Sevr 2008
BEHİÇ KILIÇ 27 Mayıs 2008
ŞÖYLE sunmuşlardı; “Rumlar ikna oldu!” Bu mütareke matbuatının KKTC’nin elden çıkışı ile ilgi atılan
büyük adımı gizleme başlığı idi!..
Bir aldatmaca daha vardı...
Avrupa Parlamentosu, “Rapor” sunarak saldırdı ve bu saldırı da aynı çerçevede süslenerek şöyle sunuldu...
“Türkiye raporu dengeli...”
Avrupalı’nın istila temelli raporunu “Dengeli” diye sunabilen bir milli(!) medyaya sahipsek gerisini varın hesap edin!..
Görüntü şudur...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti sanki ağır bir yenilgi almış, istilacılar ülkemizin üzerine çöreklenmiş paylaşıyorlar... Memleketin dahilinde, “Şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emellerine tevdi eden”ler bu işgalden son derece emin bir vaziyette efendilerinin hizmetinde, Türk Milletini direnmemeye zorluyorlar!..
Bu ihanet şebekelerini sermayede, siyasette ve aşiret yapısı ile din bezirganlarında görüyor, hissediyoruz...
Sömürge müfettişleri varlıklarını sert biçimde hissettiriyorlar... İşbirlikçiler de taşıdıkları nüfus kağıdındaki kimliklerine karşın Türk varlığına ihaneti yüzsüz ve cüretle sergiliyorlar!..
Bu “Dengeli” diye sunulan raporu Hollandalı bir siyasetçi hanımefendi hazırlıyor... Hollandalı bayan temelde bir kulüp amigosu gibi ama kisvesi demokrat!.. Raporu bir yana bir de söylediği bir söz var ki!.. Raportör bayan Ria Oomen-Ruijten..buyurmuşlar; “Hiçbir yerde ,yargı adamlarının bu özgürlüğü yok,Türkiye’dekiler kadar özgürünü bulamazsınız!..”
Bizim matbuat böyle sundu... Bu hanım gerçekten bu sözleri söyleyecek kadar şuursuz bir ilinti içerisinde mi?.. Ülkesindeki yargıçlar aleyhine böyle sert eleştiri hakkı var mı?.. Yargıç dokunulmazlığı ile ünlü batı yönetimlerini bilmiyor mu? Sonsuz yetkili hakimlerden habersiz mi?!. Tabii amaç başka olduğu için, “Türkiye’de savcıların yorumlar yapmalarının, ‘hukukun olması gerektiği yerde olmadığının göstergesi’ , Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun yayınladığı bildiri, Yargıtay’ın ne kadar bağımsız ve tarafsız olduğunun en açık örneğidir...” diye eleştirebiliyor...
Tabii bu sözlere “İşine bak hanım içişlerimize karışma” denilemiyor, çünkü o mantık artık “Elbette karışacaklar iç işlerimize” çağdaşlığına terfi etmiştir!..
Bu fütursuzluğun sebebi açıktır... AB ve uzantısı bu parlamentonun mensupları Türkiye’yi “Ortaklığa alınacak bir ülke” yerine istila edilip parçalanacak bir alan olarak görüyorlar ve 1919’da geri dönen Sevr’i uygulamaya koyduklarını düşünüyorlar... Hollandalı raportör hanım da raportörden çok sömürge müfettişi niteliklidir... Bu raporda da Türkiye’nin önüne konulan başlıklar bellidir; “Türk Askeri KKTC’den çekilsin, Türk Ordusunun yönetim üzerindeki etkisi kaldırılsın, Kürt Açılımı konusunda gecikilmesin, Ergenekon’un kökü kazınsın!..”
Rapor dediklerine bakın ve ardından gelenlere de... KKTC’nin yok edilmesi için Talat ve Hıristofyas buluşuverdi!.. Kürt açılımı demişler ve Türk toprakları üzerinde hesap kitap içerisinde olan aşiret ağaları, bölücü bezirganlar batılı gazetelere ilan verip Haçlı’yı “Müdahaleye” davet ettiler!..
Ve Ergenekon meselesi...
Bu konu da AB dayatma-tezgahıdır beyler!..
Bakın raporda ne denilmiş; “Ordudaki Ergenekon kökünden kazınsın!”
Ne demek “Ordudaki Ergenekon” AB’liler ne demek istiyor, belli değil mi neyin peşinde oldukları... Oyuna, tezgaha, hedefe ve bu işlere kimlerin alet edildiğine iyice bakıp anlamalıyız...
Raportör Bayan, Hollandalı Ruijten Hanım, hızını alamayıp tehditi tırmandırıyor “Bizim Joost’a kaşının üstünde gözün var diyenin canını yakarız” demeyi de ihmal etmiyor, hemşerisi Lagendijk’e Türkiye’ye saldırdığı için “Kendine gel” diyenlere sopayı gösteriyor!..
AB’nin Sevr’ci ahlaksızları hiçbir unsuru tesadüfe bırakmıyorlar!..Banu Avar’ın programının TRT’den kaldırılmasının da bunların dayatması sonucu var!.. Usta Yazar Sayın Hasan Pulur ne güzel anlatmıştı, hatırlayalım; “Doğrusu hiç de yadırgamadık, ‘’sömürge valisi’’ kılıklı Avrupalılar’ın bize sıfat biçtiği, ‘’Faşist laikler’’ yakıştırmasını yaptığı,’’Size şöyle bir adam lazım!’’ diye, adamın nasıl biri olduğunu anlattığı ortamda, elbette Banu Avar’ın yaptığı belgesel program onların canını sıkar, TRT’ye gereğini yaptırırlar.”
Sevr çatır çatır uygulanıyor ey halkım!..
Boş verin hadi söyleyin maç kaç kaç kaç?!! “Avrupa Avrupa duy sesimizi” diye yırtınınca iş bitiyor nasıl olsa!..