« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Ağu

2007

Dalgalanma

Mahir KAYNAK 21 Ağustos 2007

Ekonomide gözlenen dalgalanma acaba siyaseti etkiler mi? Dalgalanma dünya ölçeğinde olduğuna göre bunun siyasi sonuçları da aynı boyutta olur mu? Kimsenin ilgilenmediği bu konuyu irdelemeye çalışacağım.

Önce bir soruyla başlayalım. Geçmişte askeri darbeler sık gözlenirken son zamanlarda halk hareketleri ve bunun sonucu olarak renkli devrimler moda oldu. Acaba siyasi iktidarın el değiştirmesinde mevsimsel döngüler mi söz konusu? Yani şimdi halk hareketlerinin mevsimi mi geldi? Bu baharın ve yazın bir de kışı var mı?

Darbelerin arka planında devlet örgütlenmeleri ve bunları temsil eden gizli servisler varken renkli devrimlerin arkasında küresel sermaye ve onların yönlendirdiği örgütler bulunuyordu. Sermaye bazen devrimler yapıyor, çoğunlukla iktidarları belirleyen güç olarak algılanıyordu. Mesela geçmişte CIA’nın desteklediği basın kuruluşları ve medyadaki etkinliği kitaplara konu olurken son zamanlarda bunlardan söz edilmez oldu ama medyaya egemen olan sermaye grupları tartışılmaya başlandı.

Ekonomideki dalgalanma küresel sermayenin gücünü ve etkinliğini sınırlıyor mu? Geçmişte olduğu gibi devletin belirleyiciliğinin baskın olduğu bir döneme mi giriyoruz yoksa gözlenen durum geçici mi? Sermaye toparlanıp eski gücüne kavuşabilir mi? Son zamanlarda ABD ve Rusya’da gözlenen askeri hazırlıklar, Soğuk Savaş dönemini hatırlatan gelişmelerle ekonomik dalgalanmanın ve sermaye kesiminin büyük ölçekli ve nerede duracağı belli olmayan güç kaybının yan yana gelişi bir tesadüf mü yoksa belli bir projenin parçaları mı?

Önce bu dalgalanmadan kimlerin kaybedeceğini düşünelim. Borçlu iflas edince alacaklı kaybeder. Kaybedenler tasarruf sahipleridir ve bunlar Çin, Japonya, Ortadoğu’daki petrol devletleri ve biraz da Avrupa’dır. Bu tasarrufların sahibi olmayan, ancak bunları kullanan ve yön veren finans kuruluşları biraz varlık ama daha çok etkinliklerini kaybederler. ABD ekonomisinin reel kaybı olmaz. Rusya etkilenmez çünkü dış ticareti vazgeçilemez olan enerjiye dayanıyor.

Küresel sermayenin kullandığı enstrümanlar değer kaybeder, ama asıl önemlisi, içine gireceği derin bunalım nedeniyle siyasi etkinliği büyük ölçüde azalır. Tabloyu tamamlamak için bölgesel bir çatışmaya ihtiyaç vardır. Mesela ABD ile İran’ı karşı karşıya getirecek bir çatışma olursa ABD halkı uğrayacağı refah kaybını bununla izah eder.

Sonuç olarak sermayenin siyasal etkinliğini kaybedeceği ve devlet örgütlerinin, geçmişte olduğu, belirleyici rol oynayacağı bir döneme gireceğimizi düşünüyorum. Böyle bir model kurarken nerede hata yapabileceğimi de hesaplıyorum. Analizim bir ön yargıya dayanıyor ve yıllardır tek taraflı bir kaynak transferine, yani Çin, Japonya, Ortadoğu ve Avrupa’nın tasarruflarının kullanımına dayanan ekonomik yapının sürmeyeceğine inanıyorum. Önümüzdeki dönemin sadece siyasi dengenin yeniden kurulmasıyla sonuçlanmayacağını, dünya ölçeğinde yeni bir ekonomik yapının da birlikte kurulacağını düşünüyorum. Eğer birileri sürekli tasarruf edip diğerleri bunu kullanmaya devam edebilirse benim modelim çöker. Eğer model değişirse ülkemiz bundan çok etkilenir.

İdris Savaş

01 Ara 2025

Kimsenin okumadığını bile bile neden yazar insan? Her şeyden öte yazmak, insanın kendisiyle konuşması, dertleşmesidir aslında. Benimki biraz öyle.

Nurullah KAPLAN

17 Kas 2025

Halim Kaya

17 Kas 2025

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

03 Kas 2025

M. Metin KAPLAN

29 Ağu 2025

Efendi BARUTCU

25 Haz 2025

Yusuf Yılmaz ARAÇ

04 Nis 2025

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 247,33 M - Bugn : 183000

ulkucudunya@ulkucudunya.com