Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)
SÜNNETTEN YARARLANABİLMEK İÇİN HER ŞEYDEN ÖNCE ONUN “EN GÜZEL ÖRNEK” OLDUĞUNA, YAŞANABİLİRLİĞİNE, İNSAN ÖZÜNE VE İHTİYAÇLARINA EN ÜST SEVİYEDEN CEVAPLAR VE ALTERNATİFLER GETİRDİĞİNE İNANMAK GEREKİR. SONRA DA BU İNANCA DAYALI OLARAK SÜNNETİ KENDİ ÖZELLİKLERİ İÇİNDE İYİ TANIMAK LÂZIMDIR. ZİRA HZ. PEYGAMBER ÂLEMLERE RAHMET VE HİDÂYET REHBERİ OLARAK GÖNDERİLMİŞTİR. ONUN SÜNNETİ, HİDÂYETTE OLABİLMENİN ÇARELERİNİ GÖSTERMEKTEDİR. SÜNNETİN KURTARICILIĞINDAN ŞÜPHE ETMEK HZ. PEYGAMBER’İN RİSÂLETİNE KARŞI ÇIKMAK ANLAMINA GELİR. NİTEKİM ABDULLAH İBNİ MES’ÛD BİR DEFASINDA “NEBİNİZİN SÜNNETİNİ TERKETTİNİZ Mİ SAPTINIZ GİTTİ DEMEKTİR” TENBİHİNDE BULUNMUŞTUR.
“GERÇEKTEN SEN DOĞRU YOLA ÇAĞIRIYORSUN” [MÜ’MİNÛN SÛRESİ (23), 73; AYRICA BK. ŞÛRA SÛRESİ (42), 52]
GUL ATÎULLÂHE VE ATÎUR RESÛL(RESÛLE), FE İN TEVELLEV FE İNNEMÂ ALEYHİ MÂ HUMMİLE VE ALEYKUM MÂ HUMMİLTUM, VE İN TUTÎÛHU TEHTEDÛ, VE MÂ ALER RESÛLİ İLLEL BELÂĞUL MUBÎN(MUBÎNU).
“ALLAH’A İTAAT EDİN, PEYGAMBERE İTAAT EDİN” DE. EĞER YÜZ ÇEVİRİRSENİZ BİLİN Kİ ONA YÜKLENEN SORUMLULUĞU ANCAK ONA AİT; SİZE YÜKLENEN GÖREVİN SORUMLULUĞU DA YALNIZCA SİZE AİTTİR. EĞER ONA İTAAT EDERSENİZ DOĞRU YOLA ERERSİNİZ. PEYGAMBERE DÜŞEN ANCAK APAÇIK BİR TEBLİĞDİR. ” (NÛR SÛRESİ (24), 54) ÂYETLERİ, SÜNNETİN KURTARICILIĞINI ORTAYA KOYAN KUR’ÂNÎ DELİLLERDENDİR.
HZ. PEYGAMBER DE MUHTELİF HADÎS-İ ŞERÎFLERİNDE BİR YANDAN KENDİ KONUMUNU ANLATIRKEN BİR YANDAN DA ÜMMETİN KURTULUŞUNA OLAN KATKISINI AÇIKCA GÖZLER ÖNÜNE SERMİŞTİR. ATEŞE DÜŞMEYE ÇALIŞAN KELEBEK VE PERVÂNELERİ KOVALAMAYA ÇALIŞAN KİŞİ DURUMUNDA OLDUĞUNU HATIRLATARAK “BEN SİZİ BEL BAĞINIZDAN TUTMUŞ ATEŞE DÜŞMEKTEN KURTARMAYA ÇALIŞIYORUM; SİZ İSE, ELİMDEN KURTULUP ATEŞE GİRMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ” BUYURMUŞTUR. O KENDİSİNİN ÜMMET İÇİN KURTULUŞ VESİLESİ OLDUĞUNU DAHA BAŞKA HADİSLERİNDE DE YİNE BÖYLE TEMSİLLERLE AÇIKLAMIŞTIR. KENDİSİNİ, DÜŞMANI GÖRÜP KOŞARAK GELEN VE MİLLETİNİ UYARAN BİR HABERCİYE BENZETTİĞİ HADİS DE BU HUSUSTA TAM BİR KANAAT VERECEK AÇIKLIKTADIR:
“BENİM VE ALLAH’IN BENİMLE GÖNDERDİĞİ İSLÂM’IN DURUMU, BİR TOPLULUĞA GELİP ŞÖYLE DİYEN KİŞİNİN DURUMUNA BENZER:
- EY MİLLETİM, GERÇEKTEN BEN, ÜZERİNİZE GELMEKTE OLAN BİR ORDUYU GÖZLERİMLE GÖRDÜM. BEN, SİZE BU TEHLİKEYİ BİLDİREN APAÇIK BİR HABERCİYİM. BİNAENALEYH CANINIZI KURTARMAYA BAKIN!
BU SÖZLER ÜZERİNE AHÂLİNİN BİR KISMI ONA İTAAT ETTİ VE AKŞAMDAN YOLA ÇIKARAK TABİÎ BİR YÜRÜYÜŞLE BULUNDUKLARI YERİ TERKEDİP GİTTİLER, KURTULDULAR. BİR KISMI DA ONU YALANLADI, YERLERİNDE KALDILAR. ORDU ONLARA SABAHA KARŞI BASKIN VERDİ VE HEPSİNİN KÖKÜNÜ KAZIDI. İŞTE BU HAL, BANA İTAAT, GETİRDİKLERİME İTTİBA EDENLER İLE BANA İSYAN VE HAK’TAN GETİRDİKLERİMİ YALANLAYAN KİMSELERİN DURUMUNUN TA KENDİSİDİR” (BUHÂRÎ, İ’TİSÂM 2).
SÜNNETİN KENDİSİNE SARILANLARI KURTARDIĞI KESİNDİR. TÂBİÎN MÜFESSİRLERİNDEN DAHHÂK İBNİ MÜZÂHİM NE GÜZEL İFADE ETMİŞTİR: “CENNET İLE SÜNNET AYNI KONUMDADIR. ZİRA ÂHİRETTE CENNETE GİREN, DÜNYADA SÜNNETE SARILAN KURTULUR” (KURTUBÎ, TEFSÎR, XIII, 365). İMAM MÂLİK DE SÜNNETİ NUH ALEYHİSSELÂM’IN GEMİSİNE BENZETMİŞ VE “KİM ONA BİNERSE, KURTULUR, KİM BİNMEZSE BOĞULUR” DEMİŞTİR (SÜYÛTÎ, MİFTÂHÜ’L-CENNE, S. 53-54)
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
