Anayasa Mahkemesi, CHP’nin ‘Anayasa Değişikliği Paketi’ne ilişkin itirazını oy çokluğu reddetti… Gerçi oybirliği ile ufak tefek bazı iptaller de yaptı, ama bunlar ‘Paket’in teferruat kısmıydı… Kaldı ki Anayasa Mahkemesi’nin bu ‘tümceleri’ (bu kendi tabirleri) iptal etmeye hakkı yoktu; daha doğrusu vardı da böyle yapmamalıydı: Ya söz konusu ‘tümcelerin’ geçtiği maddeleri tamamen iptal etmeliydi ya da o ‘tümceleri’ de iptal etmemeliydi! Çünkü böyle bir iptal, Anayasa Mahkemesi önüne gelen ‘Paket’i değiştirmiş oldu.
Anayasa Mahkemesi, ‘Anayasa Değişiklik Paketi’ni âdeta yeniden yazmış gibi oldu! Oysa Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir hakkı yoktur! Bir iptal başvurusu durumunda Anayasa Mahkemesi, üç işlem yapabilir; ya iptal başvurusunu görüşmeye değer bulmayarak baştan reddeder, ya önüne gelen ‘paket’i tamamen iptal eder ya da ‘paket’in bazı maddelerini iptal eder… Ancak hiçbir halde ‘anayasa değişikliğine dair metni’ yeniden yazamaz… Anayasa, Anayasa Mahkemesi’ne böyle bir dördüncü şıkkı kullanma hakkı tanımamıştır!
Ne ise… Olan oldu! Anayasa Mahkemesi, böyle bir karar aldı… Bu karara, itiraz edilemez! Anayasa Mahkemesi kararları kesindir, çünkü!
Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı bu yanlışı, Yüksek Seçim Kurulu; Anayasa Mahkemesi’nin “TBMM’den halkoyuna giden metinde değişiklik yapmış olmasını” baz alarak, “Bu durum millet iradesini çiğnemiş oluyor, maddeler ya tamamen çıkmalı ya da yeniden görüşülmeli” görüşünü aktif hale getirerek, düzeltebilirdi... Ancak YSK bunu yapmadı. Aksine alelacele aldığı bir kararla; “Değişen bir şey yok, referandum ilân edilen tarihte yapılacak” diyerek, bu hukuksuzluğu onaylamış oldu!
Ancak YSK’nın bu kararı da kesindir! Buna da itiraz edilemez!
Netice olarak, Anayasa Değişiklik Paketi için, 12 Eylül 2010 tarihinde referandum yapılacak.
Peki, referandum sonucu ne olur?
Bunu, sandıklar açılıp oylar sayılıncaya kadar kimse bilemez. Ancak mevcut verilere bakarak, bir tahmin yapmak mümkündür.
Bu günlerde yapılan anketlere bakılırsa; oylar başa baş gidiyor, evetlerle hayırlar neredeyse eşit gibi görünüyor… Kararsız olanlar ise yüzde yirmilerde seyrediyor… Fakat bu eşitlik durumuna fazla güvenmemek lâzım, referanduma daha altmış gün zaman var. O vakte kadar birçok şey değişebilir. Ve karasızlar ya o yana ya bu yana yatabilirler...
Sonucu, bu yüzde yirmi, yani karasızlar belirleyecek! Bir de; Liderlerin performansları ile izleyecekleri yol!
Liderlerin performansları hakkında bir şey söylemem mümkün değil, bunu liderler kendileri ayarlayacaklar, ama izleyecekleri yol hakkında bir şeyler söyleyebilirim: Bana kalırsa ‘hayır’ diyenlerin temel politikaları; Anayasa değişikliklerini anlatmak yerine, direkt olarak iktidarı hedef almak ve referandumu “AKP’den kurtulmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz” haline getirmek olmalıdır!
Hayırcı Liderler, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli; eğer meseleyi ‘Hükümete ve Recep Tayyip’e güven oylaması’ haline getirmeyi başarabilirlerse ‘Paket’ kıl payı bir çoğunlukla olsa da reddedilir, bunu başaramazlarsa gene kıl payı bir çoğunlukla kabul edilir! Ben böyle görüyorum.
Liderler bunu yaparlar mı/yapabilirler mi?
Kemal Kılıçdaroğlu, bunu yapacağa benziyor; bütün konuşmalarında ekonomik konuları ön plâna alıyor... Yoksulluğu, yolsuzluğu, işsizliği, gelir dağılımındaki adaletsizliği ve terörü vurguluyor… Devlet Bahçeli’ye gelince, o, henüz bu konuda bir karar vermemiş, bir yol haritası belirlememiş gibi gözüküyor. Sırf terörden bahsediyor ve ‘Kürt Açılımı’nın PKK’yı azdırmış olmasının altını çiziyor. Oysa bu, kararsızların ‘hayır oyu’ vermelerini sağlamaya yetmez.
Bu durumda, şunu rahatlıkla söylemek mümkündür; eğer Devlet Bahçeli ve MHP işe sıkı sıkıya sarılır ve ‘hayır kampanyasına’ terör söylemine vatandaşın canını yakan ekonomik meseleleri de ilâve ederek, yüklenirse; referandumda hayır oyları çoğunluğu sağlar ve ‘Paket’ reddedilir! Yoksa…
Demem o ki bu referandumun sonucunu, tek başına olmasa da büyük ölçüde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin performansı ile izleyeceği politika belirleyecektir!
Allah, Türkiye için hayırlısı ne ise onu versin!
M. Metin KAPLAN
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
