« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Haz

2017

Kılıçdaroğlu’nun ‘Uzun yürüyüşü’-1

Emre Kongar 01 Ocak 1970

Kılıçdaroğlu’nun dün Ankara Güven Park’tan başlayan “Uzun yürüyüşü” için uzun bir yazıya başlarken:
“Adalet mülkün temelidir” özdeyişindeki “mülk” sözcüğü “Devlet” anlamına gelir:
Çünkü Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı ailesinin “mülküdür”!
Bu “mülk” kelimesinin “Devlet” anlamına geldiğini vurgulamak çok gerekli:
Hem adalet kavramının önemini belirtir, hem de din/ tarım imparatorluklarının aslında “Aile mülkü” olduğunu anımsatır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Osmanlı ailesinin mülkü olduğunu bilmeden:
Ne kuruluş döneminde, öteki Türk Beylikleriyle olan savaşları ve Bizans’la olan ittifakları...
Ne Yıldırım Beyazıt ile Timur arasındaki Ankara Savaşı’nın niye kaybedildiğini...
Ne Fatih Sultan Mehmet’in bir “Beylikten” bir “İmparatorluğu” nasıl yarattığını...
Ne İmparatorluğun neden çöktüğünü...
Ne de Batılılaşma çabalarının niçin saraydan başlatıldığını anlayabilirsiniz!
İşte Kılıçdaroğlu’nun “Uzun yürüyüşü”, Cumhuriyet’in Osmanlı’dan devraldığı bu “Mülkü” yani “Devleti” kurtarmayı amaçlıyor!

***

Osmanlı’nın, Fatih Sultan Mehmet’ten sonra, Roma’nın devamı olarak“Dünya İmparatorluğu” olduğu dönemde “Zamanın Ruhuna” uygun “Adalet”, Batı’da Tanrı’nın ve İmparatorun (Kilisenin-Engizisyonun),Doğu’da Allah’ın, Sultan’ın (Şeyhülislam’ın- Kadının), Adaleti idi.
Endüstri Devrimiyle “Zamanın Ruhuna” uygun “Adalet”, Tanrıdan ve yöneticiden bağımsız mahkemelerin, pozitif hukuka dayalı adaleti oldu.
Osmanlı, Endüstri Devrimi’ni idrak edemediği ve izleyemediği için “Dünyaİmaratorluğunu” İngiltere’ye kaptırdı, geriledi, çöktü, işgal edildi ve yok oldu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Endüstri Devrimi’ni yaşamayan bir toplumda, Endüstri Devrimi’nin ürünü olan bir Devleti, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular!
Ama Türkiye’de “Adalet”, 1961-1971 arasındaki on yıllık istisnai dönem hariç, bir türlü yönetimden bağımsızlaşamadı...
1961 Anayasası ile bağımsız yargıya sağlanan güvenceler, 1971 ve 1980 askeri darbeleriyle yok edildi, yargı, 2010 halkoylaması ile iktidarın etkisine açık hale getirildi ve 2017 halkoylaması ile de bütünüyle siyasetin emrine verildi.
Oysa “Endüstri Devrimi”nin bile aşıldığı, “Bilişim Devrimi”nin yaşandığıgünümüzde, “Zamanın Ruhuna” uygun “Adalet”, artık dinden, siyasetten, iktidardan iyice bağımsızlaşmış, “Demokrasi ve İnsan Haklarının” güvencesi olmuştu.

***

Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü”:
21. Yüzyıl Türkiye’sinde “Çağdaş devleti” özleyen...
“Zamanın Ruhunu” yansıtan...
“Demokratik rejimi” savunan...
Bir “Uzun yürüyüştür”!
DİREN ADALET...
DİREN DEMOKRASİ!

İdris Savaş

24 Kas 2025

Bir yönetim felsefesi olarak Cumhuriyet, özünde Ortak İrade üzerine kuruludur ve egemenliğin ulusun tamamına devredilmesini temsil eder. Bu yeni sistemin kurumsallaşması, evrensel vatandaşlık, güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü prensipleriyle sağlanmış olup, binlerce yıllık monarşik veraset sistemlerine kıyasla çoğu ülkede henüz üçüncü veya dördüncü kuşağı kapsayan oldukça yeni ve kırılgan bir yönetim deneyimidir.

Nurullah KAPLAN

17 Kas 2025

Halim Kaya

17 Kas 2025

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

03 Kas 2025

M. Metin KAPLAN

29 Ağu 2025

Efendi BARUTCU

25 Haz 2025

Yusuf Yılmaz ARAÇ

04 Nis 2025

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 245,00 M - Bugn : 144190

ulkucudunya@ulkucudunya.com