« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

20 Ara

2006

DÜNYA, DÜNYA…

20 Aralık 2006

 "Dünya zindan, biz mahpusuz; zindanı del kurtul.
Ten bir gemi, dünya denizdir. Dünyayı tenine koyarsan gemi batar.
Ayaklarının altına al ki, yüzüp gidesin." Mevlâna





Dünya görüşlerinin, ideolojilerin temel konularından birisi de "dünya"yı tarif edip, kendince anlamlandırmasıdır. Dünyaya yüklediği bu anlamlar üzerine örgüsünü örer, yapısını kurar.

Bizim kültürümüzün sözlü ve yazılı mahsulleri arasında nice şiir, destan, ağıt, atasözü, deyim vardır ki, umumiyetle bu dünyanın gelip geçici olduğunu, fani olduğunu ihtar eder: Dünyaya aldanmamak, dünyaya kanmamak, dünyaya bağlanmamak, dünyaya efsunlanmamak, dünyaya kazık çakmamak… Bu dünya bir imtihan dünyasıdır ve asl olan uhrevi hayatdır. Nihayetinde "ana rahminden gelip pazara, bir kefen alıp döneceğiz mezara". Bu sonlu ve sınırlı dünyadan ebediyete döneceğiz.

Bu sınırlı-sonlu dünya, ahiretin belirleyicisi olması itibariyle ukbâ kadar da önemlidir. Terazinin bir kefesinde dünya, öbür kefesinde ukbâ vardır. Saadetin sırrı da terazinin kefelerini dengede tutmaktır. Bu denge beden ile ruh, nefs ile irade, akıl ile gönül arasında umumi haliyle MADDE ile MÂNA arasındaki dengedir. Dünya ile ukbâ arasındaki denge madde ile mâna arasındaki dengedir… Dünyevî olan aynı zamanda maddî olandır.

Dünya var olalı beri bu zıtların ahengini kuramayanların, terazinin kefelerini dengede tutamayanların birbirleri ile olan savaşına şahitlik etmektedir. Son yüzyılda maddeciler / materyalistler komünizm korkusuyla insanlığın önemli bir kısmını öksesine düşürmeyi başardılar.. Komünizm ve kapitalizm maddeciliğin iki yüzü iken komünizm ile korkutup, kapitalizmin kucağına ittiler.

Türkiye'nin son çeyrek asrı kapitalizme uyum dönemi oldu. Komünizm karşısında direnip, kazanan maneviyatçılar kapitalizmin gücü ve insanı içten kuşatan metodları karşısında maddiyata teslim olmuş durumdalar.

Maneviyatcı cephenin İslâmcıları değişip demokrat-müslümanlar olarak küresel sermayenin Ortadoğudaki stratejik müttefiki(!) olma hayalindeler; iktidarın yolu oradan geçiyor olmalı.

Milliyetçiler ise onurlu AB üyeliği ile meşguller. Tercihlerine yön veren saikler ülkü ve inançları değil artık… Dünyanın gidişatı. Bu gidişata karşı duramayacak kadar bağlılar dünya nimetlerine. Dünyaya bağlılık arttıkça ülkü ve ideale olan bağlılık da azalıyor. 70'li yıllarda başkalarının hayal olarak adlandırdığı iddialarımızın çoğu gerçek olmuşken içine düştüğümüz güvensizlik, inançsızlık, sevgisizlik, vefasızlık, acizlik duygusu.. rüzgarların önünde oradan oraya sürüklenmek… Bütün bu olumsuzluklar dünyanın / maddiyatın üzerimizde artan ağırlığından olsa gerek. Bu dünyaya bağlılığımızı (tam da kapitalistlerin istediği gibi) artıran hayat unsurlarına dört elle ve büyük bir iştiha ile sarılmış durumdayız.

E.Fromm'un olmak / sahip olmak şeklinde ayırdığı, S.Ahmed Arvasi Hocamızın hayvan insan / ideal insan olarak tarif ettiği hayat tarzı arasında belirleyici olan da dünya nimetlerine duyulan bağlılık, istek ve arzudur. İdeal insan "olmak" peşindedir; mümin olmak, ülkücü olmak, milliyetçi olmak. Hayvan insan ise "sahip olmak" peşindedir; iktidara sahip olmak, güce sahip olmak, zenginliğe-güzelliğe sahip olmak.

Sahip olmaya çalışanlar şuurunda olmasalar da maddecilik bütün hayat tezahürlerinde hükümfermâdır. Onların umre-hac ziyaretleri, fitre-zekat-kurban dağıtmaları, ramazan iaşeleri gibi dinî amelleri bile dünyeviliğin göz kamaştıran izlerini taşır. Kılık-kıyafet, giyim-kuşamdaki tercihleri, güzellik salonlarına müdavimlik de bu dünya perestliğin kaçınılmaz adımlarıdır.

Hayatımızın özellikle son on yılı islâmcı, tarikatcı, ülkücü, milliyetçi iddiaları seslendirenleren maneviyatçıların dünyalıklarını temaşa ile geçti. Jet-sky meraklısı tarikat şeyhleri, kırmızı plakalı mercedes düşkünü milliyetçi siyasetçiler birbirlerine nispet yaparcasına arzı endam ediyor. Mevlâna "dünya malı Allah'ın tebessümüdür. Ona bak ama, sarhoş olacak kadar değil" diyor.
Yaşadıklarımız ise, sarhoşluktan ötesi de varmış dedirtecek cinsten.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,95 M - Bugn : 15405

ulkucudunya@ulkucudunya.com