İslâmcılıktan geçinen kara sakallı papazlardan biri en son askeri araçların trafiğe çıkmasını kalemine dolamıştı, kendince demokrasiye aykırı bulduğu ve ayrımcılık saydığı bu durumu tenkit ediyor, tedbir alınmasını istiyordu. Aynı günlerde onunla aynı kafada kılkuyruk bir siyasi, inşa ettirdiği sitenin ücretle tutulan güvenlik görevlisi mesabesinde gördüğü Türk Ordusunu site yönetiminin talimatları dairesinde hareket etmeye davet ediyordu. Asker üzerinden kariyer kazanma yarışına giren edepsizlere gereken cevap verilmeyince kabadayılıkları yanlarına kâr kaldı.
Trafikte bazen tek tük rast gelinen ve kurallara harfiyen riayet eden askeri araçların kime ne zararı dokunmuştur, maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olunca askerin trafikteki seyrüseferi de batıyor olmalı. Bektaşi'nin sofiyi, gözle görülmez, yerde yoktur, gökte değildir, utanmasan Tanrı yoktur diyeceksin diye sigaya çekmesi misali bunlar da korkmasalar asker hiç olmasın diyecekler.
Türk Ordusu gerçekten bu efendilerin parasını bastırarak inşa ettirdiği sitenin ücretli güvenlik görevlisi midir, siteden kasıt Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise, Türk Milletinin istiklâlini temin etmesinde ve Türk Devletinin kuruluşunda bu hain zihniyetin bir katkısı olmuş mudur, yoksa sürekli muhalefet ve kritik zamanlarda isyan etmek suretiyle düşmanlara mı fayda sağlamıştır? Türk vatanını toplu mesken sahası telâkki eden adi zihniyetin canı isteyince mülkün bir bölümünü veya tamamını satmayacağını kim garanti edebilir. Vatan haini, ben vatan hainiyim yazılı afiş açıp sokakta dolaşmaz. Nitekim yaşananlar bunu teyit etmektedir, olup bitenler vatana ihanetin ve vatanı satmanın resmidir. Kürt açılımının başka manası yoktur. Güneydoğu bölgesini psikolojik açıdan rahatlatmak için Ne Mutlu Türküm Diyene yazıları silinecekmiş, çoğu askeri bölgeler içerisinde bulunduğundan Genelkurmay Başkanlığı'nın destek ve onay vermesi gerekiyormuş. Yarın Türk bayrağı da terör örgütüne psikolojik rahatsızlık verirse ne olacak. Türk bayrağı indirilip pkk bayrağı mı çekilecek? Teröristbaşı onbeş ağustosta yol haritası açıklayacakmış, bunu muhatap alarak cesaret verenler, kürt açılımı adı altında terör örgütünün taleplerini yerine getirenler, iktidarın bedelini batının talimatlarını tatbik ederek ödeyenler millete karşı tarihi suç işlemektedir. Terör örgütünün ikinci adamı Newsweek dergisinde, Türkiye'nin bizi affettiğini düşünelim, onyedibin faili meçhulü kim affedecek diye soruyor. Aynı yaygarayı medyada askere saldıran kardeşleri de sürekli koparıyor ama yapılan kazılarda köpek kemiğinden başka bir şey bulunamadı.
Beşinci kol, ülkenin bölünmesine zemin hazırlayan siyasetin yolunu açmak vazifesini deruhte ediyor. Darbe korkusuyla, darbeci ithamıyla askerin elini kolunu bağlayıp sesini keserek ihanetin önündeki engeller pasifize ediliyor. Yemekteyiz, dans yarışması, roman havası, sırlar dünyası programlarıyla halk uyutulurken, bedeli ecdadın ve Mehmetçiğin kanlarıyla ödenen mukaddes vatan satılıyor. Birinin külliyatlı miktardaki eski alacağı mahsup dahi edilmeden iki kamu bankasından yediyüzelli milyon dolar kredi tahsis edilerek sözde muhafazakâr yandaşlara peşkeş çekilen medya organlarındaki kepazelikler artarak devam ediyor.
Asker darbe düşünmediğini defaatle beyan etti. Durumun vahametini idrak ederek hassasiyetlerini dile getirenleri tutuklanmış ve cezaevine tıkılmış durumda. Diğerlerinin sesi çıkmıyor. Hal böyle iken, bu alçak tipler niçin askere saldırmak için bahane aramaktadır? Darbelerden mutazarrır olmamışlar, askeri darbelerde mağdurların yanında yer almamışlardır. İktidarlarına zemin hazırlayan yirmisekiz şubatçılarla işbirliği halindedirler. Vatan, millet, devlet gibi değerleri mukaddes bilmeyenin bireysel haysiyetinden de bahsedilemez. Bu efendilerin çoğu düzmece mazeretlerle asker kaçağıdır, vatani hizmetini yerine getirenleri de izzet-i neftsen mahrum, kraldan çok kralcı, karaktersiz ve sünepe tipler oldukları için haysiyet kırıcı bir davranışa maruz kalmamışlardır. Askere duydukları nefretin altında askerden gördükleri şahsi veya fikri zararlar değil, bizatihi askerin temsil ettiği değerler yatmaktadır.
Türk Ordusuna dil uzatan hainlerin kanı Türk değildir. Zihniyeti Türk değildir. Türk olmadığı gibi Türk'e düşmandır. Türk Milletinin bağımsızlığından, huzur ve mutluluğundan rahatsızlık duymaktadırlar. Türk Ordusunun Atatürk'ün başkomutanlığında düşmana karşı kazandığı zaferi halen hazmedememişlerdir. Çünkü gönülleri Türk'ten yana değil, Türk düşmanlarından yanadır. Türk ordusuna duydukları nefretin temelinde Türklüğün bekâsının teminatı olması yatmaktadır. Hain niyetlerini açıkça söyleyemedikleri için kenarından kıyısından dolaşarak askere vurmaktadırlar. Bunlar ancak Türk'ün kanı, Yunan, Sırp, Bulgar, Rus, Çinli, Arap ve sair elinde sebil gibi aktığı zaman mutlu olurlar. Allah düşmana fırsat vermesin, Türk düşmanlarını kahretsin.
Türkiye meclisten, yarım aydınlardan, partilerin ve müesseselerin başındaki bir grup acuze ve ucubeden ibaret değildir. Türk'e yönelen sinsi planları bozacak kadrolar her zaman mevcuttur. Allah'ın izniyle bu kara günler de aşılacaktır.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
