Barış ve savaş stratejileri iç içe geçti
Ragıp Kutay Karaca 01 Ocak 1970
Türkiye’de uluslararası ilişkiler çalışıyorsanız konu bulmakta sıkıntı çekmezsiniz. Neden mi? Tüm sınırlarımız zaten yangın yeri. Komşulardan kaynaklı her sorun iç ve dış politikamıza doğrudan yansır. Ekonomi başta olmak üzere her politikamızı etkiler.
Öbür taraftan dünyanın en sorunlu bölgesi Orta Doğu’da yaşanan her gelişme bizim için bir dış politika sorunu. Bölgenin en önemli aktörü olmamız ister istemez her sorunun içerisine girmemize neden oluyor. Ancak kabul edelim ki komşularımız özelinde İran-İsrail çatışması, kurulduğumuz 1923 yılından beri, karşılaştığımız en büyük sorundur.
İsrail değil ABD ne yapmak istiyor?
İsrail’in İran’ı vurması birçok soruyu da gündeme getirdi. Bu girişim İsrail’in İran’a doğrudan ilk saldırısı değil. Ancak İsrail, İran’a ilk kez bu büyüklükte bir saldırıda bulunuyor.
İsrail’in saldırı kararı arkasında ABD’nin olduğu açık. Trump ilk döneminde olduğu gibi bu döneminde de İran rejimini ABD için tehdit olarak gördüğünü defalarca ifade etti.
İran ile nükleer faaliyetlerinin geleceği yönünde yaptığı görüşmelerin tam ortasında İsrail’in saldırısına onay vermek ve desteklemek, müzakere masasında işleyen diplomatik süreci gölgelemek anlamı taşıyor. Böylece barış ararken çatışmayı konuşmak durumunda kaldık. Diğer bir ifadeyle barış ve savaş stratejileri iç içe geçti.
ABD’nin İsrail’e onay vermesinin arkasında yatan ve ilk akla gelen konu, İran ile yapılan görüşmelerde ABD dayatmalarını İran’ın kabul etmediğidir. ABD, Gazze nedeniyle uluslararası kamuoyunda ağır suçlamalarla karşılaşan Netanyahu’yu kullanarak hem bölgedeki ABD unsurlarını İran saldırılarından uzak tutmuş hem de İran’a karşı koruma kalkanı yaratarak İran’ın saldırılarını sınırlandırmıştır. Netanyahu ise ABD-İran anlaşmasının önüne geçmenin ve dikkatleri Gazze üzerinden almanın dayanılmaz rahatlığını yaşamanın derdinde.
Trump savaşın durması için eli zayıflamış ya da zayıflatılmış bir İran’ın müzakere masasına dönmesini şart koşuyor. Nitekim İran’ın durumu Trump’ı haklı çıkarır bir vaziyette. İran’ın İsrail saldırılarına verdiği karşılık sınırlı. Hava saldırısı füze gücü dışında neredeyse yok.
Kara saldırısı coğrafi nedenlerle yapılabilir değil. Hamas’ın Ekim 2023’deki saldırısı sonrası başta Hizbullah olmak üzere İran’ın vekil güçleri sahada büyük oranda etkisizleştirildi. Vurulan nükleer tesisleri sonrası nükleer silah üretmek daha uzak hale geldi. Ülke içerisinde büyük bir güven kaybı yaşanıyor. Petrol ve gaz yataklarının vurulması ülkeyi ekonomik anlamda iflasa sürükleyecek. İran yönetimi için masaya dönmek tek çare gibi duruyor.
İkinci tez ise İsrail’in ABD’ye verdiği istihbaratın içeriğiyle ilgili. İsrail, İran’ın güç kaybının rejim değişikliği için kullanabileceğine yönelik ABD’yi ikna etmeyi başarmış olabilir. Keza İsrail ajanları İran içerisinde tabiri caiz ise cirit atıyor. Bırakın cirit atmayı İsrail, dronların yapımı için İran içerisinde atölye kurulduğu ortaya çıktı. İsrail savaş uçakları İsrail üzerinde uçar gibi İran üzerinde uçuyor.
İsrail aralarında Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Komutanı, Hava ve Uzay Kuvvetleri Komutanı ile nükleer bilim adamlarının da bulunduğu çok sayıda üst düzey yetkiliyle beraber İran’ın baş nükleer müzakerecisi Ali Şamhani’yi öldürdü. Bunu yaparken İran’da yarattığı istihbarat ağının verdiği bilgileri kullandı.
Sonucu rejim değişikliği olabilir mi?
ABD’yi iknanın sonucu rejim değişikliği olabilir mi? Bir kısım görüş İsrail saldırılarının İran’ı birleştirebileceği üzerine. Ancak İran halkında rejimin kendilerini koruyamadığına yönelik bir fikrin oluşması durumunda bu görüş tersine dönebilir.
Burada unutulmaması gereken konu 50 yıla yakın bir rejimin varlığı ve İran’ın bir imparatorluk geçmişine dayanan devlet yapılanmasıdır. Bu nedenle mevcut rejim gücünün son safhasına kadar savaşacaktır. İran rejimi ne kadar iç desteğini yitirmiş olursa olsun, kendi yanarken tüm bölgeyi ateşe atmadan gitmez. Gittiğini düşünsek bile bölge yeni bir istikrara kavuşur mu? Yoksa İsrail ve ABD için yeni bir hedef ortaya çıkar ve ABD başka bir kanunsuz Netanyahu savaşına kapılır mı?
Ben hiç iyimser değilim….
https://www.dunya.com/kose-yazisi/baris-ve-savas-stratejileri-ic-ice-gecti/781461