ABD işbirlikçisi medya ile siyasetçiler, bugün, PKK’ya âdeta ateş püskürüyorlar… Nasıl püskürmesinler ki; tam Türkiye’yi “PKK tasfiye ediliyor, bir af kanunu çıkararak dağdaki militanları da şehre indirelim ve topluma kazandıralım, hatta bu bile yetmeyebilir o yüzden ‘Yeni Anayasa’ya Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türkler ile Kürtlerin devletidir yazalım” diye ikna etmek üzerelerken, PKK Diyarbakır’da gene bir bomba patlattı… Beş kişi şehit oldu, onlarca kişi de yaralandı… Ve pişmiş aşa su, hem de soğuk su katılmış oldu… ABD işbirlikçisi siyasetçilerle medyanın bütün gayretleri/zahmetleri/emekleri boşa gitti!
Şimdi, Türk Milleti’ni yeniden kandırmak için bir araba lâf etmek, bir sürü yazı yazmak durumunda kalacaklar, PKK’ya nasıl kızmasınlar ki?
PKK, gerçekten tasfiye mi ediliyor?
Hayır! Vallahi, billahi hayır!
TSK’nin yaptığı iç ve dış operasyonlar neticesinde PKK büyük bir zayiat vermekle birlikte, tasfiye edilmiyor! Çünkü PKK’nın misyonu bitmiş değil… Biteceğe de benzemiyor! PKK, ABD ve İsrail’e daha çokkk hizmetler yapacak… Meselâ PKK, isim ve hedef değiştirerek PEJAK olacak ve düne kadar Türkiye’ye verdiği zararları, bundan sonra İran’a verecek… Bu suretle hem İran’ı yıpratacak ve mümkünse ABD işgaline hazır hale getirecek, hem de Irak’ın kuzeyinde kurulmuş olan Kürt Devleti’ne zaman ve bir nevi meşruiyet kazandıracak!
Öyle bile olsa, PKK’nın PEJAK’laşması ve İran’ı hedef alması, Türkiye için bir ‘kazanım” değil mi?
İlk etapta bu, Türkiye için bir ‘kazanım’ gibi görünse de nihaî olarak bir kazanç değil! Çünkü PKK, bu halde dahi ABD ve İsrail emperyalizmlerine hizmet etmeye devam etmektedir… Bu şer ikilisinin esas amacı ise; Türkiye, Irak, İran ve Suriye topraklarından parçalar kopararak Büyük Kürdistan’ı kurmaktır! Bunun, nesi/neresi kazanç?
Üstelik PKK, Türkiye’de eylem yapmaktan tamamen vazgeçmiyor ki… Sadece strateji değiştiriyor; gücünü/kuvvetini kaybettiği ve Dünya konjonktürü değiştiği için “kır gerillası” faaliyetlerini bırakarak, imkânları ile şartlarına daha uygun olan “şehir gerillası”na geçiyor!
Son günlerde büyük şehirlerimizde ve özellikle İstanbul’da benzin ve molotof kokteylleri ile yakılan otomobiller bunun ispatıdır… Eğer Türk güvenlik kuvvetleri hızla tedbir almazsa veya alamazsa, bu eylemler yaygınlaştırılacak ve halkın hayatı çekilmez bir hal alacaktır… Bu eylemler, vatandaşın büyük maddî kayıplara uğramasına sebep olmakla birlikte, bunların asıl büyük zararı, Türkiye’nin millî birlik ve beraberliğini bozmak olacaktır.
Neredeyse otuz yıldır devam eden PKK isyan ve terörü, Türkiye’ye kırk bin cana ve hemen hemen iki yüz milyar küsur dolarlık maddî zarara sebep olmakla beraber, çok şükür ki millî birlik ve beraberliği, Türk-Kürt kardeşliğini bozamamıştır… Türklerle Kürtler hâlâ kız alıp vermekte, hâlâ özellikle batı şehirlerinde birlikte ticaret-iş ve komşuluk yapmaktadır… Çünkü Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın ve köklü olan PKK baskı ve terörü; gelen şehit cenazelerinin doğurduğu geçici infial hariç tutulursa, batı bölgelerinde henüz tam olarak hissedilmemektedir.
Ancak büyük şehirlerde otomobillerin yakılması engellenemez ve bu böyle devam ederse, bir anda olmasa bile zaman içinde korkarım ki başta otomobilleri kundaklananlar olmak üzere tüm insanlarda önce PKK’ya, sonra da tüm Kürtlere karşı bir kızgınlık, hınç, nefret ve düşmanlık doğmasına sebep olabilir... “Mal, canın yongasıdır”.
Bunun, ne büyük bir felâket olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Bu, çok büyük bir felâkettir çünkü; Türk-Kürt kardeşliği bozulur! Bu da önce millî birlik ve beraberliği, sonra Türk Milleti’ni parçalar, en sonunda da Allah korusun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkar!
Olmaz! Kırk-elli otomobil yakılmakla, böyle bir sonuç doğmaz demeyin… Olur!
PKK, 1984’te Eruh ve Şemdinli ilçelerine baskın yaptığında, PKK için Turgut Özal da üç-beş çapulcu demişti… Ne oldu? PKK, şu anda da üç-beş çapulcu mu? Bugün PKK’nın elinde; A-4 ve C-4 patlayıcıları, M-16 piyade tüfekleri, envai çeşit mayınlar, uçaksavarlar, roketatarlar, uydu telefonları ve eğer Recep Tayyip’in dediği doğru ise tanklar yok mu? Bunlar, üçüncü dünya ülkelerinin düzenli ordularında bulunuyor mu? Olmaz diye düşünür isek, dün Turgut Özal’ın düştüğü hataya (!) aynen düşmüş olmaz mıyız?
Kırk-elli otomobil yakılmakla, elbette böyle bir sonuç doğmaz… Bunu, tabii ki ben de biliyorum… Amma, Allah korusun ya meselâ İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Adana, Antalya, Mersin, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Elazığ, Erzincan ve Malatya’da üç-beş bin otomobil kundaklanırsa ne olur? Ve bir de CİA, MOSSAD ve MI6 devreye girip, insanları ajite ederse; 1970’li yıllarda meydana gelen Malatya, Sivas ve Kahramanmaraş Olayları’na benzer hadiseler çıkmaz mı?
Bu, Türk-Kürt kardeşliğini bozmaz mı? Bu, Türkiye’nin millî birlik beraberliğini ve Türk Milleti’ni parçalamaz mı? Bu, sonunda Allah korusun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkmaz mı?
ABD işbirlikçisi medya ile siyasetçiler, bizi, ahmak yerine koymaya çalışmasınlar… Allah’a çok şükür; gözlerimiz görüyor, kulaklarımız duyuyor, kafamız hâlâ çalışıyor ve Dünya’da olup biten her şeyi çok iyi takip edip, anlıyoruz… PKK tasfiye ediliyor falan değil, sadece ve yalnızca hedef ve strateji değiştiriyor; Kandil Dağı’ndaki PKK dönüştürülüp/devşirilip PEJAK haline getirilerek İran’a karşı kullanılmaya başlıyor, Türkiye’deki ise “kır gerillası”ndan “şehir gerillası”na geçiyor… Hepsi bu!
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
