Kim?
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu!
Neden?
"Bu haftanın önceki yıllarda 20-26, 16-22 Nisan gibi tarihlerde yapılmasının, Millî Bayramımız olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na alternatif kutlama olarak gösterilmesi gibi hiç de doğru olmayan bazı değerlendirmelere yol açması veya böyle algılanmayı besleyen bazı tedahüllerin bulunduğunun görülmesi üzerine, Başkanlığımızca etkinliklerin il ve ilçelerde mülkî amirlerin onayı dahilinde, müftülerin başkanlık ettiği komitelerin yönetiminde ve Başkanlığın ilgili genelgelerine uygun olarak 14-20 Nisan tarihleri arasında yapılması ve bu tarihlerin dışına taşınmaması karar altına alınmıştır" dediği için.
Ne var bunda? Ne güzel işte! Yanlış anlamalardan kaynaklanabilecek gerginliklere sebep olmamak için… Millet ile devletin arasının daha fazla açılmasına meydan vermemek için… Velhâsıl ülkenin ve milletin huzur ve selâmeti için… “Kutlu Doğum Haftası”nın zamanını birkaç gün geri çekmiş… Bunun, neresi yanlış ki?
Baştan sona yanlış! Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı bu işlemin maksadı ve amacı ne olursa olsun, baştan sona yanlıştır!
Çünkü…
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aldığı bu karar, öyle anlaşılıyor ki Genelkurmay Başkanlığı’nın 27 Nisan 2007 tarihli e-bildirisi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Anayasa Mahkemesi’nden AKP’nin kapatılmasını talep eden iddianamesinin etkisinde kalınarak verilmiştir… Öyle ise siyasî bir karardır… Halbuki Diyanet İşleri Başkanlığı, siyaset dışı/üstü bir makamdır… Diyanet İşleri Başkanı, işte bu yüzden, derhal ve behemehal istifa etmelidir!
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aldığı bu karar, öyle anlaşılıyor ki Genelkurmay Başkanlığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İslâmiyet’e karşı olduğu yanlış ön kabulüne dayanmaktadır ve bu yanlış ön kabule dayanarak verilmiştir… Oysa ne Genelkurmay Başkanlığı ve ne de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İslâmiyet’e karşı değildirler… İslâmiyet’e karşı olmaları da düşünülemez… Öyle ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın verdiği bu karar, yanlış bir karardır… Halbuki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanlış bir karar verme lüksü yoktur… Olamaz… Olmamalıdır… Diyanet İşleri Başkanı, işte bu yüzden derhal ve behemehal istifa etmelidir!
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aldığı bu karar, böyle bir maksadı ve amacı olmasa bile laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İslâmiyet’in dinî merasimlerine müdahale ettiğini, bütün Dünya’ya ve özellikle de Müslümanlara zımnen ilân etmektedir… Devlet’in Müslümanların dinî hayatlarına/ibadetlerine müdahale ettiği doğru ise Diyanet İşleri Başkanı; bunu, zımnen değil ve fakat açık olarak ilân edip, “Bu şartlarda görev yapmam mümkün olmadığı gibi doğru da değildir” diyerek, derhal ve behemehal istifa etmelidir… Yok Devlet’in Müslümanların dinî hayatlarına/ibadetlerine müdahale ettiği doğru değil ise o zaman da böyle bir yanlış algılamaya sebep olduğu için, derhal ve behemehal istifa etmelidir…
Hiç kimse, ama gerçekten de hiç kimse hele Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir mukaddes makamda bulunan hiç kimse, maksadı ve amacı velev ki bu olmasa bile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bırakacak bir eylem yapamaz… Yapmamalıdır… Yapar ise bunun bedelini öder… Ödemelidir… Bunun, en hafif bedeli de istifa etmektir!
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da Kutlu Doğum Haftası da bizimdir… Müslüman Türk Milletinindir! Her ikisini de coşkuyla kutluyoruz… Kutlarız! Bunların hiç birinden vazgeçmeyiz… Bunların hiç biri diğerinin alternatifi de değildir… Olamaz! Biri millî bir bayramdır, diğeri dinî bir kutlamadır… Biri, diğerinin yerine ikame edilemez, edilmeğe kalkışılsa dahi bu mümkün değildir… Çünkü alanları/sahaları farklıdır… Bunun, aksini düşünenler var ise yanlış yapıyorlar… Buna da müsaade etmeyiz… Etmeyeceğiz!
Diyanet İşleri Başkanı derhal ve behemehal istifa etmelidir!
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
