmeyip üç ayda nasıl darağacını boyladığını öğrenin.

Sonra Gençliğe Hitabe ile Onuncu Yıl Nutku'nu Atatürk'ün kendi sesinden tekrar dinleyin. Vecd içinde dinleyin. Ta ki boğuk sesindeki titremeden vücudunun ve ruhunun her zerresindeki Türklük sevgisini keşfedene kadar.

Şimdi bilgisayarın başına geçin. Başbuğ diye arayın, kolayca ulaşırsınız. Başbuğ Alparslan Türkeş'in bir açık oturumda bölücü bir milletvekiliyle tartışmasını bulun.

Ömrünü Türklük davasına hasretmiş yüce adam muhatabının şahsında nasıl da düşmanı topyekûn eziyor, eritiyor, korkutuyor, küçültüyor, yok ediyor, görün. Yüzünün çileyle derinleşmiş çizgilerindeki Türklük aşkını, yüreğindeki inancı, tavrındaki kararlılığı, sesindeki erkekliği hissedin. Türklüğün ebediyete akıp giden nice yüzyıllarında ruhlara rehberlik edecek yeni Orhun Kitabelerinin milletin gönlüne inşasını müşahede edin.

Başta behemehal titreyip kendilerine dönmeleri icab eden siyasi mirasını işgal eden gafiller olmak üzere, sahip oldukları etkili poziyonları elde etmek uğrunda verdikleri mücadele ve harcadıkları çaba kadar kendilerinden milletin meselelerini çözmeye yönelik mesai de beklenen silahlı ve sivil yetkililer, uzmanlar, analistler, stratejistler, yazarlar, çizerler, aydınlar, nihayet sade vatandaşlar herkes açsın tekrar seyretsin. Bir daha seyretsin, yetmiyorsa bir daha, bir daha... Ruhlarını kandırana dek seyretsin.

Başbuğ meseleyi bir yılda tamamen hallederim demişse doğru söylemiştir. Demek ki terörün kökünün bir yılda kazınabilmesi imkan dahilindedir. Sözünün teminatı mazide milletin bekâsı mücâdelesindeki muzafferiyettir. Ben ortalama idrak düzeyine mâkul gelmesi için nezâketen bir sene diye telâffuz ettiğini düşünüyorum, esasen bir günde bile çözebileceğine inananlardanım.

Daha başka söze hacet yok. Fazlası tereffuat, gerisi laf-ü güzaf. Artık boş işlerle uğraşmaktan vazgeçip, şu andan itibaren derhal harekete geçin. Bir günde mi, bir ayda mı, bir yılda mı çözülür orası burasını ne kadar anladığınıza bağlı.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,00 M - Bugn : 30378

ulkucudunya@ulkucudunya.com