Ben şu satırları yazarken, henüz gelmemişti… Fakat, siz bu yazıyı okurken gelmiş olacak… Hoş geldi, safâlar getirdi.. demeyi, çok isterdim… Gene de istiyorum, ama içimden bir şey, buna, sanki engel oluyor.
Ne olduğunu tam olarak bilemiyorum, fakat, içimde bir şey Papa’nın Türkiye’ye gelmesinden pek memnun değil gibi… Bu, niye böyle acaba? Bunda, Papa’nın 12 Eylül günü Regensburg Üniversitesi’nde, İslâmiyet ve Şanlı Peygamberimiz için sarf ettiği hezeyânların mutlaka, payı var. Bunu biliyorum…Ama beni rahatsız eden “şey” bundan ibaret değil... Daha başka şeyler de var. Bunu da çok iyi biliyorum.
Bunlar ne, acaba? Papa da nihayet bir “turist”, ülkemize geldi. Gezecek ve gidecek. Bu, beni niye rahatsız ediyor ki?
Bir defa Papa, sıradan bir turist değil… Kaldı ki, beni sıradan turistler bile rahatsız ediyor… Yok, yok… Ahlâkı bozuyorlar, diye kızıyor değilim, turistlere… Çünkü şu anda, ne yazık ki biz onlardan daha ahlâklı değiliz… Dolayısıyla ahlâkı bozulacak birileri varsa, o biz değiliz… Beni asıl rahatsız eden, gelen turistlerin “patron” gibi davranmaları; bize uşak muamelesi yapmaları.
Buna, çok bozuluyorum, işte… Ama gene de bir şey demeye hakkımız yok… Emperyalizm, içimizdeki hainlerle işbirliği yaparak, bizim gafillerimizi, Türklerden önceki dönemlerden kalan eserleri bulup, onarırsanız turist gelecek, turizm zengini olacaksınız. Turizm bacasız fabrikadır, falan diyerek kandırdı… Türk gafiller de ceplerinden paralar harcayarak bu tür tarihî yıkıntıları tamir ettiler… Gerçekten turistler gelmeye başladı ama, gelenler Türkiye’deki tarihî eserleri ziyaret etmeye gelmiyorlar.
Turistler, şimdi artık kendi tarihlerinden (Doğu Roma İmparatorluğu’ndan, Bizans’tan) kalan bu eserlere bakarak; Anadolu bizimdi Türkler silâh zoruyla elimizden aldılar, biz ne yapıp etmeli Anadolu’yu Barbar Türklerden geri almalı ve Türkleri Asya içlerine sürmeliyiz demek için; bu suretle böyle bir şuur kazanmak için geliyorlar… Bu yüzden ben, sıradan turistlerden bile hoşlanmıyorum. Ama elden ne gelir?
Üstelik Papa, sıradan bir turist bile değil… O, 11 Eylül olaylarından sonra ABD Başkanı’nın da ağzından kaçırdığı gibi, Haçlı Orduları’nın Başkomutanı… Yoksa ne işi var, Türkiye’de?
Ne işi var, olur mu canım? Dinlerarası Diyalog için geliyor.
Bırakın Allah aşkınıza, Allah nazarında tek din İslâmiyet iken, “Dinlerarsı Diyalog” olur mu? “Diyalog” için gelen bir adam.. İslâmiyet için, Hz. Peygamber için o hezeyânları sarf eder mi? Muhatabına hakaretler ederek, diyalog yapıldığı nerede görülmüş?
O zaman, Hacı olmak için geliyordur.. zaten Papa’nın kendisi de öyle söylemiş…
Öyle mi? Biliyorsunuz değil mi, Papa tam 79 yaşında… Hacı olmak için, Papa, niye bu kadar bekledi? Bu kadar yaşayacağının garantisi mi vardı? Ya ölseydi? Papa olmak için beklemiştir. Papa olacağını nerden, nasıl biliyordu? Papa olacağı kesin miydi?
Siz de hiçbir şeyi kabul etmiyorsunuz, canım… Öyle ise, Türkiye’de yaşayan Katolikleri ziyaret etmek için gelmiştir… Ya, demek öyle… Türkiye’de kaç Katolik olduğunu biliyor musunuz? Bilemezsiniz. Ben söyleyeyim, tam 25 (yirmi beş) bin… İnanılmaz ama doğru bu rakam… Yani Papa, sadece 25 bin kişi için mi geldi? Güney Amerika’da milyonlarca Katolik varken, niye Güney Amerika’ya gitmedi de Türkiye’ye geldi? Hem bütün Papalar, seçildikten sonra ilk olarak niçin Türkiye’ye geliyorlar? Demek ki başka bir sebebi var! Öyle ise, onu da siz söyleyin, madem.
Papa, Türkiye’ye turistik gezi için de, Hacı olmak için de, Katolikleri ziyaret etmek için de gelmiyor… Papa Türkiye’ye, Fener Rum Patrikhanesi ile görüşerek, hem Patrikhane’nin Ekümenliği’ni dünyaya ilân etmek için, hem de Katolik-Ortodoks ittifakını hayata geçirerek, Hıristiyan Birliği’ni kurmak için, geliyor…
Bizden başka herkes, dünyanın nihaî bir hesaplaşmaya doğru gittiğini biliyor ve o gün için hazırlanıyor… İki Dünya Savaşı’nda birbirlerini boğazlayan Almanya-İtalya ve İngiltere-Fransa başta olmak üzere bütün Avrupa Devletleri bunun için, birleşerek Birleşik Avrupa Devletleri’ni teşkil etmeye çalışıyorlar… ABD ve müttefikleri, Afganistan’ı ve Irak’ı bunun için işgal ettiler… Güçleri yetse, İran’ı ve Türkiye’yi de bunun için, işgal etmeyi düşünüp, plânlıyorlar.
Ama biz, başta Başbakan ve Hükümeti olmak üzere, hepimiz horul horul uyuyoruz! Bir gün, belki uyanacağız ama, o zaman iş işten geçmiş olacak! İnşallah, uyanmak için geç kalmayız!
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
