İslâm İşbirliği Teşkilâtı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın daveti üzerine 13 Aralık 2017 günü İstanbul’da toplandı… Sonunda ‘İstanbul Deklarasyonu’ başlıklı bir bildiri yayınladı.
Niye? Çünkü ABD Başkanı Donald TRUMP, İsrail'in başkenti olarak Kudüs'ü tanıyan kararnameyi imzalamış ve yaptığı açıklamada, "Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir. Dışişleri Bakanlığına, Tel Aviv'deki büyükelçiliğimizin Kudüs'e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatını verdim" demişti. Yani ABD ile ABD Başkanı’na tepki olarak…
Başarı mı suali İslâm İşbirliği Teşkilâtı’nın bu toplantısıyla ilgili, yani… Tekrar soruyorum; BAŞARI MI?
Böyle bir toplantıyı tertiplemeyi düşünmek başlı başına bir BAŞARIDIR! Evvelâ bunu tespit ve teslim edelim.
Pekiyi, ya bu ‘doğru’ düşüncenin tatbikatı, yani hayata geçirilmesi safhasında aynı derecede bir başarı söz konusu mudur?
Suale, doğru bir cevap verebilmek için İslâm İşbirliği Teşkilâtı Toplantısı’nı ve ‘Toplantı’ vesilesiyle olan-biteni gözden geçirelim… Suale cevabı ve hükmü, topladığımız bilgiler ışığında verelim.
1) ‘İslâm İşbirliği Teşkilâtı Toplantısı’ sonunda yayınlanan ‘İstanbul Deklarasyonu’nun dili ve üslubu öylesine bozuk, o kadar çok imlâ hatası da var ki İlkokul 2. Sınıfta okuyan bir öğrenciye yazdırılmış olsaydı, herhalde daha düzgün yazabilirdi. (İnanmayan ‘metni’ okusun!). Kim yazdı, bunu? Nasıl bir bildiri, bu? Tecrübeli diplomatlara ne oldu? Neden onlara yazdırılmadı?
2) İslâm İşbirliği Teşkilâtı tam kadro toplanamamıştır; ‘Toplantı’ya üye ülkeler Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri katılmamıştır. Bu, üye ülkeler arasında fikir ve görüş birliği olmadığını yahut da en azından ‘Toplantı’nın iyi hazırlanmadığını gösterir ki vaziyet dostları üzmüş, düşmanları ise sevindirmiştir.
3) Katılım eksikliğine rağmen (yani muhalif devletler ‘toplantı’ya katılmadıkları halde) ‘Toplantı’dan ABD Başkanı’nın kararına karşı -sebebi veya sebepleri ne olursa olsun- hiçbir eylem kararı çıkmamıştır / çıkarılamamıştır. ‘Toplantı’ karşılıklı olarak atılan hamaset nutuklarıyla geçiştirilmiştir.
4) ‘DEKLARASYON’DA FİLİSTİN DEVLETİ’NİN BAŞKENTİNİN DOĞU KUDÜS OLDUĞUNU TEKRAREN VURGULAMAK (İstanbul Deklarasyonu, Md. 3 ve 6), KUDÜS’ÜN BÖLÜNMESİNİ VE BATI KUDÜS’ÜN İSRAİL’İN BAŞKENTİ OLMASINI ‘ZIMNEN’ KABUL ETMEK DEMEKTİR. YOKSA ‘TOPLANTI’NIN GERÇEK AMACI BU MUYDU?
5) ‘DEKLARASYON’ METNİNİ HAZIRLAMIŞ OLAN UZMANLAR(!) 3. VE 6. MADDELERDE YAPMIŞ OLDUKLARI VAHİM YANLIŞI FARK ETMİŞ OLACAKLAR Kİ 9. MADDEDE “BAŞKENTİ KUDÜS OLAN BAĞIMSIZ VE EGEMEN FİLİSTİN” DEMEKTEDİRLER. BU NOKTADA AKLIMIZA HEMEN ŞU CAN ALICI SUAL GELMEKTEDİR: 3. VE 6. MADDELERDE YAPTIKLARI VAHİM YANLIŞI FARK EDEN UZMANLAR(!) GERİYE DÖNÜP, ACABA NEDEN YANLIŞLARINI DÜZELTMEK YOLUNA GİTMEMİŞLERDİR? YOKSA ABD İLE İSRAİL’E KARŞI BİR TİYATRO MU OYNANMIŞTIR?
Hüküm: İslâm İşbirliği Teşkilâtı İstanbul Toplantısı BAŞARISIZDIR!
Ancak… Zaten ‘Toplantı’nın BAŞARISIZ OLMASI İSTENMİŞTİR!
‘TOPLANTI’NIN BAŞARILI OLMASI YAHUT SONUÇ ALICI OLMASI İSTENSEYDİ, GERÇEK AMACI GARGARAYA GETİRMEDEN, ŞÖYLE İKİ MADDELİK KISA BİR BİLDİRİ YAYINLAMAK YETERLİYDİ:
1) İSLÂM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLÂTI OLARAK, ABD’Yİ, BM GÜVENLİK KONSEYİ’NİN, 20 AĞUSTOS 1980 TARİHLİ 478 NOLU KARARINA UYGUN DAVRANMAYA DAVET EDİYORUZ.
(NOT: 1. BM Güvenlik Konseyi kararları bağlayıcıdır. Üye devletler uymaya mecburdur.)
(NOT: 2. 478 nolu BM Güvenlik Konseyi kararı; İsrail parlamentosu Knesset’in 30 Temmuz 1980 tarihli ve Kudüs’ü İsrail’in ebedî başkenti ilân eden ‘Kudüs Kanunu’nun geçersiz olduğunu ilân etmişti.)
2) AKSİ HALDE İSLÂM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLÂTI ÜYELERİ OLARAK; İSRAİL İLE OLAN BÜTÜN SİYASÎ, EKONOMİK VE DİPLOMATİK İLİŞKİLERİMİZİ KESECEĞİZ!
HEY, MUKTEDİRLER! ŞİKE YAPTINIZ; KUDÜS’Ü, PARDON MAÇI SATTINIZ! AMA ÜLKÜCÜ YEMEZ, YEMEDİ!
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
