İHANETİN HEDEFİNDEKİ MHP
MHP'nin kuru gürültülere pabuç bırakmadan Kürt açılımı ihanetine baştan beri şiddetle karşı çıkması çok doğru, çok haklı, çok yerinde ve çok özlenen yiğitçe bir tavırdır. Altı saat kırk dakika süren son Milli Güvenlik Kurulu toplantısından çıkan karar ihanet odaklarına sevinç çığlıkları attırırken, Türk Milleti ise bu yersiz açıklamayı şaşkınlıkla karşılamıştır. Açılımı destekler mahiyette karar çıkmasından sonra MHP tarafından yapılan yazılı açıklama ise Türk Milletini etrafında kenetleyecek tam bir Milli And niteliğindedir.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin yayınladığı basın bildirisinde şöyle denilmektedir.
"20 Ağustos 2009 Tarihli MGK Toplantısının Basın Bildirisi
1. Milli Güvenlik Kurulu; 20 Ağustos 2009 günü olağan toplantısını yapmıştır.
2. Toplantıda;
a. Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendiren iç ve dış gelişmeler gözden geçirilmiştir. Bu bağlamda, Kurul'un önceki toplantılarında yapılan değerlendirmelerin de ışığında; devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü pekiştirmek, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak üzere, İçişleri Bakanlığı eşgüdümünde yapılan çalışmalar hakkında kurula bilgi sunulmuş ve çalışmaların devamı tavsiye edilmiştir.
b. Son gelişmeler ışığında, Irak'taki durum değerlendirilmiş, Türkiye-Irak-ABD arasında oluşturulan üçlü mekanizma sürecindeki gelişmeler gözden geçirilmiş, Irak'lı gruplarla yapılan temasların yararına işaret edilmiş, Türkiye-Irak yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi toplantısı hakkında bilgi alınmıştır…"
Milli Güvenlik Kurulu başında milli ibaresi bulunan hemen bütün kurumlar gibi her nedense öteden beri Türk Milletinin güvenliğini tehdit eden unsurları sağlıklı algılayamamakta ve doğru tesbit edememektedir. Bu bakımdan kendi güvenilirliği şüpheli hale düşmektedir. Milletçe davalımız kadı olmuşsa kime dert anlatacağız. Yıllar yılı hayali irtica tehditleriyle milleti oyalayıp bezdirerek ülkeyi ihanet şebekesinin kucağına tesliminde katkısı büyüktü, şimdi de ihanet şebekesi eliyle geliştirilen tehditleri ifşa edip karşı çıkacak yerde aynı telden dem vurmaktadır. Çünkü hepsinin zihnen bağlı olduğu odak aynıdır, açılım planının hazırlayıcısı, himayecisi ve teşvikçisi ABD yanlısı ve ABD güdümündeki zihniyetten oluşmaktadır. Fakat Türk Milleti hain planlara asla teslim olmayacaktır.
Türk Milletini bölmeyi ve Türk vatanını parçalamayı hedefleyen açılım planı nasıl olur da devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü pekiştirir. Çocuk mu kandırıyorlar, âlemi kör, herkesi sersem mi sanıyorlar! Yalanı bu kadar kendinden emin ve pişkince nasıl söyleyebiliyorlar. Bildiriyi, bağlam gibi saçma sapan kelimelere boğarak anlaşılmaz hale getirmelerinden Türkçe bilmedikleri ortaya çıkıyor ama Türk Milleti pekâlâ Türkçe biliyor. Süslü kelimelerin ardına saklanan hain maksatları da seziyor, ihanet planlarının hamisini de biliyor. Türkiye, Irak ve ABD arasındaki üçlü mekanizmadan bahsediliyor, nedir bu mekanizma, Büyük Ortadoğu Projesinde Türkiye'ye verilen rol nedir? Kuzey Iraktaki suni devlete iktisadi ve psikolojik desteğe ilaveten nüfus ve toprak yardımında bulunmak mı? Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, akıbeti hızla bu yöne kayan hain açılım planlarıyla nasıl korunacak?
Bunların hesabı Milliyetçi Türkiye'de elbette görülür. Biz göremezsek yarının Milliyetçi Türk evlâtlarının boynuna borçtur. Biz tarihe şerh düşmekle, aklımızın erdiği, gücümüzün yettiğince ihanetle mücadele etmekle mükellefiz.
İhanet şu anda bütün gücüyle, topuyla tüfeğiyle, sözüyle, kalemiyle MHP'yi hedef almış durumdadır. MHP düne kadar demokrasicilik oyununda figüran rolünü oynarken, ılımlı politika güderken, bilerek veya bilmeyerek ihanete yol verirken bunların nazarında âlâ idi. Asker iyi kötü karşı çıkar görünürken, yargı direnirken MHP demokratlık adına bunları müdafaa ediyordu. Neyse, geçmiş mazide kaldı, geç de olsa akıllar başa devşirilmiş görünüyor. Ülkücü bir damar kalmış çok şükür ki derin bir nefes aldırdı.
Temenni edilir ki tutulan doğru siyaset kalıcı olur ve yapılan hatalardan dönülür. Vatanın halâs'ı bakımından doğruda sonuna kadar sebat etmek son derece önemlidir. Bu biraz da bilhassa danışman, yardımcı, yol arkadaşı, mebus, yazar, konuşur taifesinin kalitesiyle mütenasiptir. Bir de Bahçeli, biraz daha vakur ve yiğit duruş sergileyerek ellerindeki eski evrak paçavraları sallayıp, astıydın asamadıydın mügalatalarıyla paçaya dalan fino köpeklerinin bozkurda çalım satmasının önüne geçebilirse kırgın gönülleri bir nebze yumuşatabilir ve Türk Milletinin ümidi haline gelebilir. Hataları da kabul etmek fazilettir. ABD bölücübaşını sayın Ecevit'e idam edilmemek şartıyla teslim etmişti, biz de o zamanlar acemi idik, zayıf idik, tecrübesiz idik, asamadık ama bunlar gibi kahraman sayıp muhatap almadık dersin, olur biter. Bu söylenmese de millet zaten biliyor. İkide bir bu zayıf noktadan darbe yemenin manası yok. Bu defa ihanetin hakkından gelebileceğine inanırsa bu âlîcenab millet yüzde onsekiz de oy verir, kırksekiz de.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
