« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Haz

2017

Gandi’nin dönüşü

Aslı Aydıntaşbaş 01 Ocak 1970

Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı barışçıl eylemi destekliyorum. CHP liderinin ‘Adalet Yürüyüşü’ umutların tükendiği, teslimiyet hissinin yaygınlaştığı bir dönemde hepimize ‘Bir ıslık da sen çal’ duygusu aşıladı.
Türkiye’de hâlâ geniş kitlelerin adaletsizlik ve demokrasi dışı savruluştan rahatsız olduğunu tüm dünyaya hatırlattı.
Ve daha da önemlisi, ana muhalefet partisini yeniden oyunun içine soktu. Bu yürüyüş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi rotasını çizmesi ve Türkiye’deki kaygılı vatandaşların hatırı sayılır bölümüne “Merak etmeyin, biz varız. Buradayız. CHP hâlâ önemli bir faktör” mesajını vermesi açısından önemli.
Son dönem CHP’ye yönelik birkaç eleştirim oldu. Bunlardan en önemlisi, geçen yıl bu zaman TBMM’de dokunulmazlıkların kaldırılması için “Evet” oyu vermiş olmasıydı. CHP, kendi vekilleri ve tabanını hiçe sayarak bu konuda “Anayasaya aykırı ama biz evet diyeceğiz” diye son dakikada tutum değiştirmeseydi, bugün ne sevgili Enis Berberoğlu ne de Selahattin Demirtaş cezaevinde olacaktı.
Ve Demirtaş cezaevinde olmasa, hiç tereddütsüz referandumda “Hayır” çıkardı.
Ama dedim ya, gün CHP’yi eleştirme günü değil. Demokrasi için kafa yoran, çabalayan, umut besleyen insanların dayanışma günü. Bu anlamda hepimizin Kemal Bey’e bir kredi açması ve başarılı olması için desteklemesi gerekiyor. Zira mesele sadece Enis meselesi değil; mesele “Yeter artık!” diyebilmek.
CHP’nin kararlı ve tutarlı olması durumunda iktidarın eninde sonunda bu sesi duyacağını düşünüyorum. Burada önemli olan, CHP’nin bu barışçıl eylemi anlamlı bir sonuç alana kadar sürdürebilmesi. Kemal Bey’in yeniden Gandi üslubunu benimsemesini, yaptığı açıklamalarda mutedil bir dil kullanmasını son derece önemsiyorum. Son yıllarda miting meydanlarında tutturduğu o iddialı ve Kasımpaşalı dil CHP liderine yakışmıyordu. Sonuç da almadı. Doğru olan, CHP liderliğine ilk soyunduğu dönemde kullandığı ‘sakin güç’ üslubudur.
Bazı ateşli solcular, bu sakin protestoya burun kıvırıyor, CHP lideri essin, gürlesin, halkı sokağa çağırsın istiyor. Yanılıyorlar. CHP’nin başvurduğu pasif direniş, bugünün koşullarında Türkiye’de sonuç alabilecek tek protesto yöntemidir. Normal bir dönemden geçmiyoruz. Daha şaşaalı, daha iddialı adımların başarı şansı yok. Meclis’te sabaha kadar bağırsanız, dinleyen olmuyor; onlarca basın toplantısı yapsanız, medya yer vermiyor; gösteri düzenleseniz, herkes gözaltına alınıyor.
O yüzden Kemal Bey’in başlattığı bu Adalet Yürüyüşü’nün en doğru adım olduğunu düşünüyorum.
Ancak CHP, Adalet Yürüyüşü sonrasındaki adımları da şimdiden düşünmeli. İlkeler üzerinden bir Demokrasi Bloku kurmak düşüncesi, referandumdan bu yana ağızlarda. Ancak anlamlı bir adım yok. Hepimizin gözünde saygın bir gazeteci ve siyasetçi olan Enis, cezaevinde olmamalı. Peki ya Selahattin Demirtaş ya da Ayhan Bilgen? Enis çıkıp onlar kalsa, bu yürüyüş başarıya ulaşmış mı olacak?
Nereye varmak istediğimi anladınız... CHP’nin artık kendi kitlesi ötesinde, yüzde 50’nin “oyun kurucu” gücü haline gelmesi, bunu yapabilmek için de ‘HDP meselesiyle’ yüzleşebilmesi gerekiyor. ‘HDP meselesi’, CHP’nin kendi kendine sorun ettiği bir konu. Ne taban ne de milletvekilleri için sorun değil; ama genel merkez bu konuda ürkek. Yandaş medyadan gelen 3 tweet ve 4 internet manşetiyle kilitlenebiliyorlar. Şu zamana kadar HDP varlığını bile yok saydılar. Artık bu durumun değişmesi gerekiyor.
Adalet Yürüyüşü, doğru başlangıç. İkinci adım, 2019 için demokrasi cephesi olmalı. Burada da yol, Maltepe değil Edirne’ye uzanıyor...

İdris Savaş

24 Kas 2025

Bir yönetim felsefesi olarak Cumhuriyet, özünde Ortak İrade üzerine kuruludur ve egemenliğin ulusun tamamına devredilmesini temsil eder. Bu yeni sistemin kurumsallaşması, evrensel vatandaşlık, güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü prensipleriyle sağlanmış olup, binlerce yıllık monarşik veraset sistemlerine kıyasla çoğu ülkede henüz üçüncü veya dördüncü kuşağı kapsayan oldukça yeni ve kırılgan bir yönetim deneyimidir.

Nurullah KAPLAN

17 Kas 2025

Halim Kaya

17 Kas 2025

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

03 Kas 2025

M. Metin KAPLAN

29 Ağu 2025

Efendi BARUTCU

25 Haz 2025

Yusuf Yılmaz ARAÇ

04 Nis 2025

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 245,00 M - Bugn : 143856

ulkucudunya@ulkucudunya.com