ÜÇ PROGRAM: SERVET SOMUNCUOĞLU
15 Mayıs 2017
Velud bir münevver ve entelektüel olan Servet Somuncuoğlu’nun yarım kalan ilmi çalışmalarının tamamlanmasına yönelik çabaların yanı sıra, yazmış olduğu şiirler, denemeler ve hikâyelerin toparlanıp kitaplaştırma çalışmaları sürdürülürken hafta sonu onunla ilgili üç de program vardı. 14 Mayıs hem onun doğum günü ve aynı zamanda anneler günü idi.
İlki 13 Mayıs 2017 Cumartesi günü Türk Bilim Araştırma Vafkı TÜBAV Başkan Yardımcısı Fatih Mehmet Şahin öncülüğünde, Servet Somuncuoğlu tarafından keşfedilen Ankara Güdül Salihler ve Adalıkuzu köyleri kırsalında anma ve araştırma gezisiydi. Burası Kırgızistan’daki Saymalıtaş gibi Türk Kaya Resimleri, Türk yazıtları ve Türk kurganları alanlarının en büyükleri ve önemlileri arasındadır. Gencay Dergisi yayın yönetmeni Emre Sevinç ve kızlı erkekli yirmiye yakın lisans, yüksek lisans doktora öğrencisi idealist genç bilimcinin çorak bozkırda kızgın güneş altında bütün gün atalarının izlerini araması ne kadar ulvi ve manidar bir milli davranıştır. Geziye katılan genç bilimciler arasında altı ayrı Türk Cumhuriyetinden ve Türkiye’nin farklı üniversitelerinden araştırmacı öğrencilerin yer alması ayrıca manidar olmuştur. Sabahın erken vaktinde traktörle araziye intikal eden, onca meşakkate katlanıp Türk atalarının kayalara nakşettiği izler etrafında kopuz dinleyen gençlerin yüzlerindeki sevinç istikbale dair büyük umutlar vadediyor.
İkinci program aynı gün İsmetpaşa köyünde idi. Bursa Türk Ocaklarından Dr. Mete Ateş öncülüğünde Uludağ Üniversitesi Türk Dünyası ve Kültürü Topluluğu işbirliği ile gerçekleştirilen organizasyonda Servet Somuncuoğlu’nun kabri başında anma ve dua yapıldı. Köy mezarlığı takdire şayan şekilde yine tertemiz, bakımlı ve çiçeklerle donanmış idi. Lisans ve yüksek lisans öğrencisi gençlerin arasında yine Kırgızistan, Özbekistan gibi muhtelif Türk Cumhuriyetlerinden kardeşlerimiz vardı. Gençler taşın yan kenarında yukarıdan aşağıya Göktürk harfleriyle yazılan ibareyi merak ettiler. “Zamanı Tanrı Yaşar”. Çoğu üniversiteli idealist gençler ile ocaklı hanımlardan oluşan altmış kişilik topluluk kabir ziyaretinin akabinde evin avlusunda Somuncuoğlu ailesi tarafından hazırlanan mükellef kahvaltıya geçti. Aile efradı ve komşu hanımlar bir gün evvelinden başladıkları hummalı hazırlıktan sonra hiç yorulmamışçasına, saatler süren sohbeti sürekli ikramlarla, çay ve kahveyle zenginleştirdiler. Ayfer annenin kendi eliyle mayaladığı nefis koyun yoğurdundan ev yapımı limonataya kadar akla gelecek her şey tamamdı. Servet’in ilkokul öğretmeni Kenan Gümüş beyin de teşrifi ve anlattığı hatıralar duygulandırdı. Genç bir öğretmen olarak atandığı bu ilk görev yerinde kalacak yer ayarlayana kadar evlerinde misafir edilmesine duyduğu minnet, şükran, sevinç, sevgi ve saygı ilk günkü tazeliğiyle gönlünde yaşıyor. Bu ziyaret aslında sadece anma değil gençler açısından büyük bir kültür gezisi yerine de geçer. Sağdıç Selim ile Davut’un, Ayfer anneye “sağdıç anne” diye hürmetle hitab etmeleri, Ali amcayı “sağdıç baba” diyerek anmaları, komşuların yüzündeki sevgi dolu temiz, memnun ve güler yüzlü ifade Türk Milletinin asaletinde var olan birçok yüksek değeri ortaya koyuyor. Mustafakemalpaşa ilçesinden değerli Rıdvan Hız beyefendinin de elinde ok çantasıyla iştiraki renk kattı. Ok hediye etmesi de ayrı bir incelik.
Üçüncü program ise 14 Mayıs 2017 Pazar günü Servet’in çok uzun yıllar prodüktör unvanıyla görev yaptığı TRT Harbiye Radyoevinde Mesut Cemil stüdyosunda idi. Program Servet Somuncuoğlu’ya özel olmamakla birlikte hem konunun hem de konukların Servet’le ilgisi dolayısıyla büyük oranda ondan bahsedilmiş oldu. TRT 9. Uluslararası Belgesel Ödülleri kapsamında düzenlenen Kültür ve Belgesel konulu panelde moderatör Güdül Kaya Resimleri ile ilgili güzel bir sunumla başladı. En çarpıcı cümle Servet’in söylediği; “Güdül Atatürk’ün sağlığında keşfedilseydi Anıtkabir kesinlikle bu kaya resmi alanında olurdu…” sözleriydi. Konuşmacılardan TRT World Yapımcısı Yasin Cemal Galata, Servet Somuncuoğlu’nun çalışmalarından bahsetti, Damgaların Göçü ve Altın Elbiseli Adam belgesellerinden kesitler sundu. Plaket takdiminde eşi sahneye davet edilerek söz aldı. Vefatından sonra ilk defa Radyoevine geldiğini belirtmesi ve Servet’in görev aşkını anlatması duygulu anlar yaşattı.
Bu güzel faaliyetlerin sık sık tekrarlanması, daha geniş kitlelere ulaşılması ve gençlere vereceği ilhamla aralarından nice Servet Somuncuoğlu çıkarak büyük Türk Milletini maziden aldığı güçle atiye daha emin adımlarla ulaştırması temennisiyle emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
