Bir çok arkadaşım, yeniden güncellenen “türban/başörtüsü” konusunu yazmamı istiyor ama, ben yazmayacağım. Niçin yazayım ki? Başörtüsü serbest olmalı diyenler de yasak olmalı diyenler de samimi değiller, çünkü. Her iki taraf da bu meseleden siyasî olarak kâr elde etme peşinde, bir kayıkçı kavgası yapıyorlar. Arada samimi, vatansever, dindar/inançlı ve devleti ile milletine yürekten bağlı kızlarımızla kadınlarımız hırpalanıyorlar… Böyle bir kayıkçı kavgasına bulaşmak istemiyorum, hem bulaşsam ne değişecek sanki?
Yazdıklarım, bilsem ki kayıkçı kavgasını bitirecek, her hafta aynı konuyu yazarım ama böyle bir şey asla olmaz! Çünkü bu çekişme siyasetçilere malzeme oldu bir kere… Hiç biri bu konunun bitmesini istemez/istemiyor. Niye istesinler ki? Prim yapıyor, oy kazandırıyor, taraftarları keskinleştiriyor, görülmesi istenmeyen bazı şeyleri örtüyor, gündemi değiştiriyor, darbeye yada karşı darbeye malzeme oluyor… Bu kadar önemli bir kozu kim kaybetmek ister? Hiç kimse! Öyle ise yapılacak bir şey yok!
Niçin yazayım ki? Recep Tayyip, eğer ne idüğü belirsiz “medeniyetler ittifakı” görüşmeleri fiyasko ile sonuçlanmasaydı ve hatta görüşmelerden olumlu bir netice alabilseydi, Madrid’de bu konuyu açar mıydı sanıyorsunuz? Öyle sanıyorsanız, çok safsınız demektir ki o halde niye yazayım?
Nasıl dinlerarası diyalog olmaz ve olamazsa, medeniyetler ittifakı da olmaz olamaz! Farzı muhal olsa bile, bu ittifak, gırtlağına kadar Müslüman kanına bulanmış İspanya ile mi yapılır? İnsanlık tarihinin gördüğü en muhteşem medeniyetlerden biri olan Endülüs medeniyetine ne oldu? Bu medeniyeti İspanya yok etmedi mi? Endülüs medeniyetinden bugün, El Hamra Sarayı’ndan başka hiçbir eser bırakmayan İspanya mı medeniyetler ittifakı yapacak? İspanya’nın gücü ve kuvveti olsa, bütün Türk-İslâm medeniyetini de yok etmek istemez mi? O halde İspanya ile ne ittifakı yapıyoruz? İslâm medeniyetini top yekûn olarak yok etme ittifakı mı?
Hem niçin yazayım, başörtüsü meselesini? Recep Tayyip, enflasyon Türkiye’de eğer beklenenden çok daha yüksek çıkmasaydı ve meselâ yüzde beş çıksaydı, başörtüsü meselesini tekrar gündeme getirir miydi sanıyorsunuz? Öyle sanıyorsanız, Recep Tayyip’i samimi sayıyorsunuz demektir ki, o halde niye yazayım?
Recep Tayyip, eğer vergilere yüzde bilmem kaç, doğal gaza yüzde bilmem kaç ve elektriğe yüzde bilmem kaç zam yapmak durumunda kalmasaydı, temcit pilavı gibi başörtüsü meselesini tekrar gündemine alır mıydı? Hem de bunu, hiç gereği yokken Madrid’de gündeme getirir miydi? O halde niçin yazayım, başörtüsü meselesini?
Eğer mahalli seçimlere bir yıl kadar bir zaman kalmasaydı, Recep Tayyip tekrar başörtüsü meselesini konuşur muydu? Recep Tayyip, Türkiye’de beş yıldır iktidar değil mi? Bugüne kadar, bu meseleyi neden çözmedi? Şimdi çözmek, halletmek mi istiyor? Çözmek istiyorsa, işte MHP de destek veriyor sessiz sedasız halletsin, görelim. Çözmez! Çünkü o zaman büyük bir kozunu kaybeder. Çözümsüzlük, bu konuda Recep Tayyip için daha faydalıdır… Bunları bildiğim, gördüğüm halde başörtüsü meselesini niçin yazayım? Benim de Recep Tayyip’in oyununa gelmemi mi istiyorsunuz?
Ve Recep Tayyip, Türkiye’nin Lozan Antlaşması ile kazandıklarını yerle bir eden Vakıflar Yasası’nı TBMM’den geçirtmeseydi, başörtüsü meselesini tekrar tartışmaya açar mıydı? Siz söyleyin, Allah aşkınıza, burada başörtüsü Vakıflar Yasası’nı örtme işlevi yapmıyor mu? Benim de bu oyuna alet olmamı mı istiyorsunuz? Böyle bir durumda başörtüsü meselesini yazar mıyım? O kadar ahmak mı görünüyorum?
İşin bir de diğer tarafı var ki, buna da temas etmesem olmaz… Recep Tayyip’in seçim başarısına engel olamayan ana muhalefet lideri Deniz Baykal, Türkiye’nin ekonomik, kültürel, hukukî, sosyal ve siyasî meselelerine temas ederek adam gibi muhalefet yapacağı yerde, şimdi başörtüsü meselesini bahane edip, ucuz politika yaparak seçmenlerini keskinleştirmeye ve önce kongreyi kazanmayı, sonra da mahalli seçimlerde hezimete uğramaktan kurtulmaya çalışıyorken, ben başörtüsü meselesini yazsam ne faydası olur? Deniz Baykal, bunları okur mu sanıyorsunuz? Okusa bile, tavrını değiştirir mi? O halde niçin yazayım, başörtüsü meselesini?
Devlet Bahçeli’nin tavrını ise tartışmayı gereksiz buluyorum! Başörtüsü meselesini yazmayacağım! Yazmıyorum! İsteyen kızsın, isteyen darılsın; başörtüsü meselesini yazmayacağım!
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
