« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 May

2010

Bu bir utanç yazısıdır...

Serdar Akinan 01 Ocak 1970

Nereye aitiz biz?



Bu haymatlos vicdanları nerede saklasak? Nerelere saklayarak korusak?



Dünyanın dört bir yanı adaletsizlikle dopdolu iken nereye saklayalım?



Okkalı savrulan ağız dolusu küfürler gibi yazılar yazmak...



Suratlarınıza tükürür gibi noktalarımı ve virgüllerimi bu sayfaya fırlatmak istiyorum.

Bakın, hayatımızın belki de en güzel yazı başladı...



Fıstık çamlarının gölgesinde, bir baca dibinde yavrusunu güden martılar çığlık çığlığa...

Sonsuz maviliklere bakarken vicdan paklamak ne zor. Gazete sayfaları önümde serili...

Kepazelikler içinde bir güzellik arıyorum... Ülkeme dair bir umut...



Başbakanlığı “Asan ve kesen” olarak görmeyen bir zihniyetten uzak bir ufuk...



Bir anda AKŞAM’dan Çiğdem Toker’in yazısı önüme düştü...



Tekel işçilerinin vaziyeti...



Ne çabuk unuttuk değil mi?



“8 bin 350 Tekel işçisinden 8 bin 104’ü ‘4-C’li olmayı kabul etmedi”



Yani?



4-C’ye geçen Tekel işçisi sayısı 246’da kalmış.



246 Tekel işçisinin üçte ikisi ise “öksüz ve yetim”lerden oluşuyormuş.



Bu ne demek?



Kadrosuz, güvencesiz çalışmaya boyun eğen 160 Tekel işçisi, Çocuk Esirgeme Kurumları’ndan ‘çıkan’ ana-babasız büyümüş işçilermiş.



Yalanlarınız, tehditleriniz, dayaklarınız yetimlere yetti efendiler...



Onca biber gazı... Onca dayak... Onca tehdit... Onca yalan... Ve gücünüz bu yetimlere yetti.



Utanın...



Diğer Tekel işçileri onurlarıyla, yoksulluk içinde, dimdik ayakta...



İnanın sarsıldım.



Hatırlar mısınız? Sayın Başbakan Tekel işçilerin paralarını çektiklerini söyleyip bu direnişi neye bağlamıştı?



“Bu haksız bir eylem ve daha önce söylediğim gibi ideolojik bir eylemdir ve bu ideolojik eyleme alet olanlar vardır. Hiç Tekel işçiliğiyle alakası olmayanların da bu işin içinde olduğunu çok açık net gördük, görüyoruz.”



Sonra bunun usulsüz ve ahlaksız bir banka oyunu olduğunu öğrendik.



Ardından Tekel işçileri Ankara’ya gelip bir basın açıklaması yapmak istediler.



Anayasa o gün Ankara’da tamamen keyfi bir şekilde askıya alındı. Ve nasıl bir polis devletine dönüştüğümüz tescillenircesine o insanlar ve destek vermeye gelenlere gene meydan dayağı atıldı.



Bunca yalanla ve zulümle daha ne kadar yaşayacağız?



Demokratikleşme cayırtıları arasında işte Tekel direnişi ve işte gerçekler...



Bir avuç insanın onuru, direnişi, onca karartmaya ve yanıltmaya karşın yükseldiği yerde dimdik duruyor.



Dayanamayıp düşenlerden 160 tanesi de bu devletin bakmakla yükümlü olduğu anasız babası çocuklar...



Onları yetimhaneden alıp işe yerleştiren devlet baba, Amerikalılara şirket satacağım diye bu yetimleri kapı önüne koyuyor.



“Baba, sen ne yapıyorsun?” diye direnince önce tehdit, sonra biber gazı ardından sopa...



Şimdi gittiler ve çaresiz 4-C’ye imza attılar...



Resmen modern köle oldular.



O 160 çocuğun kölelik imzası bu topraklara ait olduğunu söyleyen bir zihniyetin ne kadar alçalabileceğinin tarihimize kazınmış utanç vesikasıdır.



Söyleyecek başka şey yok.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,87 M - Bugn : 42097

ulkucudunya@ulkucudunya.com