“Yanıldım, yanlış yaptım, hata yaptım, hatalıydım, yanlış düşünmüşüm, doğrusu başka türlüymüş, benim dediğim gibi değilmiş” ve benzeri kelimeleri kullanmak ve bunlar için özür dilemek ne kadar zordur, insana ne kadar zor gelir, eminim herkes kendi nefsinden biliyordur.
Özür dilemek için yanıldığını itiraf etmek, gençler için daha da zordur… Hatırlıyorum da ben, otuzlu yaşlardayken yanıldığımı asla kabul etmezdim; hata yaptığımı bilirdim ama bunu kabul ve itiraf edemezdim… Konuyu evirirdim, çevirirdim, bin dereden su getirerek, bahaneler bularak, yoksa uydurarak haklı çıkmaya çalışırdım…Hele yirmili yaşlarda iken, bırakın yanıldığımı ve bunu kabul etmeyi, kendimi dünyanın merkezi sanırdım… Ben olmazsam dünya olmaz, dünya benim etrafımda dönüyor zannederdim… Böyle bir psikoloji içindeydim… Hep başkaları yanlışlar yaparlardı, lâkin ben katiyen yanılmaz ve yanlış şeyler yapmazdım(!)… Ben her şeyi bilirdim(!)… Her şeyi doğru yapardım(!)… Buna, samimi olarak da inanırdım… Hey gidi günler, hey!
Ama şimdi, yaş oldu elli üç… Eski güç ve kuvvet kalmadı… Hastalıklar bir bir zuhur etmeye başladı… İlâç kullanmadan idame-i hayat etmek âdeta imkânsız bir hâl aldı… Dövsem güç yetiremez, sövsem duyuramaz oldum… Ve, gerçeği fark ettim… Ben, dünyada bir zerre bile değilim… Müslüman da olmasam “hiç”im! Allah’tan ki, Müslüman’ım.
Herhalde biraz, yaşlandığım ve bir ayağım çukurda olduğundan, biraz da yaşlanmanın doğal olarak kazandırdığı olgunluk ve tecrübeden dolayı, artık yanıldığımı çok rahat kabul ve itiraf edebiliyorum… Nitekim geçen gün, AKP ve MHP rey oranlarını tahminde yanıldığımı itiraf etmiş ve sizlerden özür dilemiştim. Bugün de başka bir itirafta daha bulunacağım, bir kere daha özür dileyeceğim.
Bundan önceki yazımda, AKP’nin aldığı oy oranını izah etmeye çalışırken, bunun iki sebebi olduğunu yazmıştım… Bunların birincisinin AKP’nin kendi medyasını kurup kurdurması ve artı olarak devlet imkânlarını kullanarak tüm medyayı kontrol altında tutmasının olduğunu söylemiştim… Bununla ilgili kanaatim aynen devam ediyor… Ancak ikinci sebep olarak belirttiğim konudaki düşüncem tamamen değişti… Yanılmışım, artık öyle düşünmüyorum… Ve sizden bir defa daha özür diliyorum.
Geçen yazımda aynen şöyle yazmıştım: İkinci sebep ise; genel seçimler öncesinde Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar ile TSK’nin internet sitesinde yayınlanan bildiridir… Bildiğiniz bu iki “olay” Türk halkının, “benim hür irademle seçtiğim hükümete siz hangi hakla müdahale ediyorsunuz” diye düşünerek, kızmasına sebep olmuştu… Türk halkının bu kızgınlığını, -böyle bir propaganda devletle milletin arasını açar ve bu da uzun dönemde Türkiye’nin aleyhine olur diye hiç düşünmeden- AKP propaganda malzemesi olarak, çok iyi kullandı… Hatta söz verdiği halde yapmadığı bir çok şeyi de bu olayları örnek göstererek –yapacaktık ama, görüyorsunuz işte her şeye engel oluyorlar, bunu da yapsaydık, bize kim bilir neler yaparlardı diyerek- izah etme yoluna gittiler… Bu da Türk seçmeninin AKP’ye rey vermesini sağladı… Benzer durumları, Türkiye, 27 Mayıs’tan, 12 Mart’tan ve 12 Eylül’den sonraki seçimlerde de görmüştü.
Ancak şimdi böyle düşünmüyorum… Üç günde, ne oldu da düşüncem değişti?
Birçok şey oldu da, beni, en çok etkileyenini söyleyeyim: Dün akşam televizyonların haber bültenlerinde, siz de rastlamış olabilirsiniz, PEW adlı ciddi ve büyük bir ABD anket şirketinin Türkiye’de hemen hemen seçim günü yaptığı bir anketin sonuçları yayınlandı… İşte bu ankette çıkan sonuçlar, benim düşüncemin değişmesine sebep oldu.
Ben, geçen yazımda, yukarda alıntı yaptığım paragrafa bakılırsa, kısaca, şöyle diyordum; Vatandaş, TSK’nın 27 Nisan’da internet sitesinde yayınladığı bildiriye kızdı ve tepki olarak gitti, reyini AKP’ye verdi… Ancak, PEW’in yaptığı ankete bakılırsa, bu, doğru değil, külliyen yanlışmış.
PEW Türk vatandaşına soruyor: En çok hangi kuruma güveniyorsunuz?
Cevap: En çok TSK’ya güveniyoruz… Oranı yüzde 85
Vatandaş, 27 Nisan “bildirisi”nden dolayı TSK’ne kızmış olsa, artık en çok TSK’ne güvenmezdi…
Öyle değil mi? Öyle!
O halde, Türk seçmeni AKP’ye rey verirken, TSK’nin 27 Nisan “bildirisi”nden pek fazla etkilenmemiş! Etkilenmiş olsaydı, yüzde 85’i TSK’ya en çok güvenen Türk halkı AKP’ye yüzde 46 oy vermezdi.
Demek ki, ben yine yanılmışım! Hepinizden özür diliyorum.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
